Igneada ikiye bölündü

NTV Yesil Kürsü Igneada’ya geldi. Belde halki kamera karsisinda ikiye bölündü. Çevreyi kirletenlere sitem edenler ile çöp atacak yer olmadigi için insanlarin ellerindekileri yere atmaya mecbur kaldigini söyleyenler karsi karsiya gelirken; belediyenin çevre temizligini düzgün yapamadigini savunanlarla da, belediyenin çaresiz kaldigini ifade edenler karsi karsiya geldi. En önemli tartisma ise Igneada’yi disardan gelenlerin kirlettigini söyleyenlerle, belde halkinin duyarsiz davrandigini aktaranlar arasinda yasandi. Sözün özü Igneada ikiye bölündü. Yesil Kürsü’ye konusan Belediye Baskani Tahir Isik, 37 olmasi gereken personel sayisinin 15 oldugunu, kis günü 2200 kisiye hizmet eden tek çöp kamyonunun yaz zamani 20 bin kisiye yetisemedigini, iller bankasinin da kis mevsimindeki nüfusa göre ödeme yaptigindan dolayi çaresiz kaldiklarini açikladi. Yesil Kürsü’de ikiye bölünülmeyen tek konu nükleer santraldi. Birçok çevreci ve Igneada sakini bu essiz doganin tehlikeye atilmamasi gerektigini söyle yerek önemli bir uyarida bulundu: “Nüfus az diye, tepkinin de az olacagini düsünmesinler. Bizler Akkuyu’da da variz, Sinopta’da.” NTV Yesil Ekran’in Yesil Kürsü adli programi geçtigimiz haftalarda Igneada Beldesi’ndeyd. Nedim Hazar’in hazirladigi programin çok çesitli konuklari oldu. Herkes NTV kameralarindan görüslerini kamuoyuna duyurdu. Iste programda konusan isimler ve görüsleri:
****
Yasar Mersin (Istanbul sakini): 16 yil önce burasiyla tanistim. Istanbul’da dogduktan sonra bir Orman Mühendisi arkadasimin getirmesiyle o günden beri baska hiç bir yerde tatil yapmadim. 6 yildir yerlesik yasiyorum. Burada 1,5 yil önce Yildiz Daglari adi altinda 3’lü bir konsorsiyum yapildi, çalismalar oldu. Bunun amaci Igneada’yi Dünya’daki 500 biyosfer alandan biri ilan edebilmekti. Burada yasamla ilgili çok önemli göstergeler var. Bu çalisma bitirildi ama o zamandan beri Çevre ve Orman Bakanligi’nda sümen altinda bekletilen bir evraga dönüstü. Çünkü eger biyosfer alani ilan edilirse buraya nükleer santral degil bacali bir fabrika bile yapmanin imkani yok. Bu yasaklara maruz kalacak. 6 tane yerin içinde Igneada’nin ismi geçiyor. Insan az. Az olunca tepkinin de az olacagini zannediyorlar. Ama biz Akkuyu’da da variz, Sinopta’da variz. Türkiye’nin Dünya’nin neresinde olursa olsun burada da diger insanlarin olacagini düsünerek gücümüz yerinde, mukavametimiz yerinde. Neresi olursa olsun. Sirf insanlik adina degil bu. Dogadan koparilmis bir tek canlinin bizim hayatimizdan koparilmis büyük bir parça oldugunu hergün görüyoruz. Her bir canlinin dogadan kaybi yasam için alarm. Artik lütfen su sesi duyalim. 30 yasinda bir kayinin 70 kisiye varabilen oksijen sagladigini, günde 300 kilo kuru atigi 600 kiloya kadar yillik sivi atigi emdigini unutmayalim. Sadece insan odakli düsünsek dahi ne kadar önemli oldugunu unutmayalim.
Adil Akyol (Orman Yüksek Mühendisi): Åzu anda bulundugumuz alan Mert Gölü. Milli Parki’miz 2007 yilinda daha yeni kurulmus bir milli park. Milli Parkimizin en önemli özelliklerinden birisi deniz eko-sistemi hemen akabinde kumul ekosistemi ve orman ekosisteminin içiçe geçmis olmasi. Bir de bu milli parkimizin içinde 7 adet orman içi gölümüz mevcut. Bu göller Avrupa ile Afrika arasindaki göçmen kuslarinin göç yolu üzerinde. Kuslar burayi konaklama yeri olarak kullaniyor. Burada yerlesim olarak gerek köylerin gerek beldemizin nüfusunun fazla olmayisindan dolayi, bir de insanlarin kanuna olan saygisindan ötürü bu milli parkimizda insan eliyle fazla bir tahribat olmamistir. Turistlerin Longoz Ormanlari’na geldigi an burayi ve dogasini bozacagini iddia eden insanlar var. Ben insanlara doga bilinci verildigi an bu güzelligi bozacaklarina inanmayanlardanim. Özellikle bütün Türkiye’de yasayan insanlarin gelip bu güzel ormanlari, gölleri, görmesinde de büyük yarar olacagina inanan insanlardanim.
Can San (Gazeteci-Limanköy): Burasi Türkiye’nin ekolojik anlamda en hassas ve kritik noktalarindan birisi. Trakya derelerinin Istanbul’a döndürülmesinin 10 yillik bir geçmisi var. En son Rezve Deresi’nin suyu da borularla Istanbul’a çevrilecekti. Onun için epey bir mücadele ettik. Trakya’nin son deresiydi. Zaten sinirda. Bir de burada bir çöp rejimi yok. Hakli olarak köylüde elindeki çöpünü nereye bosaltacak? Nerede derinlik varsa oraya boca ediyor. Longoz’da ayni durumda. Igneada’da sahil çok pis. Deniz mevsiminde 15 battal boy posetle çöp topladim ben ordan. Ama bir hafta sonra gene ayni. Peki çöp atacak yer olmayinca ne yapiyorsunuz, buldugunuz yere birakmak zorunda kaliyorsunuz.
****
Yesil Kürsü programi belde merkezinde gezerken röportaj yaptigi bir vatandas, Igneada’daki çöp sorununa parmak basip, belde halkinin duyarsiz oldugunu öne sürünce civardan geçen Igneada’lilar duruma tepki göstererek, beldenin disardan tatil için gelenler tarafindan kirletildigini iddia ettiler. Ekranda daha sonra Yesil Kürsü’nün konusma platformunda konusanlari görüyoruz.
****
Tahir Isik (Igneada Belediye Baskani): Igneada Kirklareli’nin kuzeyinde Karadeniz’in en son limani olan, yüzde 87’si ormanla kapli 2200 nüfuslu bir beldemiz. Bu sayi beldemizin kis nüfusu. Yaz zamani 15 bin ile 18 bin. Haftasonlari 20 bin civarindadir. Nükleer Santral konusu bizde en 12-13 senedir gündemde var. Tabii bu gündemdeyken de Begendik Köyü’ne hiç lazim olmayan bir balikçi barinagi yapilmaya baslandi. 
Fakat bundan 3 sene öncesine kadar çok atil vaziyette duruyordu. Para çikmiyordu, buralarda çalismalar düzgün olmuyordu. Ama bu 3 senede bu is o kadar hizlandirildi ki, o kadar ciddi olmaya basladi ki. Åzimdi beton bloklar dökülüyor. Bu ciddi sekilde yapilmak ve bitirilmek isteniyor. Biz bunun için yetkili makamlara gidiyoruz ve bilgi edinmek istiyoruz. Bu konu bizim yerel yönetimden de gizli tutuluyor. 
Ancak biz hükümet gibi düsünmüyoruz. Yanlis anlasilmasin. Buradaki halkin da çogu nükleer santrali istemiyor. Bazi isteyenler var bu da onlarin görüsleri. Burada yüzde 87’si orman olan bir bölgede, koruma altindaki Longoz olan bir cografyada biz kazik üzerinde çakma bir liman yapmak istedik çevreciler buna müsaade etmedi. Åzimdi nükleer santrale kim müsaade eder ki? Ben buna inanmiyorum. Nüfusumuz 2200. Åzu an çalisan personel sayimiz 37 olmasi gerekirken 15. Geçici isçilerle 21-22 kisi olabiliyoruz yazin. Yani kisin bile 2200 kisiye tek çöp arabasiyla yetmeye çalisiyoruz. Ama yazin oldu mu bir facia oluyor. 
Yazin 2 çöp arabasiyla çöpleri sadece konteynirlardan alip bosaltabiliyoruz. Bu konuda yardimci olunmasini istiyoruz. Ama iller bankasi bizim gibi beldelere kisin mevcut olan normal nüfusa göre ücret veriyor. Yani yaz için özel olarak buralara yardim edilmiyor.”

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol