TÜRKİYE BİLGİMİZE KÜLTÜRÜMÜZE SIĞMIYOR

Türk insanı Cumhuriyet'e Nakli, Temaşai Bilgi Kaynakları'ndan gelmiştir. Yazılı edebiyat halka inmemiştir. Halkın okumuşu, aydını olmamıştır. Halk ağzı laf yapan aylak ve bilgiç insanların çevresinde kümelenmiştir. İşittiğini, dinlediğini başkalarına anlatıncaya dek öğrendiği çok şeyle kaybederek, en uçtakine ulaşmıştır. "Aklı Gözünde" olduğu için görerek öğrenmeye büyük öncelik vermiştir. Eğitimsizlik halkı yüzyıllar boyu bilgi ve düşünce fakiri yapmıştır. Osmanlı Cumhuriyet'e böyle bir halk devretmiştir.
Türkiye bugün AKLİ VE BİLİMSEL BİLGİ zemininde yürüyen bir ülke midir? Bu soruya olumlu yanıt vermek mümkün değildir. İrtica yaşayan bir ülkede aklın, inancın önünde olduğunu, düşüncenin beynimize, bilginin işimizi aydınlattığını ileri sürmek zordur. Medyatik Bilgi ile yol almaktayız. Kütüphanelerin ödev yapmak için gelen öğrenciler dışında okuyucusu pek yoktur. Bu nedenle okumayan bir halkız. Okumayan düşünce ve bilgi sahibi olmayan bir halkın örgütlenmesini beklemek hayaldir. Üç yüz bine yakın dernekten kaçının sesi duyulmakta, kaçı demokratik baskı grubu zincirinde yer almaktadır?
Örgütlenmek, bir partiye mensup olmak, onun içinde bir görüşü savunmak bilgi ve düşünce işidir. Örgütlere, insanlara hareketlilik kazandıran bildikleri ve düşündükleri şeylerdir. Halkın ve okur-yazarların bunda bir günahı var mıdır bilmiyorum. Olmaması gerekir diye düşünüyorum. Geçmişimizde eğitim, okulculuk, okumuşluk, kitap ve kütüphane yoktu ki halk aydınlanmış olsun.
Yetmiş beş yıllık bir demokrasi, çok partili siyasal yaşama sürecimiz vardır. 1908 İkinci Meşrutiyet Particiliği'nin halkla bir ilgisi yoktu. Seçim afişlerinde, "Seçimdir bu millet buna ne karışır" diye yazılıdır. "Gözlerimi kapar vazifemi yaparım" iyi yurttaş olmanın gereğiydi. 1930'da Serbest Cumhuriyet Fırka denemesi irtica getirmiş, rejim bunalımı yaratmıştır. 1945 yılında bugünkü çok partili hayata geçiş, 1947'de açılan Kur'an Kursları ve İmam Hatip Okulları ile başlamıştır. İrtica demokrasi zeminine ilk adımını çok partili hayatla atmıştır. 1950 arifesinde bu adımı atanlar bugün Türkiye'yi irtica tehlikesiyle baş başa bırakmışlardır. Atatürk ve Laik Cumhuriyet bugün kendilerini savunmaktadır. Onlardan kurtulmak isteyenler vardır. Askerlerin ve birkaç üniversitenin dışında hiç kimse irtica tehlikesi karşısında cesur çıkışlar yapmamaktadır. Ekonomi irticai beslemektedir. Eğitim Kara Düşünce karşısında aydınlığı savunamamaktadır. Siz, CHP'nin meclisten dışlanmasını sadece Baykal Olayı'na bağlayabilir misiniz? Ecevit dahil, tüm siyasi çevreler, güçlü medyatik organlar CHP'nin aleyhinde olmuşlardır. Herkes iktidarı sağ zeminde aramıştır. Oysa sağ kesim 1950'den beri Türkiye'de iktidar olduğu halde, başarılı olamamıştır. Yani, ülkeyi yönetememiştir ve ülkeyi açmaza düşürmüştür. Halkı sıkıntıya sokmuştur. Türk sağı demokrasiyi sekteye uğratan neden olmuştur.
Yeni Türkler(Jön Türkler) zincirinden ve İttihat ve Terakki kadrosundan Prens Sabahattin'in ünlü sorusunu biz de soralım ve diyelim ki ülkemiz bugün bu bunalımdan nasıl kurtulabilir?
Türk insanı (ATATÜRK ve İNÖNÜ hariç) 1839 yılından beri kurtuluşu yabancı reçetelerde arayanlara tanık olmuştur. Osmanlı'dan günümüze "Bizi yalnız Fransız eğitim ve kültürü kurtarır" diyenler çıkmıştır. İngilizler'in desteğini arayanlar, Almanlar'a bel bağlayanlar ve 1948 yılından beri de Amerika'ya kucak açanlar görülmüştür. Oysa Mustafa Kemal bu anlayışın aksini kanıtlamıştır. "Muhtaç olduğun kudret asil damarlarında mevcuttur" demiştir. Kendimize dönüşü sağlamıştır. Ve bununla bağımsız Türkiye yaratmıştır.
Şuraya gelmek istiyorum. Duygusal Yaşam'dan, ele güne muhtaç olmaktan kurtulmak için kendimize Yeni Bir Dönüş yapmak, Türk insanının beynini yeni düşüncelerle ısıtmak, Yeni İtici Güçler yaratmak zorundayız. Bir kez ekonomiyi "HALKTAN YANA BİR EKONOMİ" haline getirmek, eğitim kadrolarını yeni düşüncelerle donatmak ve Türkiye'yi ATATÜRKÇÜ ÇİZGİ'ye koymak zorundayız. Daha doğrusu silkinmeye, yeni bir ruh yaratmaya ihtiyacımız vardır. Herhalde DÜŞÜNCE İLE ISINMAK, BİLGİ İLE DONANMAK, EVRENSEL KÜLTÜR ile dünya sahnesinde görünmek gerekir. Görülüyor ki bilgimize, kültürümüze Türkiye sığmıyor.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol