Yaklasik yüz elli yildir Dünya tarihini, Batililarin yazdigi sekliyle okuyoruz. Insanlik tarihini antik Yunan ve Roma ile baslatan, Ortaçag’i “karanlik çag” olarak niteleyen ve Rönesans’la birlikte insanligin karanliktan çiktigini ve bütün ilerlemelerin Bati tarafindan gerçeklestirildigini söyleyen bir tarih yazimi. Bu tarihte Antik Yunan’a öngelen Mezopotamya, Misir ve Anadolu uygarliklari yoktur. Çin ve Hint uygarliklari yoktur. Ortaçag’da Bati karanliklar içindeyken matematikte, tipta, astronomide, kimyada, fizikte vb büyük gelismeler gösteren Islam Dünyasi ve bir bütün olarak Dogu yoktur. Oysa Bati 19. yüzyil ortalarina kadar böyle degildi. 1648 Ingiliz Devrimi’nin ve 1789 Fransiz Devrimi’nin Bati’si, tarihe devrimci bir bakisla dogru bir sekilde bakiyordu. 13. Yüzyilda Albertus Magnus, bilime verdigi önemin bir isareti olarak zaman zaman Arap kiyafetleri giyerek dolasiyordu ve derslere bu kiyafet ile giriyordu. Ayni yüzyilda yasayan Roger Bacon ise bilimi ilk kaynagindan ögrenebilmek için ögrencilerine Arapça ögrenmeyi tavsiye ettiginden, “Bacon Arap oldu” diye aleyhinde gösteriler yapilmisti. Ama 19. yüzyilin ortalarindan itibaren gericilesen Kapitalizm, Dünya üzerinde kurdugu sömürü ve zulüm düzenini mesru göstermek için tarihi de alt üst etti. Emperyalist Bati’nin tarihçileri deyim yerindeyse dünyanin diger halklarini tarihten sildiler. “Batililar disinda kalan halklar, asagi halklardi. Insanlik tarihine olumlu anlamda bir katkilari olmamisti. Olamazdi da. Çünkü böyle bir yetenekleri yoktu. Onlar üstün bir irk olarak yaratilmis olan Batililar tarafindan yönetilmeye mahkûmdular.” Batili emperyalistlerin bu çarpik tarih anlayisinin nasil ortaya çiktigini Martin Bernal, Kara Athena adli eserinde çok güzel anlatmistir. (Martin Bernal, Kara Athena, Kaynak yayinlari 1.b. 2003)
EZILENLERIN PENCERESI
20. yüzyilda ezilen dünya ayaga kalkinca, kendi tarihine Batililarin gözüyle bakmamasi gerektigini de ögrendi. Mustafa Kemal Atatürk’ün tarih çalismalarina çok büyük önem vermesi bosuna degildir. Türk Tarih Kurumu’nun kurulmasi, Hitit ve Sümer arastirmalari, Islamiyet öncesi Türk tarihine iliskin incelemeler; bütün bunlar Batililarin üstünü örttügü Türklerin tarihini ortaya çikarmak amaçlidir. Benzer arastirmalari Devrim yapan bütün halklar yaptilar. Sovyetler Birligi ve Çin basta olmak üzere 20 yüzyilin ikinci yarisinda sömürgelik boyundurugundan kurtulan bütün ezilen milletler, tarihe Batililarin penceresinden degil, kendi pencerelerinden bakmayi ögrendiler, ögrenmeye devam ediyorlar.
IRAN’IN TARIHI
Iran Atom Enerjisi Kurumu Baskani Ali Ekber Salihi kendi tarihi ile Amerika’nin tarihini kiyaslayarak önemli bir sonuç çikariyor. “Biz üç bin yillik medeniyetin ülkesiyiz. Zamana asla yenik düsmedik, her seyi gördük, geçirdik. En fazla 200 yillik gelenegi olan düsmanlarimiza sormak isterim: Siz gelecege ne kadar hazirsiniz, bir yüzyil daha ayakta kalabilecek misiniz?”
Milletler tarih içinde yarattiklari degerlerden güç alarak gelecege yürürler. Emperyalizme karsi tarihin ilk Kurtulus Savasi neden Anadolu topraklarinda verildi? Neden, bugünün dünyasinda ekonomik kriz her tarafi kasip kavururken, Çin ve Hindistan gibi binlerce yillik medeniyetlerin mirasçilari büyük basarilara imza atabiliyorlar?
Iran’in, Amerika basta olmak üzere emperyalist dünyanin ambargolarina ve her türlü kusatmasina boyun egmeyerek direnmesini mümkün kilan nedir? Neden Irak, her ne kadar isgal edildiyse de teslim olmuyor ve Dünyanin en büyük zorbasina karsi direnmeye devam ediyor. Elbette çok sayida neden sayilabilir ama hiç kimsenin süphesi olmasin, bütün bu ülkeler tarihin derinliklerine uzanan köklerinden ve bin yillar içinde basardiklarindan büyük güç aliyorlar. Öte yandan tarihin bir döneminde çok parlak bir basarinin sahibi olmak, kimseyi ebedi kilmaya yetmiyor. Asurlulari, Büyük Iskender’in Makedonlarini, Cengiz Han’in Mogollarini hatirlayalim. Neredeler simdi?
IRAN VE AMERIKA
Iran; Mazdek’in, Firdevsi’nin, Hayyam’in, Babek’in ve Hafiz’in ülkesidir. Insanlik, tek tanrili dinler fikrine, Büyük Kurus’un Pers imparatorlugu döneminde ulasti. Devlet teorisi ve siyaset bilimi üzerine bildigimiz birçok seyi Iranlilar insanliga kazandirdilar. Medler, Persler, Sasaniler, Safeviler ve günümüzün Iran’i… Hepsinin tarihte ve insanligin gelisiminde kayda deger yerleri oldu. Emeviler ve Abbasiler gibi Islam imparatorluklarinda da Iranlilar, bilgi birikimleri ve kültürleri ile kendilerine bir alan yarattilar. Zaman zaman Iran’i isgal edenler çok geçmeden bu büyük uygarlik tarafindan “Iranlilastirildilar.”
Iste Salihi, bu büyük gerçegin verdigi güvenle konusuyor ve hakli olarak soruyor: En fazla iki yüzyillik geçmisi olan Amerika, nesine güvenerek Dünyaya meydan okuyor? Yüz sene, ikiyüz sene sonra Amerika Birlesik Devletleri diye bir varlik kalacak midir?
Amerika, daha tarihin hiçbir büyük sinavindan geçmedi.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol