Il Genel Meclisi'nde Israil'e ve bölücü teröre kinama

KIRKLARELI Il Genel Meclisi Haziran Ayi 1'inci Birlesimi Valilik Atatürk Toplanti Salonu'nda yapildi. Tuna Soykan Baskanligindaki toplanti, Soykan'in Israil'in Gazze'ye yardim malzemesi tasiyan gemilere düzenledigi saldiri ile bölücü terör örgütünün son dönemde gerçeklestirdigi saldirilari kinamasi ile basladi. Yoklamanin ardindan bir önceki toplantiya ait tutanak özetinin okunmasi ve oylanarak kabul edilmesi ile devam eden birlesimde Il Özel Idaresi emrinde sürekli isçi kadrolarindaki "düz isçi" Neyyir Kaynak, "Elektrik Tesisat Ustasi" Selçuk Isikalp ve "Asfalt Plent Operatörü" olarak görev yapan Ahmet Ergülmez'in emeklilikleri dolayisiyla kadrolarinin iptal edilmesi teklifi görüsülerek kabul edildi.

Toplam 14 gündem maddesinden 7'sinin görüsüldügü toplantida gündemin 4'üncü maddesinde yer alan Kirklareli Il Özel Idaresi'nin 2011 yili Yatirim Programi taslagi Ihtisas Komisyonuna havale edildi.

Gündemin 5'inci maddesindeki Il Genel Meclisi'nin Tarifeler Yönetmeligi taslaginda usul degisikligi yapilmasi konusu ile gündemin 6'inci maddesinde görüsülen Yeralti Kuyu Sayaci ve Sihhi Tesisati Uygulama Esaslari Yönetmeligi taslaginda usul degisikligi yapilmasi hususunda Içisleri ve Çesitli Isler Komisyonu'nun hazirladigi raporlar ayri ayri oylanarak kabul edildi. Söz konusu degisikliklerin imla konularini kapsadigi belirtildi.

Il Genel Meclisi Haziran Ayi 1'inci Birlesiminde son olarak gündemin 7'inci maddesinde Mülkiyeti Il Özel Idaresi'ne ait Merkez Hamidiye Mahallesi Toplu Konut Alani içerisinde yer alan arsa üzerinde yapilacak olan 24 derslikli ilkögretim okulu binasi için TOKI Baskanligi'na muvafakat verilmesi konusunda Egitim Komisyonu tarafindan hazirlanan rapor görüsüldü. Komisyonun uygun gördügü belirtilen gündem maddesi oylanarak kabul edildi. Bu arada okul binasinin tamamlandigi ve egitime hazir hale geldigi vurgulandi.

Kirklareli Il Genel Meclisi Haziran Ayi 1'inci Birlesimi 7'inci gündem maddesinin ardindan Il Genel Meclisi CHP Grup Sözcüsü Hüseyin Taskin ve Il Genel Meclisi Katip Üyesi Aydin Karakoç'un gündem disi söz almasi ile son buldu.

Israil ve bölücü teröre kinama

Ilk olarak konusan Il Genel Meclisi CHP Grup Sözcüsü Hüseyin Taskin, 5 Haziran Cumartesi günü kutlanan Dünya Çevre Günü ile ilgili olarak bir konusma yapti.

Taskin, öncesi'nde Israil'in uluslararasi sularda saldirdigi Gazze'ye yardim götüren gemi konvoyunda katledilen 9 yardim gönüllüsü ve Iskenderun'da bölücü terör örgütünün saldirisi sonucu sehit düsen askerleri rahmetle andigini belirterek saldirilari kinadi.

Daha sonra Cumartesi günü Dünya Çevre Günü'nün kutlandigini animsatan Taskin, günümüzde çevre konusunda fakli tartismalar yasansa da herkesin bulustugu ortak noktanin dünyanin çevresel bir felaketin esigine geldigi gerçegi oldugunu belirtti.

"Ancak bu noktada zorunlu bir karsi durus ve çikis gerekmektedir" diyen Taskin, sözlerini söyle sürdürdü;

"Yasanan çevre felaketleri, sadece çevresel etki ve olumsuzluklarin sonucunda olusan gelismeler degildir. Bugün karsi karsiya oldugumuz durum, insanligin gelisme dinamigini ve bu dinamigin temelinde ekonomik, siyasi sistemlerin genel sonucudur. 1972 yilinda Isveç'te yapilan Birlesmis Milletler Çevre Konferansi'nda alinan bir kararla, 5 Haziran günü Dünya Çevre Günü olarak kabul edilmistir. Böylece çevre sorunlarina kamuoyunun dikkatini çekmek, halkin katilimini saglamak ve çevre bilincini gelistirmek amaçlanmistir. Günümüzde saglikli bir çevrede yasamak temel insan haklarinda biri olarak kabul edilmektedir. Anayasamizda da herkesin saglikli ve dengeli bir çevrede yasamak hakkina sahip oldugu, çevreyi gelistirmek ve kirliligini önlemenin devletin ve ayni zamanda vatandaslarin görevi oldugu belirtilmektedir. Bugün topraklarimizi, ormanlarimizi, meralarimizi tahrip ederek, biyolojik çesitliligi yok ederek, suyumuzu kirleterek gelecek nesillerimizin yasama sartlarini zorlastiriyoruz. Çevrenin korunmasi ve gelistirilmesine dönük atilacak her adim insanligin gelecegi için büyük önem tasimaktadir.

Rusya ile anlasma adeta kamuoyundan gizlendi

Ancak bugünlerde adeta kamuoyundan gizlenen Rusya ile imzalanan Akkuyu nükleer santrali yapimi anlasmasi çok üzücüdür. Bu anlasmanin ülkemizi ne tür felaketlerle karsi karsiya birakacagi, siyasi iradenin bati ülkelerinde yenilenebilir enerji kaynaklarinin hizla devreye sokuldugu bir süreçte, hiç ders alinmadigini göstermektedir. Çernobil felaketinin dünyamizi ve ülkemizi ne tür tehlikelerle karsi karsiya biraktigi hafizalarimizda canliligini korumaktadir. Unutulmamalidir ki çevre sorunlarinin çözümü yönünde atilacak tüm adimlarda, sürdürülebilir kalkinma ilkesi dogrultusunda kalkinma süreci ile çevre degerlerinin korunmasi ve kullanilmasi arasinda bir dengenin kurulmasi önemli bir zorunluluktur. Tüm kurum ve kuruluslarin, tüm bireylerin çevre sorunlarinin özümü konusunda ortaya koyacagi duyarli yaklasimlar, ülkemizin daha güzel, daha yasanabilir bir ülke durumuna gelmesine büyük katki saglayacaktir. Çevre sorunlarinin asilmasinda devlete oldugu kadar, bireylere de önemli görevler düsmektedir. Etkilerini her gün yakindan duyumsadigimiz çevre sorunlarina herkesin ilgi göstermesi ve üzerine düsen sorumluluklari yerine getirmesi, insanlik ve yurttaslik görevidir. Yesil ve güzel bir çevrenin bugünün oldugu kadar yarinlarin da en büyük kazanimi, çocuklarimiza birakabilecegimiz zengin bir miras olacagini hiçbir zaman unutmamaliyiz. 5 Haziran Dünya Çevre Günü'nü bu hedefleri konusmak, degerlendirmek ve birlikte hareket etmek adina önemli bir firsat olarak düsünüyor ve çevremize hep beraber sahip çikalim diyorum. Unutulmasin ki dünya büyük bir emanettir ve bizler de bu emaneti en iyi sekilde koruyup gelecege tasimaliyiz. Daha güzel, daha saglikli ve daha temiz bir dünya temennisiyle Dünya Çevre Günü'nü kutluyorum."

Balkan köyleri sikintinin farkinda degil

Taskin'in konusmasinin ardindan yine gündem disi söz alan Il Genel Meclis Katip Üyesi Aydin Karakoç ise, Balkan köylerinde sürdürülebilir üretim konusunda sikintilar oldugunu dikkat edilmemesi durumunda bugün kazanç kapisi olarak görülen bölge kaynaklarinin 3-5 yil içinde kazanç kapisi olmaktan çikabilecegini söyledi.

Karakoç, söyle konustu; "Balkan köylerinde sikinti var ama Balkan köyleri su anda bunun farkinda degiller. Gelecek kusaklar bu sikintiyi yasayacak. Istrancalar üzerinde buralara özgü birçok bitkimiz var. Birçok türlerimiz var. Bitki soganlari var bunlardan ticaret yapiliyor. Bu konuda Toros Daglari'nda geçmis yillarda kardelenlerde, salep bitkisinde, diger bitkilerde, mantarlarda Türkiye bunun sikintisini çok yasadi. Sürdürülebilir kalkinma diyoruz. Sürdürülebilir üretim diyoruz. Toros Daglari'nda yillarca bu sürdürülebilirlik ilkesi göz ardi edildi. Isteyene istedigi kadar tohum isteyene istedigi kadar kök toplama izni, izin olarak degil kaçak olarak yapildi. Ve bugün bunun sikintisini o daglardaki insanlar yasiyorlar. Balkan köylerinde gezerken salep bitkisi var. Kirmizi çiçek açar. Dereköy mintikasinda bir kahvede otururken Istanbul plakali bir araç geldi. 'Salep bitkisi topluyorum' dedi. Salep bitkisinin kilosunu yas 5-6 TL ye topluyor. Hiçbir denetim hiçbir kontrol yok. Köylünün de hosuna gidiyor 'para kazaniyorum' diyor. Memurlarimiz kurum yetkilileri gerekli denetimi yapiyor ama denetimlerde noksan kaldigimizi düsünüyorum. Ayni sekilde mantarlarda da ayni seyi yasiyoruz. Mantarlar gerçekten orman köylüsü için iyi bir gelir kapisi olmaya basladi ama çok hizli bir biçimde tükendigini görüyoruz, gelecekte de bunu yasayacagiz. Tohum düsmesinden kök yapisina kadar denetimsiz bir biçimde sürdürülebilirlik ilkesi düsünülmeden toplandigi için hizli bir düsüs yasanacak. Åzimdi gelir kapisi olan seyler 3-5 yil sonra gelir kapisi olmaktan çikacak. Bunlar ciddi bir planlama ile Çevre ve Orman Müdürlügü denetiminde köylülere verilecek ciddi bir kursla bölge bölge ne kadar toplanabilecegi, hangi mevsimde toplanabilecegi, nasil toplanabilecegi bilimsel bir biçimde incelenerek gerekli izinlerin temin edilmesi gerekir. Bu izinlere uymayanlara yasal yaptirimlarin uygulanmasi gerekir. Bu anlamda hepimizin biraz daha duyarli olmaya davet ediyorum. Çünkü gelecekte bizlerin çocuklari Kirklareli halki yine burada yasayacak."