EĞİTİMİN GÜCÜNE VE TOPLUMU AYDINLATTIĞINA İNANMAK GEREKİR

Mitolojiye göre, "Tanrı yeryüzündeki insanlara sordu:
-Benden ne istiyorsunuz? Onlar:
-Yaşamın gayesini, çalışmanın tekniğini, saadete erişmenin bilgisini öğrenmek istiyoruz, dediler.
-Tanrı cevap verdi:
-Size en büyük sermaye olarak aklı ve zekayı veri-yorum. Her şeyi onda bulacaksınız, dedi.
“İşte eğitim ve öğretim, insanlar bu sorunun cevabını aldıktan sonra başladı. İnsanlık cehalettin, ataletin (tembelliğin) sessiz ve sakin vadisinde uyurken küçük bir BİLGİ IRMAĞI derin ve yıpranmış yatağında yavaşça akıyordu. Bu bilgi ırmağı Geçmiş Dağlar'dan geliyor ve Gelecek Bataklıkları'nda kayboluyordu. İnsanoğlu ise karanlığın sınırında Bilgi Ufukları'na doğru yola çıkmıştı. Madde ile ilişkilerinden İŞ doğmuştu. Fakat ne var ki madde henüz insan emrine girmemişti. İnsanoğlu vahşet halinden medeniyet haline geçiş basamaklarında kurtuluşunu arıyordu. Aydınlığı getirecek sistemin gelişmesini bekliyordu. BU BEKLEDİĞİ ŞEY EĞİTİM'di, öğretimdi.”
İnsan, eğitim ve öğretim ile tanıştıktan sonra yaptığı her işten fayda sağlamaya başladı. Fakat henüz işi tam bilmiyordu, amatör bir işçiydi. Ama içinde bulunduğu şartlar onu profesyonel işçi olmaya zorluyordu. Fakat ne zaman ki insanoğlu eğitim ve öğretim basamaklarını çıkmaya başladı, işte o zaman profesyonel işçi oldu. Ve gerçek REFAH YOLU'na girdiğini gördü. Ama insanların ve ulusların refah yoluna girmeleri kolay olmadı. Çünkü işin, çalışmanın madde üzerinde hakimiyet kurmanın bir takım teknik bilgileri gerektirdiğini anladılar. İşte bundan sonra insanlar eğitimin değişme ve gelişme nedeni olduğunu anladılar. Bunlar eğitimin gayeleri, amaçları kapsamında kalıyordu.”
Amerikalı Eğitim Filozofu Jonh Dewey insana düşünmeyi, ne düşüneceğini değil, öğretmek gerektiğini söylemiştir. Ona göre HAYAT çelişmedir, oluştur. Gelişme, büyüme hayatın kendisidir. Bunu eğitimdeki karanlıklarıyla söylersek, "EĞİTİMİN KENDİSİDEN BAŞKA BİR AMACI, GAYESİ YOKTUR. EĞİTİM KENDİ KENDİNİN AMACIDIR. EĞİTİMİN TANIMI YOKTUR. NEREDE İNSAN VE İŞ FAALİYETİ VARSA ORADA EĞİTİM VARDIR. Zira eğitimin kendinden başka amacı yoktur."
"Bütün kurumlar, toplu ya da tek başına yapılan bütün işler, eninde sonunda, insanlar üzerindeki eğitsel etkileriyle ölçülmek gerekir."
1930'lu yıllarda Mustafa Kemal ATATÜRK'ün daveti ile ülkemize gelmiş. Cumhuriyetin eğitim sisteminin oluşmasına katkı sağlamış olan bu ünlü Eğitbilimci'ye göre insana önce ÖĞRENMEYİ ÖĞRETMEK gerekir. Eğitim ve öğretim için yer ve zaman söz konusu değildir. Hayatın kendisi en büyük öğretmen ve en büyük okuldur. Eğitim, öğretim süresizdir, beşikten mezara kadardır. Eski yunan devlet adamlarından SOLON'a göre, insan öğrene öğrene yaşlanır. Bu bilgilerin ışığında söylemek gerekirse kalkınmanın en büyük etkeni eğitimdir. İleri ülkeler EĞİTİMİN GÜCÜ'ne inanmış ülkelerdir. Eğitim çocukları okula almak okuldan çıkarmak değildir. Çocuğu aklı, zekası, tutum ve davranışları ile zamana uyumlu hale getirmek, çağın insanı yapmaktır. Türkiye'de eğitimin temel ilkesi bunun olması lazımdır. Cumhuriyet böyle bir ulusun varlığını öngörmüştür. Geçmişi Cumhuriyete kambur etmek gelecek için sakıncalıdır. Böyle bilinmelidir.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol