Bu hayal burda biter ve biz gerçeklerimize döneriz.
Avrupa, istedigi yere kadar izin verir bagris çagirisimiza.
Bir de bakarlar ki gerçekten ilerliyoruz.
Durdururlar.
Tipki siyasal yasamda oldugu gibi.
Tipki ekonomik alanda yasandigi gibi.
Tipki tarim alaninda...
Bir baktilar, Türkler Atatürk gibi bir liderin izlerine basarak yürümek özünü gelistiriyor…
Basimiza olur olmaz musibetler tebelles etmeye girisiverirler. Ondan sonra kapatirsin, kapatamazsin, kapattirmam, çok ayip ediyorsunuz!.. Bir sürü martaval.
Düsünüyorum da…
Sonuna kadar götürseydik ne yazardi?
25 haziran gecesi Almanya'yi geçseydik ne olurdu?
Benim dokuz yüz liralik emekli param bin iki yüze çikar miydi örnegin?
"Avrupa futbol kupasina dogru kosuyoruz. Öyleyse ekmegi biraz ucuzlatalim. Nasil olsa Avrupa'dan bir seyler gelecek. Benzini, mazotu bile biraz düsürebiliriz!.." gibi seyler olur muydu?
Bidakka, ayip oluyor. Öyle el kol hareketleri yapmayiniz lutfen!
Ne demek yani! Yirmi iki kisiyi takacagiz bir mesin yuvarlagin pesine. Vurup kiracaklar birbirlerini. Her biri kendilerine ikbal temin edecekler. Onlarin sirtindan onlarca, yüzlerce akli erik birileri saltanatlarina saltanat katarak gelisecek, semirecekler.
Hasan'a n'oluyor?
Hasan, emeklilikte altinci yilini doldurmus. Halâ aylik ücreti Emre Belözoglu'nun üç ögün yemegine bedel. Fatih Terim'in bir kerelik ev esiginden disari adim atmasini karsilar.
Çocugun biri, mesin yuvarlagi küffarin üç direginin arasindan geçirecek…
Hasan, sevinçten ziplayacak. Kafasi tavana çarpacak.
Yere düstügünde bir de bakacak ki kafasi kanlar içinde ve doksan üç model doganinin trafik vergisi yüzde bilmem kaç artmis. Ekzos muayenesi gelip yanasmis. Arabasinin ön takimlarina bir yildir baktiramiyordu. Üstüne bir de kaporta sorunu yüklenmis. Ekzos borusu aylardir haril hurul. Bir türlü onarima götüremiyor.
Bu adamlar neden havaya ates açip duruyorlar? Atatürk'e ve devrimlerine hakaret ediyormus üst tabakadan birileri. Ona gözdagi mi vermeye ugrasiyorlar yoksa?
Geçen haftalar arabalarina binip binip, bir elinde bira sisesi, öbüründe Türk bayragiyla sehirlerin caddelerini bir uçtan öbürüne hallaç pamuguna çeviren o insanlar, isçinin sendikal yasaminda bir ilerleme oldu da onu mu kutluyorlardi?
Bugday taban ederleri bu yil bayagi yukari mi kaldirildi a benim çiftçi, oy benim rençper kardesim?
Süt ederleri bin rakamina mi dayandi a benim keçici, oy benim sigirci köylüm?
Bankalara dünyalar kadar kredi borcu olan sevgili kart zedeler! Hirvatistan maçindan sonra sizin borçlarda bir kolayliga mi gitti sistem yürütücüleri? Hayrola! Biraz fazlaca costurmustunuz o geceler!
Almanya'yi geçseydi çocuklar…
Bu ülke insaninin sirtindan palan, karnindan damizlik gene eksilmezdi de…
Basta Hasan Dogan ve sürekasi…
Fatih Terim hele hele…
Hele de hele, oraya devlet kasasindan gezmelere götürülen çocuklar var ya… Millet vekillerinin saltanatina yaklastirilirdi ekonomik ve sosyal konumlari.
Emekli memur Hüsamettin bey, isçi emeklisi Hayrünnisa hamfendi, MEM kapiciligindan emekli Fahrüddin beyefendi, Karayollarindan emekli Abdulgaffur efendi ve digerleri mi?
Bu karismalik arasinda çikacak olan bazi yasalar, konacak olan piyasa zamlari, bir de çocugunun evlenme hikâyesi de çikiverince basina.
Yandi gülüm mesin top.
Hadi arkadaslar…
Lütfen isimize bakalim.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol