ISIK ADAM: OSMAN TOY

Osman ögretmen, Nacak dogumlu.

Nacak, Babaeski'ye bagli, il merkezine yakin, pek çok tanisimin, okul ve ögretmen arkadasimin bulundugu bir köy. Demek oluyor ki, hayli kabarik sayida ögretmen yetistirmis, bu ülkenin egitim sistemine hayli eleman katmis verimli ve aklibasinda bir köy.

Örnegin, Nacak deyince aklima Nazim Atalay gelir, Kerim Basak gelir. Hep Kepirlidirler.

Osman Toy da bu insanlardan biri.

Osman ögretmenle Kepirliligin ardindan Çapali olarak ta ortak yanimiz var. 1971'de Kepir'den, Istanbul Ilkögretmen Okulu Müzik Bölümü'ne geçmisti. Istanbul Ilkögretmen Okulu o zamanlar Ortaköy'deydi ve suyu akmaz, binalari yetmez, sehrin sikismalik bir yerinde, dar ve zor kosullarda inileyen huzursuz bir kurulustu.

Okul, 1972'de Çapa'ya tasininca…

Bizler de 1972'de Ortaköy, Ortaköy diye hazirlanip, Çapa'ya gitmistik.

Uzatmayayim, Osman arkadasimla Kepirlilikten sonra Çapalilik gibi bir ortak yanimiz da oldu.

Müzik bölümünde bransi kemandi. "Simdilerde kemani çaliyor musun?" diye sordum. Yeterince çalamadigini söyledi.

Bir-bir berabere kaldik böylece. Çünkü okulda benim bransim da kemandi ve çalmayi basardigim on kadar sazin içinde keman ilginçtir ki yoktu.

Insanin içinde olacak denir ya. "Çaldigin saz var mi?" dedim. Kisa sap baglama çaliyormus, hiç degilse kendine kadar. Sanirim benim ut çalisim gibi.

Ikimizin de bransi keman ve ikimiz de keman çalamiyoruz. Nedendir dersiniz? Gerçekten "içinde olacak" mi yoksa okullarimizda egitim düzeyinin yetersizligi mi çikiyor ortaya? Bir insan kendiliginden baglama çalar, zurna çalar, ut veya cümbüs çalar da…

1968'de baslayan ögretmen okulu yasantisini benden bir yil önce tamamladi ve o zamanin Urfa'sina gitti dogruca. Yani, Urfa "Sanli"! olmadan önce. Kimbilir, Urfa belki de Osman Toy ve benzeri ögretmenler sayesinde "Sanli" olmus olabilir diye de düsünmeden edemiyorum hani! Neden olmasin! "Sansiz" ve de sanssiz Urfa'yi "Sanli" yapmak için iki yil süre yetmis midir bilmem ama… Sansli yapmaya yetip yetmedigi ortada.

Iki yil sonra Sakarya'ya geçmis. Burada 13 yil kalmis. Urfa'yi iki yilda "Sanli" duruma getiren Osman ögretmen, 13 yil kaldigi Sakarya'yi neden Sanli Sakarya yapamadi dersiniz!

Demek ki, Sakarya'nin sanli manli olmaya niyeti yokmus. Öyle düsünelim ve kurtulalim.

Anadolu'da 15 yil egitim ögretim veren Osman Toy, on altinci yilinda Kirklareli'ye geliyor.

Iki yil Pasayeri'nde, üç buçuk yil da Inece'de çalistiktan sonra merkeze geçiyor. 13 yildir Hamdihelvacioglu Okulu'nda.

Osman Toy, otuz üç yildir görevde.

Onu ne zaman görsem, nerede görsem, her daima klas, son derece bakimli, son derece düzgün, alabildigine biçimli, dimdik duran bir adam. Saçlarinin yüzde doksan dokuzu beyazlamis gibi. Bu görüntü adeta asaletine asalet katiyor. 

"Emekliligi düsünüyor musun?" diye sordum, gelecek yaniti bile bile. Elbet, düsünmedigini söyledi. Biliyordum düsünmedigini ya, bunu ondan duymak daha bir sevindirici ve rahatlatici.

Çünkü, çok suçladigimiz, çok elestirdigimiz günümüz egitim ögretim biçiminin ve bu sistemin, bu çarkin içinde bulunanlar olarak günümüz ögretmeninin genel anlamda duyarsizligi, toplumsal ilgisizligi, olaylar karsisinda ortalikta görünmeyisi düsünülecek olursa…

Osman ögretmen, her an toplumsal olaylarin bir yerlerinde. En basitinden, en görünür biçimiyle, Kirklareli ADD'nin etkin çalisanlarindan birisi yillardir.

Su son dönem de bu kurumun, bu dernegin yönetim kurulunda.

Çünkü o, Atatürkçü durusu, Atatürkçü Cumhuriyetin çagdas bakisini, laik cumhuriyetin varligini önemsiyor. Kirklareli'yi yurt genelinde Atatürk ilkelerine ve Atatürkçü Cumhuriyet aydinligina en bagli, en kararli illerden biri olarak görüyor. Kirklareli'yi bu alanda adeta kale olarak algiliyor. Kirklareli halki gerçekten her firsatta Atatürkçü Cumhuriyet'ten, laiklikten yana tavrini açikça ortaya koymaktadir. Bunu da Osman Toy gibi egitimcilere borçludur bir bakima.

Ulusal bayramlarin temsilî de olsa köylerde kutlanmasini arzuladigini çok iyi biliyorum. Çünkü bu tür bir çalismanin tam da odaginda.

En çok neden endise ediyor, biliyor musunuz?

Dogal çevre özensizliginden.

"Keske ormanlarimiza, akarsularimiza, göllerimize, göletlerimize daha fazla önem verilse!" diyor.

Hakli, degil mi?

Beynen ve bedenen saglikli oldugu sürece, emekli olmayi aklinin kiyisindan bile geçirmez dilerim.

Selam olsun bu türden tüm ögretmenlere.

Saglikli ve huzurlu yasa Osman Toy.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol