Saadet Åzen Öner geçtigimiz Pazartesi günü 8 Mart Kadinlar Günü dolayisiyla düzenlenen programda "Aile Içi Iletisim" konulu konusmasini yapti.
Kirklareli Valisi Ali Haydar Öner'in esi, Kisisel Gelisim Uzmani ve Yasam Koçu Saadet Åzen Öner, dün Kültür Merkezi'nde 8 Mart Kadinlar Günü dolayisi ile "Aile Içi Iletisim" adi altinda bir seminer gerçeklestirdi.
Saat 14.30 itibari ile baslayan seminere katilim oldukça büyüktü. Genel olarak aile içi yaklasimlarin masaya yatirildigi programa; Kirklareli Valisi Ali Haydar Öner, Belediye Baskani Cavit Çaglayan ve esi, Jandarma Il Komutani Mehmet Yigit, Tarim Il Müdürü Hasan Çebi ve tüm ilçe Kaymakamlari istirak etti. Katilimini seçkin davetlilerin gerçeklestirdigi seminer, açilis konusmasi, saygi durusu ve Istiklal Marsi esliginde baslarken, Saadet Åzen Öner katilimcilarin alkislari ile birlikte sahnedeki yerini aldi. Öner, program baslar baslamaz kendisini alkislayan katilimcilara, "Henüz alkislanacak bir sey yapmadim. Fakat soyadimi alkisliyorsaniz ben de size katiliyorum" diyerek esi Kirklareli Valisi Ali Haydar Öner'e döndü ve kendisi de alkisladi. Öner yapilan alkislar için, "Eger program sonunda kendinizi memnun hissediyorsaniz o zaman alkislayabilirsiniz" dedi.
Anlatima baslamadan önce seyircilere küçük sorular soran Öner, sordugu sorulara cevap verilmesini, gelen cevaplarin herkesten tek bir kelime seklinde olmasini ve buna dikkat etmelerini rica etti. Konusmasina insanlarin beyin zekâsi ve beden zekâsi olarak iki ayri özellige sahip oldugunu belirten Saadet Åzen Öner, beden zekâsinin insanlara verilen büyük bir yetenek oldugunu belirtirken, "Örnegin, parmagimiz kanadiginda hemen elimiz agzimiza gider. Neden? Çünkü tükürügümüz bir antiseptiktir. Insanlar parmagi kanadiginda 'Parmagim kanamis dur ben bunu bir antiseptikleyim' demezler" diye belirtti. Beden zekasinin bu denli yeteneklere sahip olmasindan dolayi çok önemli oldugunu belirten Saadet Åzen Öner, "Iste bu yüzden insan her seyden üstün bir varliktir" dedi. Nasrettin Hoca'nin yabanci ülkelerin tümünde filozof olarak bilinmesine ragmen Türkiye'de sadece fikralarinin bilinmesine dikkat çeken Öner, programin belli aralarinda Nasrettin Hoca fikralarina yer vererek katilimcilara bazi konulari anlatmaya çalisti. Oldukça etkileyici bir anlatim gerçeklestiren Saadet Åzen Öner, katilimcilarla konusmalarinda daha rahat olmalarini isterken, salondaki izleyicilerin verecekleri cevaplarda da çesitli çeliskilere takilmamalari gerektigini belirtti.
Saadet Åzen Öner, insan beyninin üretmis oldugu elektromanyetik dalgalara, insanlarin her an hayatinda olan elektronik esyalarin zarar verdigini belirtti ve su sekilde degerlendirdi;
"Bilgisayar, televizyon, mikrodalga firin, kablolu ve kablosuz tüm aglar beynimizin ürettigi elektrigi bozacak nitelikte manyetik alan yaratiyor. Bu da bizlerin saglikli düsünememesine ve ardindan bizi izleyen sorunlara neden oluyor" dedi. Yasanan sorunlarin yani sira televizyon izleyenlerin bagimli hale geldiklerini belirten Öner, "Ailelerde komsuluk kültürü kalmadi. Insanlar birbirinden kopmaya basliyor. Türkiye'de televizyon izleme orani oldukça yüksek" diye belirtti. Saadet Åzen Öner yaptigi konusmaya, televizyonlarda yayinlanan programlar ve filmlerin yeterli özellikleri karsilamadigini ve Türkiye'de insanlarin bos yere vakit harcamasina sebep olduklarini da sözlerine ekledi. Program arasinda birçok kisinin telefonu çaldi. Bazi telefonlarin uzun süreli çalmasi katilimcilarin rahatsiz olmasina sebep oldu. Program devam ederken bir telefonun sürekli çalmasi ve kimsenin bakmamasi katilimcilarin dikkatini dagitirken Öner, çalan telefonun kendisinin oldugunu belirtip programa telefonda çalan sarkiyi da katilimcilara söyletecegini belirtti. Konusmasindan sonra izleyicilere "Sil Bastan" adli sarkinin dört cümlesini izleyicilerin de katilimiyla beraber söylemelerini isteyen Saadet Åzen Öner, sarkinin kisa bir süre söylenmesinden sonra izleyicilere herkesin katilimda bulunmamasinin sebebinin mahcup duruma düsme korkusu, baskalarinin ne diyecegi hakkinda endiselenme gibi sebepler oldugunu belirtti. Kültür Merkezi'nde kisa süreli olarak yasanan elektrik sikintisina aldiris etmeden anlatimina devam eden Öner, insanlarin genç olmasi ve genç kalmasinin yas ile ilgili olmadiginin altini çizerek, "Ben son 3 aydir üç yasindayim, etrafimda gördügüm her seye üç yasindaki çocuk gibi merakli gözlerle bakarak anlamaya çalisirim. Ögrenmeye daima açigim" ifadesini kullandi ve Mustafa Kemal Atatürk'ün "Bütün ümidim gençliktedir" sözü ile bagdastirdi. Söyledigi bu sözün ardindan genç kelimesini açan Saadet Åzen Öner, "Eli, kolu tutan, çalisabilen, düsünebilen, ayakta durabilen herkes gençtir" dedi. Öner, "20 yaslarindaki çocuklarin ellerini kaldiramamasi da bu konunun yas ile ilgili olmadigini kanitlar" diye belirtti. Konusmalarina birçok taninmis isimden örnek veren Öner, Mevlana'dan, Yunus Emre'den de bazi sözleri anlatimina katti.
"Düzenli nefes alip veren bir insanin, öfkeli olmasi imkânsizdir"
Öner, seminere hazirladigi slâyt gösterisi esliginde devam etti ve aile içi iliskilerde bireylerin öfkelerini yenmeleri gerektigini, bunun da düzenli nefes alip verme ile dogru orantili oldugunu vurguladi ve katilimcilara uygulamali olarak aktardi. Öner aile içi durumlar hakkinda, "Ailenizle sikça zaman geçiriyor musunuz? Yoksa tartismali zamanlariniz daha mi çok oluyor" diyerek konusmaya basladi. Aile bireyleri arasindaki iliskilerin gelisebilmesi için zamanin önemli oldugunu açiklayan Öner, dinlenme zamaninin gerektigi sekilde kullanilmasinin gerektigini, aile içi iliskilerde kullanilan zamanin aile iliskilerinde gelismeyi saglayacagini da sözlerine ekledi. Programi çok canli bir dil ile anlatan Saadet Åzen Öner, 30 yil boyunca su üzerinde 35 arastirmaci ile birlikte yaptigi bir projeyi video olarak projektörde göstermek istedi fakat video projektörde görüntülenmeyince kisa bir süre konusmalari dinletti ve çekilen bazi resimleri gösterdi. Suyun çesitli durumlarina farkli isimlerin verildigi arastirmada koyu renklerin bulundugu suyu insanlarin öfkelendigi zamanlara sade durumda bulunan suyu da insanlarin sakin zamanlarina benzeten Öner, baska insanlarin yaptiklarina öfkelenilmemesi gerektigini, kontrolün onlarda degil insanin kendisinde olmasi gerektigini belirtti.
"Aile içi iletisim" adi altinda gerçeklestirilen seminerin finalinde katilimcilar yogun alkislar esliginde Öner'i kutladi.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol