Iflas

Amerikan Temsilciler Meclisi Alt Komisyonu, her sene gündeme getirip çesitli tavizler karsiligi geri çektigi Ermeni Soykirimi tasarisini, bu sefer AKP iktidarinin sizlanmalarina aldiris etmeden kabul etti. Hiç kimsenin süphesi olmasin! Bu sefer de, kabul edilen Tasari'nin, Temsilciler Meclisi'ne getirilmesinin zamanlamasi ve Temsilciler Meclisi'ndeki oylama, AKP'nin önüne yeni bir pazarlik konusu olarak getirilecektir.  Ama önemli olan bu degildir. Önemli olan, "Ermeni açilimi" adi altinda Türkiye Cumhuriyeti'nin dis politikasini ve bütün diplomatik temayüllerini ayaklar altina alarak yürütülen çalismalarin fiyaskoyla sonuçlandigi gerçegidir.

 "SIFIR SORUN" KIMINLE?

Hatirlayalim: Abdullah Gül'ün "tarihi firsat"; Davutoglu'nun "komsularla sifir sorun" gibi tumturakli sözlerinin esliginde, Ermenistan'la imzalanan Protokol üzerine, gerek çesitli Hükümet yetkilileri ve gerekse yandas basindaki (Asimetrik Psikolojik Savas Basini) kalemler, bu protokolün kesin olan ilk sonucunun; Amerikan Kongresinde her yil gündeme getirilen soykirim tasarilarindan Türkiye'nin kurtulmasi oldugunu söylemis ve yazmislardi.

Ne oldu?

Ermenistan'la, Amerikanin istedigi protokol imzalandiktan sonra Amerika, iddialarindan bir adim bile geri atmamis, tam tersine daha güçlü bir sekilde konuyu önümüze getirmistir. Dogal olan budur. Emperyalist saldirgana verilen tavizler, onu yumusatmaz aksine daha da azdirir.  Saldirgan elde ettigi tavizlerden sonra daha fazlasini ele geçirmek için daha büyük bir cüretle harekete geçer. Alt Komisyon'da kabul edilen tasari, tam tamina bu anlama gelmektedir. Davutoglu'nun ünlü "komsularla sifir sorun" politikasinin, gerçekte Amerikan emperyalizminin Büyük Ortadogu Projesine "tam uyum politikasi" oldugu ortaya çikmistir. Yani gerçekten de bir "sifir sorun" politikasi vardir ama bu Türkiye'nin komsulariyla iliskileri konusunda degil, AKP'nin, Amerika'nin dis politikasi hedeflerine gösterdigi uyumla ilgilidir.

 ASIL MUHATAP

AKP dis politikasi açisindan tam bir iflas ile karsi karsiyayiz. Türkiye zor duruma düsürülmüstür. AKP'nin "sifir sorun" politikasinin Türkiye'ye epey pahaliya mal olacagi belli olmustur. Bilindigi üzere Ermenistan Yönetimi; Protokolün imza töreni öncesinde aldigi tutumla; "Türkiye ile Karabag'in durumunu kesinlikle konusmayacagini, sözde soykirim iddialarindan vazgeçmeyecegini, 1921 yilinda Türkiye ile imzalanan Kars anlasmasinin yürürlükte oldugu konusunda herhangi bir taahhütte bulunmayacagini ve soykirim iddialarindan kaynaklanan tazminat talebi ile sinir degisikligi isteklerinin arkasinda olacagini; bütün dünyaya ilan etti. Burada önemli olan Ermenistan Yönetimi degildir. Ve yukarda ki talepler, gerçekte Ermenistan'in talepleri degil, Amerika'nin talepleridir. Nitekim temsilciler Meclisi Alt Komisyonundan geçen Tasari, Ermenistan tarafindan 2009 yili boyunca seslendirilen görüslerin asil sahibinin kim oldugunu bir kez daha gözler önüne sermistir.

 AÄzIR BASAN GÖRÜÅz

Alt Komisyondan geçen Tasari, Amerikan devleti içinde Türkiye'ye iliskin iki farkli politikanin varligini gözler önüne serdi. Bir kanat, 60 yildir izlenen isbirlikçi politikalarin ve özellikle AKP'nin sekiz yillik iktidarinin sonucunda, Türkiye Cumhuriyeti'nin bir ulusal devlet olarak ABD'nin emperyalist politikalarina artik direnemeyecegini, onun için; Türkiye'ye karsi ekonomi, Ermeni, Kürt, anti laik yapilanmalar vb. ne sorun varsa, kullanilarak harekete geçilmesini savunmaktadir. Bu kesim Türkiye'nin; Sovyetler Birligi, Yugoslavya ve Irak gibi miadini doldurdugu görüsündedir. Alt Komisyon'da bu kesimin görüsleri agir basti.

 AKP'NIN KADER BIRLIÄzI

Amerikan Devleti içindeki ikinci kesim ise temelde, ayni görüste olmasina ragmen, harekete geçmenin zamanlamasi konusunda birinci kesim ile ayni fikirde degildir. Irak ve Afganistan'daki yenilgi ve çikmaz, bu kesimi daha temkinli hareket etmeye zorlamaktadir. Zamansiz bir çikisin Türkiye'yi bambaska yerlere sürükleyebilecegi korkusunu tasimakta ve bunu sik sik ifade etmektedir. Ama Amerika simdi kumar oynamak zorundadir.

 Zamani yoktur. Türkiye'de elde edecegi mevzilerle, Irak, Afganistan ve Iran'da yasadigi bozgunu telafi edebilecegini düsünmektedir. Bunun için Türkiye ile ilgili olarak "ya herro ya merro" politikasi izlemektedir. Bütün kuvvetini yigmistir ve saldiriya geçmistir. Bir yandan Davutoglu eliyle yapilan "açilimlar"; diger yandan Ergenekon Tertibiyle Türkiye'nin ulusalci güçlerine karsi gerçeklestirilen tasfiye ve teslim alma operasyonlarinin amaci budur. AKP'nin ise Amerika ile beraber hareket etmekten baska bir seçenegi bulunmamaktadir. "Ermeni açilimi" konusunda Amerika'da yasanan gelismenin ve AKP açisindan yasanan iflasin açiklamasi budur.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol