ÖZGÜR TOPLUM, ÖZGÜR BİREY VE YENİ TÜRKİYE

Bizim ülkemizde her zaman söylenen bir şey özgür bir toplumuz, bireysel özgürlüklerimizi kısıtlanmadan yaşıyoruz. Peki, bu söylenenler ülkemizde ne kadar uygulanıyor?
İŞTE CEVAP
Bunlar Türkiye'ye aslında biraz yabancı… Her ne kadar, 13 yıldır sistemi toparlamaya düzeni değiştirmeye çalışan bir hükümetimiz olsa da tam olarak oturmuş bir düzen yok. Özgür beyanda bulunmak isteyenler bulunamıyor, dinini, dilini, kökenini hala rahatça ifade edemeyen ve bunları söylediğinde tepki alan veya almaktan çekinen insanlar var.
92 yıllık Türkiye Cumhuriyeti Devletinin aslında vatandaşlarını tanıyamaması, dilini rahat konuşmak isteyen, dinini rahat yaşamak isteyen insanların zamanında katledilmeleri, bombalanmaları, köylerinin yakılmaları bölge insanlarına kendi askerleri tarafından eziyet edilmeleri hatta kendi dışkılarını zorla yedirmek gibi insanlık dışı hareket etmeleri en önemli sebepler arasında yer alıyor. Kendi halkını devletine düşman eden bir vesayetçi yönetimin bunlardan haberi yok muydu? 1948 yılında İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi yayınlandıktan sonra bir değişim oldu mu? Hayır. Neden? Çünkü "Türkçülük" dediler, "Milliyetçilik" dediler ana damarımız İslamiyetken onu kestiler, halkı cehalete sürüklediler. Etnik kökenlere böldüler. Dinsiz bir devlet tasarladılar, kendi halkına zulmeden, kendi halkını köle gibi gören etnik kökenlerinden dolayı dışlayan bir sistem kurdular ve kendilerini ilah gibi görmeye başladılar. Bunun en belirgin olduğu örnekler ise şunlardır;
Yıllarca; "Burası Türkiye, burada Türkçeden başka bir dil konuşulamaz, aksi takdirde cezalandırılır" dendi ve yapıldı. Sadece kendi ırkını dilini konuştu, söyledi diye insanlar eziyetler gördü. Başını örten Allahın emrini yerine getiren kızlarımız okullara alınmadı. Camiler ahır gibi kullanıldı, karşı çıkan dönem imamları öldürüldü yeri geldi diri diri yakıldılar. Aslında onlara bunları yaptıran İslamiyet'in yeniden hâkim olduğu güçlü bir Türk devleti ve ellerine geçirdikleri gücü kaybetmek istememelerinden kaynaklan korkularıdır. Yıllar boyunca insanların ülkemizde kısıtlanmasının sebebi aslında tam olarak budur.
Ancak 2009 yılında dış devletleri ve ajanslarının sesini kesen Osmanlı ruhu ve Osmanlı torunları yeniden bir aydınlanma ve güçlenme sürecine girdi. Halkın kurtarıcı gözüyle gördüğü bir lider çıkageldi ve 2002 yılında "YETER SÖZ MİLLETİN" dedi. O günden sonra Türkiye 90 yıldır sürdürdüğü umutsuzluk ve çaresizlik uykusundan uyanarak şaha kalktı. Artık eski vesayetçilere kulak asmayan onların her türlü kirli oyunlarını kara propagandalarını tek tek deşifre eden bir lider ve ona inanmış ecdadın yolunda yürüyen bir millet var. Bugün çeşitli din adamı diye adlandırdıkları kişiler üzerinden dış ülkelerin desteklediği içeride yapılanan devlet içinde devlet çabalarına girenlere yol vermeyen ve fırsatlarını teker teker çürüten bir millet var. Artık sıra ecdada layık huzurlu haksızlıkların ortadan kalktığı din, dil, mezhep, ırk ayrımı yapmayan ve İslamiyeti benimseyen ümmet olma yolunda peygamber efendimizin çatısı ve gölgesi altında toplanan bir aile oluyoruz. Türkiye Cumhuriyeti Devleti artık baskıcı ve şiddet yanlısı değil özgürlüklerin daha geniş kapsamlı yaşandığı bir ülke olma yolunda ilerlemekte artık. 90 yıldır süren çile sona ermekte ve yavaş yavaş yaraları sarılmakta… 2023, 2053 ve 2071 hedefleri olan ve 2023'te bu kanayan yarayı tamamen kesip atacağız. Ve bundan sonra çok daha özgür çok daha rahat ve milletiyle kucaklaşmış bir devlet göreceğiz. Bunun teminatı ise bugüne kadar yapılan düşman taarruzlarını püskürterek ülkeyi doğusuyla batısıyla birleştirmiş bir liderin olması ve artık herkesin rahatça kendini ifade edebildiği bir ülkeye kavuşmamızdır. Her şey çok daha güzel olacak. Güzel yüzlü güzel yürekli insan Ahmet Kaya'nın da dediği gibi "orada ölen askere de orada ölen gerillaya da yazık! Bu iş bitmeli ve Türkiye'de geçmişten beri binlerce yıldır birlikte yaşayan insanlar yine kardeşçe yine dostça yine güzellikler içerisinde yaşamalı. Biz ülkemizi çok seviyoruz. Lazı, Kürdü, Çerkezi, hepsini seviyorum ve ölen insanlarımıza üzülüyorum… İnsan ölüye sevinebilir mi?" Ne güzelde demiş…
Kardeşliğimiz sonsuza kadar sürecek ve Ahmet Kaya'nın vasiyeti için çalışacağız ve barışı sağlayarak inşallah daha hür bir toplum olacağız. İşte bunun için "YENİ TÜRKİYE" diyoruz.

Yenilikçi Gençlik
Oluşumu
Koordinatörü
İlyas ERGÜN

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol