Istrancalar altına kurban mı ediliyor ?

Kırklareli Merkeze Bağlı Dereköy sınırları içerisinde bulunan ormanlık alanda altın madeni işletmesi için ÇED gerekli değildir kararı Çevre Şehircilik il Müdürlüğü sitesinden Kurban Bayramı öncesi duyuruldu. Konu ile ilgili olarak DAYKO Vakfı Kırklareli İl Temsilcisi Göksal Çidem bir bilgilendirmede bulundu. Bilgilendirmede şunlar kaydedildi;
"Proje dosyasına bakıldığında birçok çelişki ortaya çıkıyor;
"1-Proje alanı ve çevresinin fauna envanterini belirlemek amacıyla; tesis çevresinde yapılan gözlemlerden, halihazırda konu ile ilgili kitap, dergi vb. kaynaklardan, çevre halkının deneyimlerinden de yararlanılmıştır.
Ayrıca olası bir hatayı önlemek amacı ile, bölgenin biyotop özellikleri de dikkate alınarak çalışma alanı sınırları dahilinde bulunması muhtemel türler de listeye dahil edilmiştir.
Bölgenin faunasını oluşturan bu türlerden koruma altına alınan türleri belirlemek amacı ile "Türk Çevre Mevzuatı"nda yer alan "Avrupa'nın Yaban Hayatı ve Yaşam Ortamlarını Koruma Sözleşmesi", diğer adıyla "Bern Sözleşmesi" Ek-II ve Ek-III incelenmiş, ancak yapılan arazi çalışmaları sonucu, faaliyetin yapılacağı bölge içinde korunan veya kesin koruma altına alınan herhangi bir fauna türüne rastlanmamıştır.
2-Bilimsel araştırmalar için önem arzeden ve/veya nesli tehlikeye düşmüş veya düşebilir türler ve ülkemiz için endemik olan türlerin yaşama ortamı olan alanlar, biosfer rezerv alanları, benzersiz özelliklerdeki jeolojik ve jeomorfolojik oluşumların bulunduğu alanlar Proje alanının yukarıda belirtilen alanlarla ilişkisi bulunmamaktadır" denilmektedir.
Ancak; Bölge halkının deneyiminden de faydalandıklarını belirtenler,  Biyosfer rezerv alanı ile ilişkisi yoktur derken 2 yıl süren AB'nin Bulgaristan-Türkiye Sınır ötesi işbirliği programı kapsamında desteklenen, Çevre ve Orman Bakanlığı; Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü ve Orman Genel Müdürlüğü Koordinasyonunda yürütülen Istranca Dağlarında uygulanan "TR 06 02 16 Istranca Dağlarında Biyolojik Çeşitliliğin Korunması ve Sürdürülebilir Geliştirilmesi Projesi"  kapsamında 130.000Ha. bir alanda uzmanlarca çalışmalar yürütülmüş ve bu çalışmaların da merkez üssü Dereköy olmuştur. Dereköy'de Çocukların eğitimine yönelik tek doğa eğitim merkezide köyün girişinde yapılmıştır..  
Alanda biyosfer rezervi yaklaşımıyla biyolojik çeşitlilik envanterleri yapılmış, sosyal değerlendirmeler gerçekleştirilmiş, Biyosfer Alan Adaylık Dosyası hazırlanmıştır. Dosya UNESCO MAB Komisyonu tarafından istenen formatta ve içerikte hazırlanmıştır. Dereköy'ün bir diğer özelliği ise Ülkemizde bulunan kelebek türü Aphantopus hyperantus'ın ilk kaydı, Dereköyden verilir ve onun dağılımı, şu anda Kırklareli olarak sınırlandırılmıştır.  Uzakdoğu, Avrupa ve Balkanlarda bulunan kelebek türü Ülkemizde sadece Dereköy'de bulunmaktadır.
Dereköy yoğun ormanlarla Istrancaların ortasında Bulgaristan çıkışında son köyümüzdür. Bölgede doğal yaşam ve yaban hayatı oldukça zengindir. Bölgede uzmanlarca yürütülen çalışmalar sonucunda  Avrupa Sincabı , Tilki , Kaya Sansarı ,Ağaç sansarı , Porsuk , Gelincik , Yaban Kedisi, karaca, kurt ve yaban domuzu   envantere kaydı yapılmıştır.
Yaban hayatını ve yaşam alanlarını korumazsak, TV'lerde ana habere konu olan "Domuzlar İstanbul'da boğazı yüzerek geçti", "Kırklareli'de Çarşamba pazarına domuz girdi"  Haberlerini daha çok görürüz.  Hayvan şehre inmesinde ne yapsın? İnsanlar çıkarları için, dağa çıkarken, ormanları keserken,  maden için dağları patlatırken, onlarda şehre inmek zorunda kalıyor. Domuzların şehre inmesi haber olurken, nedenlerini kimse araştırmıyor ve haber yapmıyor.
 Yaban hayvanlarının sınırın her iki yakasını da geçiş için kullanıyorlar. Biyosfer Rezerv alanında yapılan çalışmalar sonucunda hazırlanan raporlarda "Yıldız Dağları tüm Palaearktik bölgenin ana kuş darboğazlarından birinin üstünde yer alır. Bu nedenle, bölgede rüzgâr santralleri inşa edilmesi tüm biyocağrafya bölgesindeki avifaunayı çok ciddi olarak etkileyecek olumsuz sonuçlar doğurabilir. Yıldız Dağları'nın kuş göç yolları açısından stratejik konumu göz önüne alınarak bölgede rüzgâr santrali kurulumundan kaçınılmalıdır." görüşüne raporlarda yer verilmişken Patlatmalı altın madeni için ruhsat verilmesi akıl tutulmasıdır. Ruhsat alanı oldukça geniş. Bu faaliyet yeraltı ve yer üstü sularını kirletecek ve yok edecektir.  Maden sahası; DSİ 11. Bölge Müdürlüğü tarafından inşa edilen içme suyu ve tarımsal sulama amaçlı Armağan Barajı'nın yağış alanında kalmaktadır. Bölgede sel felaketlerinin sık yaşandığı, göz önüne alındığında Maden sahasında kesilecek olan ağaçlarında etkisiyle yaşanacak felaketlerin etkisinin daha ağır olacağı açıktır.
Sonuç olarak, Merkez'e bağlı olan Dereköy (25 km) çok yeşil ve doğal bir yerdir. Etrafında çam, meşe ve kayın ağaçları vardır. Biyosfer Rezerv Alanı proje kapsamında belirlenen 12 sıcak noktadan biriside Dereköy hudut boyudur.
Neden…..  Proje dosyası hazırlanırken birçok kaynaktan, hatta çevre halkının görüşlerinden yararlanıldığını belirten firma yetkilileri 130.000 Ha. bir alanda uzmanlarca yürütülmüş 2 yıl süren Biyosfer rezerv alanı projesi raporlarından yararlanmamıştır..?
Neden…. Ekim 2011-Haziran 2012 tarihleri arasında Trakya Kalkınma Ajansı ve Boğaziçi Üniversitesi Turizm İşletmeciliği Uygulama ve Araştırma Merkezi (TUYGAR) işbirliği ile yürütülen,  Trakya Bölgesi Turizm Master Planından yararlanmamışlardır.
Neden… Doğa Turizmi Master Planından yaralanılmamıştır. Bu Planda 2013-2023 yıllarını kapsayan 10 yıllık dönem için toplu bir değerlendirme yapılmaktadır.
Neden…  Çekül vakfı, Kırklareli Valiliği, Kurum kuruluşların Birleştirici Güç; Doğa, Su,Kültür : I. TRAKYA BÖLGE ÇALIŞTAYI  raporundan yararlanılmamıştır
Neden… Doğal Yaşamı Koruma Vakfı DAYKO, Kırklareli Üniversitesi ve İl Kültür Turizm Müdürlüğünce düzenlenen "Istrancalar ve Çevresinde Ekoturizm Çalıştayı" sonuç raporundan yararlanılmamıştır.
Ancak şunu da unutmamak gerekiyor. Yağmur çiselemeden, aniden sağanak bastırıyorsa, seller olup, hayatlar, topraklar kayboluyorsa, hazin sona adım adım yaklaşıyoruz demektir. İşte o zaman, paranın ve mevzuatın hiç bir işe yaramadığını anlayacağız. Ancak anlamış olmak, bir işe yaramayacak.. Yarınları düşünmeden sadece günlük çıkarlar için, yaşam alanlarını yok edilmesine onay verenler bilmelidir ki, Gelecek nesiller, bu uygulamaların bedelini hayatlarıyla ödeyecekler. Onlar bunu hak etmiyor. Hiç kimsenin buna hakkı yok."

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol