ISIM HAKKI

Zaman zaman herkesin içinden geçer sanirim, insanlarin kendi isimlerini kendilerinin koymasi, kendinin belirlemesi diye bir duygu. 
Yakin zaman önce birisi, ismini hiç sevmedigini söyledi. "Nerden bulmuslar böyle bir ismi!" diye serzeniste bulundu anasina babasina.
"Mahkemeye git, degistirt!" dedim.
Bir düsünsenize! Kendi ismimi kendim belirliyorum.
Nasil mi olur? 
Åzöyle olur: Dogdugunda elbet bu hakki kullanabilecek durumda degildir insan. Öyleyse ismi bir baskalari vermektir. Ali veya Ayse. Nüfusa bu isimle yazilir kisi. Ama buna "Göbek adi" denir. 
Kisi onsekizini doldurdugu gün, gider nüfus müdürlügüne veya mahkemeye veya bu konuda yetkili kilinacak kuruma. Ben su ismi istiyorum, der. Nüfus kâgidina isletir. Prosedüre uygun olarak onsekiz yasindan sonra kendi arzu ettigi isimle yasamak hakkini elde eder.
Çok seviyorsa Ali veya Ayse adini, onu tescil ettirir.
Kötü mü olur sizce?
Kepirtepe'de bir arkadasimiz vardi. Adini vermeyecegim. Sevmiyordu adini. Dogrusu, çok özür dileyerek söylüyorum. Bizim kirmizi kisrak ayni adi tasiyordu da, onun adi geçtikçe bizim kirmizi kisragi animsiyordum. Seviyordum da kirmizi kisragi. Çünkü gözümü açtigimda onu tanimistim. Nostaljikti de benim için. Beygire de o isim çok iyi gidiyordu. Zaten hayvanlara isim vermek konusunda babamin üstüne çok az vardir. Tam da uydurur. 
Iyi de, o isim insana gerçekten gitmiyordu.
Sonra ne oldu bakin. 
Kepir'deki o arkadasimiz, ons ekiz yasindan sonra adini mahkeme karariyla degistirdi. Gönlünce bir isim aldi kendine.
Çok ta iyi etti. 
Öyle çekilmez, öyle bulasik isimler var ki, büyükler tarafindan konulmus. Bu insan bunu bir ömür çekmek zorunda mi canim? Olur mu öyle sey. Bir bakin çevrenize, ne olmadik, ne onmadik isimler var.
Bir insanin kendi adini kendinin belirlemesinden dogal ne olabilir ki?
Üstelik, isimler insan ruhunu, insanin iç yapisini yansitir ve etkiler.
Erzurum'da bir kiz bebegi olmustu kadinin. Köyde sözü dinlenir bir delikanli, kizcagizin adini "Gülmez" koydurmustu.
"Neden öyle yaptin? O evlât yasam boyu dogru dürüst gülmez artik!" dedik.
"Zaten gülecek bir hali de yoktur!" dedi.
"Güler" konsaydi, bakarsin inadina gülerdi.
Adama "Ismik" dersen, atilgan olmasini nasil beklersin? Ömür boyu ismik, pisirik, sünepe kalir.
Hatta, soyadlarina bir bakar misiniz? "Trink" diye soy adi mi olur?
Oluyor iste. 
"Cart" diye soyadi mi olur. 
Oluyor ne hikmetse.
Insanlar yeryüzünde onurla, alinlari açik, gönüllerince yasamak için vardirlar.
Hani, hikâyedir, adamin soyadi "Esek"mis. Karisi çok sikâyetçiymis durumdan. "Bu soyadini degistirelim!" deyip duruyormus kocasina.
Adam bir gün gayet keyifli, eve gelmis. "Hanim! Gözünaydin. O çok istedigin seyi hallettim!" demis.
"Neyi be herif?"
"Soyadimiz vardi ya hani. Onu degistirttim."
"Yasasin!" diye hop, firlamis kadin yerinden. "Ne yaptirdin peki yenisini?"
"Sipa!" demis adam, söööyle gerine gerine.
Kadincagiz, hop, oturmus. Üzgün, süzgün, büzgün... 
"N'oldu, sevinmedin?" diye bakmis adam.
"Ah be herif!" demis kadincagiz. "Nesine sevineyim onun. Åzimdi sipa. Büyüyünce gene esek olacak!"
Haksiz mi kadin.
"Batak"ti soyadlari. Mahkemeye verdi adam. "Hakim bey! Ban bu soy adindan utanir oldum artik. Neymis bu, Batak? Degistirelim bunu," demis.
Akilli bir yargica denk gelmis. Yargiç, "Tamam!" demis. "Temizleyelim o batakligi, yerinde olsun bir Özpinar. Nasil, iyi mi?"
Sevine sevine köye gelmis bizimki. 
Soyadi "Esek" olan adam da hiç degilse "Adam" diye isteseydi. Büyüyünce de büyük adam 
olurdu. 
Bir gün parlamentoya girdigim zaman üzerine gidecegim ilk konu bu olacak. Söz size!
Åzaka bir yana... 

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol