Ilimizde de Tekel isçileri için is birakma eylemi yapildi

Bir ay’i askin bir süredir Ankara’da haklarini arayan Tekel isçileri için tüm Türkiye ile birlikte Kirklareli’de, hem kamuda hem de özel sektörde is birakma eylemi yapildi. Dün saat 12:30’da Kirklareli Ögretmenevi önünde toplanan çok sayida katilimci, sloganlar esliginde Dingiloglu Parki önüne yürüdü. Sendikalar ve sivil toplum örgütlerinin yani sira Kirklareli Belediyesi’nden de çok sayida personel ve vatandas da eyleme katilim gösterdi. Elinde pankartlarla ve sloganlarla Dingiloglu Parki önüne gelen coskulu kalabalik, hep bir agizdan sloganlar atarak Cumhuriyet Meydani’ni inletti.

Burada DISK'e bagli Genel-Is Sendikasi Trakya Sube Sekreteri Mustafa Nizamoglu tarafindan yapilan basin açiklamasinda; ”

Tekel isçileriyle dayanisma için ayaktayiz,! sendikal hak ve özgürlüklerimiz için ayaktayiz, emege yönelik saldirilarin azalmasi için ayaktayiz, Sadece tekel isçileri için degil, sinter isçilerinin, nakliyat isçilerinin, belediye isçilerinin Kizilay isçilerinin itfaiye isçilerinin Çemen Tekstil isçilerinin, Marmaray isçilerinin yasadigi ve daha pek çok isyerinde yasanan hak ihlalleri için ayaktayiz. 4-C uygulamalarina karsiyiz, hak gasplarina karsiyiz, sendikal haklarimiza yapilan saldirilara karsiyiz. Isçilerin, emekçilerin istedigi sey, demokratik, sosyal bir hukuk devletinin zaten yapmasi gereken seylerdir. Ve zaten bu haklar, iktidar adayi partiler tarafindan seçim dönemlerinde çalisanlara vaat edilir. Nedir bunlar? Sendikal, ekonomik ve sosyal haklarin korunmasi ve çagdas, insanca yasanabilecek bir seviyeye çikarilmasidir. Özeti budur.

Sendikal örgütlenme özgürlügü istiyor. Is güvencesi istiyor. Kazanilmis haklarini kaybetmek istemiyor. Insanca yasayacagi bir ücret istiyor. Bunlari verecegini vaat ederek iktidara gelen Hükümet ne diyor? "Sen avucunu yalarsin, avucunu. Önce haddini bil" diyor. Sendikalarin temel görevi, üyelerinin çalisma ve yasam kosularinin iyilestirilmesi için mücadele etmektir ve haklarinin korunmasi için de ülkemizin demokratiklesmesine katki sunmaktir. Fakat Basbakan haklarinin savunusu yapanlara, emegini, alin terini savunanlara "ideolojik davraniyorsunuz, siyasi uçlarda yer aliyorsunuz ve yasadisi eylem yapiyorsunuz" diyor. Basbakan her demokratik talebe ve eyleme bir kulp takiyor.

1 Mayislarda isçiyi karsisina aliyor, ögrencileri karsisina aliyor, emekçileri karsisina aliyor, çiftçiyi karsisina aliyor, yani Basbakan, toplumun bütün kesimlerini karsisina aliyor. Maliye Bakani ise "72 milyonun hakkini yedirtmeyiz" diyor. Kim bu 72 milyon? Zaten haklarini yediginiz isçi, memur, esnaf, kadin çoluk, çocuk degil mi? Biliyorsunuz, Hükümet Tekel isçisine "Ya isten çik, ya da 657 sayili yasanin 4-C maddesini kabul et" demektedir. Kazanilmis sosyal, sendikal ve ekonomik haklarini savunan isçiler ise bu dayatmayi hakli olarak kabul etmemektedirler.

Hükümetin bugün dayattigi 4-C maddesi sadece Tekel isçilerine degil, tüm Türkiye'ye, tüm emek dünyasina dayatilmaktadir. Kamu mallarinin yok pahasina özellestirilmesinin isçi sinifina düsen kismi budur. Açliktir, yoksulluktur, issizliktir. Tekel isçisi ve emekçiler elbette bunu kabul etmeyeceklerdir. Bu gelismelerle birlikte toplanan 6 sendikal konfederasyon yaptigi toplantida üretimden gelen gücünü kullanma karari almistir. Iste bugün böyle bir tarihi gün yasiyoruz. Tipki 1 Mayislar gibi, 20 Mart fasizme ihtar eylemi gibi, DGM'lere karsi genel yas eylemi gibi, Kahramanmaras katliami karsinda genel direnis gibi. 4 Subat tarihi, isçilerin, emekçilerin ve emek dostlarinin, Türkiye emek hareketinin mücadelesinde yeni bir gün olacaktir.

Tekel isçilerinin direnisi toplumun bütün kesimlerince desteklenmistir ve toplumun vicdani halini almistir.”