LÜTFEN DİKKAT 'KÖY'DE BİRŞEYLER OLUYOR -3-

Gerek önceki gerekse bu seçimlerde ülkenin bir çok yerinden, yaşanan muhtarlık kavgaları nedeniyle ölüm ve yaralanma haberleri aldık. Dışardan bakınca gerçekten inanılmaz ve vahşice geliyor insana ama o kıvılcım bir kere çakılmaya görsün... Bu seçimde kazanan muhtarımıza oylar sayılırken orada bulunmamasını tembihledik öyle de yaptı. Bazı şehirlerdeki derbi maç havası gibi. Ve sanki ortamı o kadar germeleri yetmezmiş gibi öyle çirkin tahrikler oluyor ki. Geçmiş dönemlerden yaptıklarıyla sabıkalı yaşlı başlı bir kendini bilmez bu seçimde yine oylar sayılırken bir şekilde onların oyları öncelikle fazla çıkıp seçimi kazandık sandıklarında bir yandan telefonla müjdeler verirken bir yandan da eliyle hareket yapıp k....k diyormuş. Neyse ki biraz sonra gerçek kazanan belli olunca boyunun ölçüsünü aldı, dik kafası önüne eğildi ve kimse ona cevap vermedi ama geçen iki dönemde bu şekilde çirkin davranışları nedeniyle bir kez sandık başında kaybeden aday onun üzerine yürümüş, jandarma araya girince kavganın eşiğinden dönmüştük.
Amaçları sadece ve ne pahasına olursa olsun kazanmak, muhtarı ve muhtarlığı kendi çıkarları doğrultusunda kullanmak olanların yapmayacağı şey yok ki. Onlara göre; 'mühür kimdeyse sultan o', bana göre; 'o mühür kimsenin babasının malı değil', benim köyümün mührü ve istediğiniz gibi kullanamazsınız. Bana göre hizmete en layık olan seçilmeli, onlar için seçilenin kim olduğu değil, kendileri açısından ne kadar kullanmaya elverişli olduğudur. Ve öylesine kullandılar öyle şeylere imza attılar attırdılar ki...
Ölçülerim öncelikle kendi köyüm içindir. Genelde çok saygıdeğer olarak tanıdığım muhtarlarımız halâ var. Bizde muhtarlığı sadece menfaat kapısı olarak görenler ve yandaşları türedi, sadece kendileri için sultan oldular. Bir muhtar bunu yapmaz denen şeylere imza attılar, beni ve benim gibileri bozdular. Önceleri saygı duymasam da kararlarına uydum sonra 'hodri meydan' deyip kararlarına da uymadım. Devlet yardımları bir yana kendi el emeğimizle köyümüze kazandırdığımız paralar buharlaşıp yok oldu. Sizi mahkemeye veririm dediğimde; elinden geleni ardına koyma dediler. Haklarında açtığım kamu davasında (soruşturma aşamasında benim bilgim dışında (A.A. kaynaklı haberle) yerel basında yer aldılar) hiç bir şahidim olmamasına, delilleri yok etme çabalarına rağmen iş birlikçi iki azasıyla beraber bir yıl hapis cezası aldılar. (Yasanın ilgili 'suçlunun lehine' maddesi gereği cezaları on aya indirilip tecil edildi.) Onlar kötü olmak yerine onların hedef göstermesiyle 'köyü karıştırmaktan dolayı' ben oldum. 'Mükafat' olarak bir dönem daha yöneticilik yaptılar. Akıllandı mı? Asla. Bir başka suç nedeniyle yeniden şikayet konusu gündeme gelince görevinden istifa etmek zorunda kaldı. Bu gün artık herkesin canına tak etmiş ki; benim hizama geldiler ama ben benden oldum...
Hep derim ya; bizim ellerde halâ ormancı validen büyüktür diye. Öyle sanırım ki bu gün sokağa çıkıp sorulsa pek çok kişi G. Kurmay Başkanımızın adını bir çırpıda söyleyemez, söyleyememesi de doğaldır belki; artık kimsenin onun adını duyduğu yok ki. Ama geçmişte özellikle sıkıyönetim dönemlerinde en küçüğünden en büyüğüne komuta-kademe zincirindeki tüm komutanların adını ezbere bilirdik, dönem onların dönemiydi çünkü. Ama orman köylüsü için, orman teşkilatında görev yapanların ismi öyle bir kazınmıştır ki hafızasına, uzun yıllar da geçse asla o isimleri unutmaz. Onların hemen her isteği adeta emir hükmünde anlaşılır yerine getirmek için çabalanır. Ne yazık ki bizim yöremizdeki seçim gerginliklerinde bu gün değil ama geçmiş dönemlerde bazılarının yanlış tutumlarının etkisi var, onların ekmiş olduğu fitne tohumları halâ meyve vermekte.
 Herkesten farklı olarak, memur olduğu için değil kişiliğini gençliğini sevdiğim, onun da beni beğenip saydığı bir 'ormancı' kardeşimiz bir seçim döneminde evime telefon açıp desteklediğim aday kazanırsa köy için iyi olmayacağını, kimi muhtar aza yapmamız gerektiğini söylemeye kalkınca; kısaca 'sana ne' deyip resti çektim. Başkalarını da aynı şekilde aradığını duyunca durumu amirine bildirip onun yanında amirine; ben de açıkça ya şunu sustur dedim ya da... Çünkü ben onu üzerimize kışkırtanı da, onların o kişilerin seçilmesini neden istediğini de çok iyi biliyordum da... 'Hiç ormancıya karşı konuşulur mu, köyü yakacaklar teranaleri başladı. Sonuçta o seçimi ormancı rüzgarını arkasına alanlar kazanmıştı ama zaten kaybetmekte olan köyümüz o günlerden beri hep kaybetmeye devam ediyor. Her seçim döneminde yeni fitne tohumları atılarak kayıpların daha büyük olması için adeta çaba sarf ediliyor. O ormancı kardeşimiz şimdi buralarda yok ama biz istemesek te aynı köydeyiz, olacağız. Ne yazık ki o gün menfaat için onların geçici dostluklarını tercih edenler, bu gün halâ aynı çizgideler.
sairmehmet39@hotmail.com
0 539 839 75 78

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol