İğneada "turizm ve sınır kapısı" diyor Bakanlık "nükleer"

Önceki gün Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız tarafından 3. nükleer santralin kurulabileceği yerler arasında "aday" olarak gösterilen İğneada'da gündem farklı. İğneada Belediye Başkanı Tahir Işık, Beğendik'e Bulgaristan'a açılan yeni bir sınır kapısı, beldenin de turizm bölgesi ilan edilmesini istediklerini söyledi.

İğneada'nın 3. nükleer santralin kurulabileceği yerler arasında gösterilmesinin ardından bir açıklama yapan İğneada Belediye Başkanı Tahir Işık, halkın santral istemediğini, bölgenin turizm bölgesi ilan edilmesini ve Bulgaristan'a sınır kapısı istediklerini söyledi.

Bölgenin kültür ve turizm alanında gelişmesini arzu ettiklerini kaydeden İğneada Belediye Başkanı Işık, İğneada'nın bitişiğinde bulunan Longoz Milli Parkı'nın biyolojik çeşitliliğin korunması ve Doğal Kaynak Yönetimi Hakkında GEF-2 Projesi'nin Dünya Bankası fonundan hibe alınarak, yine Yıldız Dağları Biyosfer Projesi'nin 2008 de Avrupa Birliğinden mali destekle tamamlandığını belirtti. Işık, "Bu çalışmaların sonucunda Longoz Ormanları'mızın sadece Milli Park olarak korunması değil, Biyosfer Rezervi ilan edilerek, biyolojik çeşitliliğin korunmasının yanında ekonomik kalkınma ve kültürel değerlerin devamlılığı arasındaki çatışmaların sürdürülebilir bir şekilde çözülmesi hedeflenmiştir. Bu hedef doğrultusunda bölgemizin Turizm Alanı olarak ilan edilmesini ve Bulgaristan ile sınır kapımızın Beğendik üzerinden açılması suretiyle komşumuz Bulgaristan ile turizm ve kültür alanında projeler geliştirerek işbirliğimizi ilerletmek istiyoruz. Kırklareli Trakya Bölgesi'nde yer alan iller içerisinde sosyoekonomik gelişmişlik sıralamasında son sırada yer almaktadır. İğneada'nın bu dengesizliği en aza indirebilmesi ve bölgesel kalkınmayı sağlayabilmesi için Beğendik Sınır Kapısı önemli bir potansiyel oluşturmaktadır. Beğendik Sınır Kapısından giriş yaparak İğneada ve bölgeyi ziyarete gelecek Bulgar ve diğer ülkelerden gelecek ziyaretçilerin bölgenin ekonomik kalkınmasına etkisi olacaktır" dedi.
Işık, Yıldız Dağları'nın halkın katılımı ve karar alma sürecinin bütün aşamalarında söz sahibi olarak yönetimde bulunması şartı ile Biyosfer Rezervi ilan edilmesinin bölgenin değerine olumlu katkı yapacağını, ancak bölgede toprak ve suyun korunmasının yanında, eko-turizm ve Bulgaristan kapısının açılması ile iş bulma olanaklarının artacağını ve gelecek kuşaklar için daha sağlıklı bir toplum oluşacağını belirtti.
Tarım faaliyetlerinin, kırsal alanların doğal ve kültürel mirasının korunmasına önemli katkıları olduğunu dile getiren Işık, bu bağlamda Turizm Bakanlığı'ndan bölgenin Turizm Alanı ilan edilip, eko turizmi teşvik etmesini beklediklerini, özellikle köylerdeki mevcut yapıların iyileştirmesinin veya yeni yapıların mevcut dokunun iç düzenlemesi esas alınarak teşvik edilmesini gerektiğini belirtti. Işık, bu sayede nitelikli yatak kapasitesi oluşturulacağını anlattı. Eşsiz doğasının yanında bölgede bulunan mağaraların, fenerlerin, kalelerin, manastır, köprü ve değirmenlerin korunması ve restore edilmesinin şart olduğunu kaydeden Işık, bölgenin gerek İstanbul'un günlük hayatından bunalanlar için, gerekse Bulgaristan'ı eko-turizm amaçlı ziyaret eden Avrupalı turistler için vazgeçilmez olacağını düşündüklerini söyledi. Işık, bu bakımdan tüm bölge halkının desteği ile gerek Turizm Bakanlığı gerek Orman Bakanlığı nezdinde tüm girişimleri en kısa sürede yapacaklarının altını çizdi.
Biyosfer rezervlerinin önemi konusunda da açıklamalarda bulunan Işık, "Uluslararası öneme sahip ve UNESCO'nun İnsan ve Biyosfer Programı içerisinde yer alan karasal veya kıyı ekosistemlerine sahip yerlerdir. Biyosfer rezervleri biyolojik çeşitliliğin korunması, ekonomik kalkınma ve kültürel değerlerin devamlılığı arasındaki çatışmaların sürdürülebilir bir şekilde çözülmesine dönük temel bir yaklaşımdır. Biyosfer rezervleri her ülkenin iç hukukuna göre belirlenmekte ve yönetilmektedir. Bazı ülkeler biyosfer rezervleri için özel yasalar çıkarmakta, bazıları ise doğa koruma ile ilgili mevcut yasalarından yararlanmaktadır. Ayrıca yasal açıdan koruma altında olan yerlerin biyosfer rezervi olarak belirlenmesi tercih edilen bir yöntemdir. Ülkemizde Milli Park gibi korunan alanlar tek bir amaç için belirlenirken, biyosfer rezervleri çok amaçlıdır. Örneğin korunan alanlarda temel amaç doğanın korunması iken, biyosfer rezervlerinde doğa korumaya ek olarak kalkınma ve lojistik destek de söz konusudur. İğneada Longoz Ormanları 03.11.2007 tarihli Bakanlık Olur'u ile 13.11.2007 tarihli ve 26699 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak ülkemizin 39. Milli Parkı olarak ilan edilmiştir. 3155 hektarlık Milli Park alanı, Demirköy'e 25 kilometre uzaklıktadır ve İğneada beldesi sınırları içerisinde yer almaktadır" şeklinde konuştu.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol