Ilim, insanligin mutlulugunu saglayan medeniyetin kurulmasinda en önemli sartlardan birisidir. Cehalet, insanligi büyük acilar ve sikintilar içine sokan bir yapinin adidir. Cehalet okuma yazma bilmemek veya adinin basina çesitli unvanlar (Av. Müh. Dr. Doç. Prof. gibi) koymakla yok edilecek bir özellik de degildir.
Ilim, insanin hür ve serbest düsünebilecegi, yasayabilecegi bir ortami insanligin emrine sunma bilgilerinin birikimidir.
Peygamberimiz devrinde de insanlar ilim sahipleri ve cahiller olarak ikiye ayriliyordu. Mesela “Cehaletin babasi” unvanina sahip “Ebu Cehil” devrinin her türlü bilgilerine sahipti ama ne yazik ki cahildi. Çünkü insanlarin serbest düsünebilecekleri, hür olarak yasayabilecekleri bir ortami onlara vermiyor yani Allah’i tanimiyor ve Islam’in getirecegi bir ortami insanlara çok görüyor, onlara zulmediyordu.
Ilim olmadan hiçbir sey olmazken, ilmin kaynagi ise akl-i selim dedigimiz, yapilan çesitli telkinlerin tesirinde kalmadan saglikli düsünebilmenin esasi da çok önemlidir.
Islam cihadi; bütün insanlarin hiçbir baskiya maruz kalmadan serbestçe düsünebilmesi ve inancini serbestçe seçerek yasayabilmesi için yapilmaktadir. Saglanacak bu ortamda insan Islam’i yasayabildigi kadar, Hiristiyanligi da, putperestligi de diger inançlari da serbestçe seçebilmekte toplum için konmus kurallara dikkat ederek rahatça yasamaktadir.
Åzurasi gerçektir ki akl-i selim ile çilginlik kesinlikte bir araya gelmemekte çilginliklarin konusuldugu, çilginliklarin yasandigi ortamlarda akl-i selim orayi terk etmektedir.
ILIM FAYDA IÇIN OLMALIDIR
Bu gün ülkemizde 74 üniversitemiz vardir. Bunlari fakülteleri ise birçok ilçeye dagilmistir. Üniversitelerimizde akademik kariyer sahibi birçok profesörümüz, birçok doçent ve doktorumuz bulunmaktadir. Idari personel ve hizmetlilerle birlikte üniversite personelinin sayisi yüz binleri bulmaktadir. Tabii bunlara ödenen maas ve ücretler, yolluk ve fazla mesai ücretleri milyonlarca lirayi bulmaktadir. Üniversitelerin döner sermayelerinde harcanan paralarin ise hesabi bilinememektedir. YÖK bu rakamlarin gerçegini her zaman açiklayabilir.
Böyle muazzam bir kadroya sahip üniversitelerimizde niçin dünya çapinda buluslar ve icatlar yapilamamakta, niçin ülkeler arasi siralamada ilmi sahada 70 ten daha asagi siralamaya girmekteyiz? Niçin ilim adamlarimiz telif eser yazamamakta daha çok tercüme eserlerle vakit geçirmektedir?
Hâlbuki bir medeniyet kurma iddiasi ancak ilimle mümkündür. Bizden önce yasamis atalarimizin bir medeniyet kurduklarini iftiharla anlatirken son yüz senedir biz hangi ilmi çalismalarimizla gelecek nesillerimize bir medeniyet birakma iddiasini yapacagiz? Nesillerimiz bizin nelerimizle övüneceklerdir?
Bundan 7 – 8 sene önce bir Dr. Zeki Özel çikmis, “Zakkum agacindan kansere ilaç buldum” demis, bu ilaçla yaptigi tedavilerde birçok kanserli haytayi sifaya kavusturmustu.
Sonra bu doktorumuz tiraji büyük gazetelerin ve sahipligini yabancilarin yaptigi reytingi yüksek televizyonlarimizin dile düstü. Aman ne saldirdilar adamcagiza… Hatta adinin basinda prof. unvani bulunan bir adam çikti televizyona ve “eger zakkum bitkisinden kansere ilaç bulunacagini bulsalardi, Batili mucitler bulurdu” diyerek zirvalamis, kendini ve milli degerlerini ayaklar altina alarak, Batiya olan köleligini ilan etmisti.
Sonra Dr. Zeki Özel’in bulusuna yüksek telif hakki ödeyen ABD adami Amerika’ya davet etmis ve yine yüksek bir maasla istihdam etmisti.
AKL-I SELIM ORTAMINI HAZIRLAYIN
Eger biz gelecek nesillerimize bir eser, bir medeniyet birakacaksak üniversitelerimizde bugün var olan siyasi anlayis ve mantigi mutlaka ortadan kaldirmali, bu baskici ortamda itilen çocuklarimiz ve özellikle baslari kapali kizlarimizin ilmi çalismalar yapmalarina zemin hazirlamaliyiz.
Geçen günlerde Milli gazetede okudugum bir haber (bu haberi diger gazeteler yazmazlar) beni çok duygulandirdi. Istanbul’da ki Imam Hatip Okullarindan birinde her yil adet haline getirilen “Hadis-i serifi ezber okuma yarismasi”ni, bir kizimiz (tabii basi örtülü) 1337 hadisi serifi metinlerini ve meallerini (manalarini) ile ezberden okuyarak 2011 yilina ait ödülü kazanmistir.
Çilginliklarla zamanlarini harcayan yöneticilerimiz, üniversitelerimize ve ülkemize akliselim ortaminin getirilmesi, üniversitelerimizde kendinden baskasina hayat hakki tanimayan bagnaz anlayisi ne zaman kaldiracaklardir?
Ögrenim haklari ellerinden alinan özellikle kiz çocuklarimiz ne zaman ilim ortamina sokularak kendilerinden yararlanacaktir? Bosa harcanan bunca zaman ne zaman telafi edilecek, israf edilen bunca para ne zaman bir fayda olarak ülke insanimiza ve dünya insanligina döndürülecektir?
Ama bu ortami hazirlamak görevi üzerinde bulunan parti, “tek adam” görünümünü terk ederek, önce kendi içinde tek seslilige degil fikirlerin tartisilarak karar alinmasini saglamasi gerekmez mi?
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol