ARAPLAR NİYE ÇOK PARTİLİ HAYATA GEÇEMİYORLAR?

1980 darbesinde Kırklareli Valiliği'ne Tuğgeneral Kenan Güven getirilmişti. İcraatları dolayısıyla basında çok yer almış bir vali idi. Ancak Kırklareli'nde 5 yıldan fazla valiliği sırasında birçok işin sahibi olmuştur. Yani Kırklareli ilinin sorunlarını bütün olarak ele almış, her alanda iz bırakmaya özen göstermiştir. Bulgaristan'dan Zorunlu GÖÇ suretiyle gelenler onun zamanında olmuştur. Kavaklı'da Gazi Osman Paşa Kampı onun zamanında uluslar arası şöhrete ulaşmıştır. Aydınlardan ziyade imamlara yakındı. Sayın Kenan Güven ile iyi görüşürdük. Bir basın mensubu olarak haber sıkıntısı çekmiyordum. Bu icraatları arasında bizden Ortadoğu ve Araplar üzerine ilçelerde konferanslar vermemizi istemişti. Geçen gün arşivimde bir bilgiyi araştırırken Ortadoğu Konferansı metni ve notları elime geçti. Şunları yazmışız 35 yıl önce:
"Bayrağı yani bağımsızlığı olmayan kabileler yönetildikleri için sorunlarını hep başkalarının yarattığı inancını taşırlar. Araplarda bu düşünce yaygındır. Türk toplumunda da öyle düşünenler vardır. İçimizi hep bir yabancının karıştırdığı inancı yaygındır. Bu yüzden Araplar daha uzun yıllar çok partili hayata geçemezler. Birtakım tabuları yıkmaları gerekir. Kaldı ki bugün itibariyle Arapların yüzde 65'i okuma yazma bilmemektedir. Şahlar, Krallar, Şeyhler, Emirler tarafından yönetilmektedirler. Bu durumda olan ülkelerle uluslar arası ilişkilere girmek, onların işlerine karışmak sağlıklı olmaz. Çünkü bu durumda olan ülkeler, toplumlar çok kısa sürede dayanışma içerisine girerler, kirpilenirler, sorun yaratırlar."
Hatırlıyorum ORTADOĞU KONFERANSLAR'ımız Valilik'in emirleri ile olduğu için salonlarda dinleyici buluyorduk. Dinleyicilere Araplar bizim dindaşımızdırlar. Ancak Kardeş Millet değildirler. Aynı dinden olduğumuz için bu süreçte kültürel ilişkiler bağlamında Arap geleneklerine benzer onlardan çok şeyler almışız ve dahası Araplar'ın etkisi altına girmişiz. Bu etkileşme o kadar derin olmuştur ki Araplar'ı üstün ve soylu bir ırk olarak görmüşüz, KAVMİ NECİP demişiz. Fakat ne var ki zaman içerisinde İngiliz emperyalizminin kışkırtmasıyla Osmanlı Devleti'nin yıkılmasında rolleri olmuştur. İngilizlerle birleşerek Osmanlı ordusunu arkadan vurmuşlardır. Sonuçta Osmanlı Devleti Arap topraklarından geri çekilmek zorunda kalmış, bu kez Ortadoğu'ya İngilizler yerleşmişlerdir. Osmanlı- Arap ilişkilerini, Araplar'daki Türk düşmanlığını en iyi bilenler Osmanlı Ordusu Komutanları ve idarecileri olmuştur. Prof. Dr. Niyazi Berkes ve Falih Rıfkı Atay kitaplarında Araplar'ı anlatmışlardır. Yeni Türk Devleti'nin kuruluşundan sonra Araplarla ilişkilerimiz mesafeli olmuştur. Ancak 1950'den sonra izlenen politikalar nedeniyle Araplarla o tarihsel Türk-Arap ilişkileri gündeme gelmeye başlamıştır. Türk-Arap ilişkilerinin boyutu Ecevit zamanında resmiyet kazanmış, sıcak ilişkiler kurulmuştur. 1980 darbesinin önderi Kenan Evren zamanında bu ilişkiler daha ileri boyutlar kazanmıştır. Fakat buna rağmen Araplarla istikrarlı bir ilişki kurulamamıştır. Bugün dahi Araplar ile ilişkilerimiz soğuktur. Onlarla aramızda tarihsel bir kesinti, vardır.

Yorum Yazın

Yapılan Yorumlar

  1. Arapları Araplar düşünsün de biz de bugün Ahmet Özal'ın açtığı partiyle 99 parti sayısına ulaşmışız. Çoooooook partiliyiz de ne oluyoruz ? Çoğu tabelacı kalanları hangi partiden olursa olsun holigan particiliğine soyunan halka birşey önermeyen partiler.