"Mantaliteyi değiştirmemiz lazım"

İstanbul Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Ekrem Demirli, Mevlana Celalettin Rumi'nin 741'nci Vuslata erişinin yıldönümü dolayısıyla Kırklareli Üniversitesi Aktif Düşünce Kulübü'nün konuğu olarak geldiği Kırklareli'de "Şeb-i Arus Mevlana'yı Anlamak" isimli söyleşiye katıldı. Demirli burada yaptığı konuşmasında tekilleştirici anlayışın Türkiye'ye zarar verdiğini ifade etti.

Türkiye'de bir mantalite değişimine ihtiyaç olduğuna işaret eden Demirli, "Biz 700 sene önceki Mevlana'yı konuşuyor ama bu arada başka konuşacak kimse bulamıyorsak burada problem bizdedir. Tekrar işleri doğru kurarsak yeniden bir Mevlana çıkabilir, yeniden bir Yunus çıkabilir, yeniden bir Hacı Bektaş-i Veli çıkabiliriz" dedi.
Kırklareli Üniversitesi Aktif Düşünce Kulübü tarafından Kültür Merkezi'nde 13 Aralık 2014 Cumartesi günü düzenlenen "Şeb-i Arus Mevlana'yı Anlamak" isimli söyleşiye AK Parti Kırklareli İl Başkanı Alper Çiler ve partililer, İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Dalkılıç, Üsküp Belediye Başkanı Hüseyin Kasap, Kırklareli Müftüsü İsmail Bayrak, kulüp üyeleri, öğrenciler, öğretim görevlileri katıldı.
İlginin yoğun olduğu söyleşinin açılış konuşmasını Aktif Düşünce Kulübü'nün Başkanı Akın Babar yaptı. Babar, Mevlana'nın ayrım gözetmeksizin insanı kucaklayan anlayışı ile saygının, barışın, kardeşliğin, hoşgörünün sembolü olduğunu belirtti.
Ardından İstanbul Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Ekrem Demirli'nin kısa öz geçmişi okundu. Söyleşi bölümünde Evlad-ı Fatihan olma yolunda büyük bir değişimin yaşandığını belirttiği Kkırklareli'de olmaktan mutluluk duyduğunu belirterek konuşmasına başlayan İstanbul Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Ekrem Demirli, Türkiye'de Mevlana üzerine yapılan konuşmalarda rahatsız olduğum bir şey bulunduğunu belirterek bunu tekilleştirici anlayış olarak açıkladı. Bu durumun yalnızca Mevlana için de geçerli olmadığını, hemen her konuda bu şekilde tekilleştirici bir tavrımız bulunduğunu kaydeden Demirli, "Kendi tarihimizden söz ederken bir kişiyi iki kişiyi öne çıkartırız. İstanbul'un fethini konuşuyorsak mesela Fatih Sultan Mehmet'i çok öne çıkartırız ve bütün övgüyü ona veririz. Halbuki Fatih Sultan Mehmet kadar Akşemseddin kadar, Molla Gürani kadar başka askerler, başka komutanlar vardır. Her neferine kadar aslında bilmek lazım. Avrupa ile bu konuda farklılığımız vardır. Avrupa'da her bir kişi zikredilir, bizde ise tek bir kişi, tek bir kahraman üzerinden gider. İslam tarihinde de böyledir. 4 halifeyi biliriz başkasını bilmeyiz. Ulusal tarihimizde de öyledir. Cumhuriyeti kuran, bir iki üç isim biliriz bütününü bilmeyiz. Böyle bir meselemiz var. Mevlana ile ilgili bizim böyle ciddi bir hatamız var. 60-70 senedir bu böyle. Mevlana diyoruz aklımıza başka isim gelmiyor. Alevi kardeşlerimde öyle. Sadece Hacı Bektaş-i Veli diyor başkasını bilmiyor. Bu haksızlık. Öyle bir haksızlık ki Mevlana bundan Hacı Bektaş-i Veli bundan çok rahatsız olurdu. Çünkü hiç kimseye yeryüzünde Cenab-ı Hak tek olma şansı vermedi" dedi.
Mantalitemizi değiştirmemiz lazım
Bu anlayışın bizi Mevlana'dan uzaklaştırdığını, başkalarını görmezden gelmemize neden olduğunu vurgulayan Demirli, "Mevlana diyelim ki koca tek bir ağaç. Ama yeryüzünde tek başına ağaç olmaz o ağacı var eden bir orman olması lazım. Mevlana'yı konuşurken sanki orman yokmuş gibi başka ağaç yokmuş gibi konuşuyoruz. Böyle yaparak öncelikle Mevlana'dan uzaklaşıyoruz. Bu topraklar bir kişi iki kişi çıkarmadı. Yüzlerce isim çıkardı. Bunları bilmek lazım. Bunu tek şey için yapmamız lazım. Bu topraklar doğru istikamette gittiği zaman çok değerli isimler üretti, çok değerli konular geliştirdi, çok değerli kurumlar oluşturdu. Bugün biz doğru bir değer üretemiyorsak, üniversal kurumlar inşa edemiyorsak, üniversal bir anlayış ortaya koyamıyorsak bunun sebebi bu kültür değil bizim kültürle ilişki biçimimizdir. Biz 700 sene önceki Mevlana'yı konuşuyor ama bu arada başka konuşacak kimse bulamıyorsak burada problem bizdedir. 21 yüzyılda benzer isimler üretememişsek problem bizdedir. Derhal çözmemiz lazım çünkü geçmişte üretebildik. Burada bir verimlilik var. Bizim suçlamamız gereken mantalitemiz. Biz tekrar işleri doğru kurarsak yeniden bir Mevlana çıkabilir, yeniden bir Yunus çıkabilir, yeniden bir Hacı Bektaş-i Veli çıkabilir. Asla tekilleştirici olmamız lazım. Bize tek bir kişi gösteriliyorsa o ya mevzuyu bilmiyordur yada kötü niyetlidir" diye konuştu.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol