İNSANI DURAĞAN YAPAN KENTLERDEN BİRİ KIRKLARELİ

Bir yazar kentleri insana benzetmekte, kentlerin ruhu olduğunu dile getirmektedir. Bana göre benzetme yerindedir. Kentlerin ruhu ve hatta kalbi de vardır. Durum böyle olunca Kırklareli hareketli bir kent midir yoksa durağan bir yer midir? Ankara'ya göre İstanbul hareketli bir kenttir. Kent hayatı 24 saat devam etmektedir. İnsanlar gece gündüz hareket halindedir, devamlı bir kaçış, telaş içerisindedirler. Şehirlerin yani kentlerin hareketli olduklarını otogarlar da belli etmektedir. Büyük kentlerde otogarları da yolcu otobüsleri giriş çıkış halindedirler. Ya Kırklareli'nin otogarı nasıldır?
Kırklareli hareketli bir kent değildir. "Teknik, estetik, artistlik tarafı da pek yoktur. Kendi halinde bir yerdir. Yabancılar da Kırklareli'ni böyle görmektedirler.
Bir kenti hareket haline getiren, dinamik kılan elbette ki ekonomisidir. Ekonominin tansiyonu memur ve işçinin maaş veya almadığı zamana göre inip çıkıyorsa orada dinamik bir toplum olamaz. Çünkü kentin insanları pasif hareketlerle zamanı geçirmektedirler. Ünlü bir Fransız yazarı bir ticarethanenin önünden günde ne kadar çok insan geçerse ticarethaneye girenler o kadar fazla olur der.
Bir şehir hareket haline nasıl gelir?
Şüphesiz insanlarıyla, ekonomisiyle hareketlenir. Ticaret insanı dinamik hale getirir. Kentte ticaret yoksa, üretim yapılıyorsa, sanatkarlar sanat eseri meydana getiriyorlarsa orada hayat var demektir. Şimdi Kırklareli bütün umudunu üniversiteye, öğrencilere bağlamış görünüyor. Durağan yaşayan bir kent nasıl dinamik hale gelir?
Kolay değildir bir kenti hareketlendirmek. Ama onun yapılması da gereklidir. Tabii her şeyden önce kentte yaşayanların biraz da kentli olduklarını kanıtlamaları lazımdır. Kentte yaşayıp bir KENT KÜLTÜRÜ edinmişlerse birikimlerini ticarete yönlendirmeleri lazımdır. Sen bir çivi çakmayacaksın ben bir çivi çakmayacağım peki bu kent ayakları üstünde nasıl duracaktır? Sonunda adama "KALK BİR MUM YAK" derler. Kırklareli bugün için miras kalmış araziler, miras kalmış arsaları ekonomik hale getirmek suretiyle kalkınıyor görünüyor. Kırklareli kalkınmıyor sermayeden yiyor, mirası bitiriyor.
Şuraya gelmek istiyorum: "Kentler yaşayan varlıklardır. İnsan gibi muamele ve bakım isterler. Çöplerinin ara sokaklara varıncaya dek alınması, süpürülmesi, yollarının, içme suyunun kontrol altında tutulması gerekir. Bir yazar da kentleri kadına benzetir ve bu nedenle kentler hergün makyaj ister diye yazar. Bu bilgilerin ışığında Kırklareli'nin makyajı yapılıyor mu? Ana caddelerin süpürülmesi ile mi yetiniliyor? Şüphesiz çarpık yapılaşmasına rağmen Belediye şehre bir estetik kazandırma gayreti içerisindedir. Yıllarca önce bir İtalyan yazarın "İSA BU KÖYE UĞRAMADI" adlı kitabını okumuştum. Diyesim geliyor, İsa o köye uğramadı ya Belediye Karanfil Ara Sokağa uğradı mı?

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol