INSAN NASIL ÖLEBILIR YASAMAK BU KADAR GÜZELKEN

“Insan dallarla bulutlarla bir

Ayni maviliklerden geçmistir

Insan nasil ölebilir

Yasamak bu kadar güzelken”

Fazil Hüsnü Daglarca (1914-2008)

Cumhuriyet Gazetesi 26.10.2008 günü öykücü, köseyazari Oktay Akbal’in yazisindaki ana konu Fazil Hüsnü Daglarca’ydi...

Günlerdir siirin Duayeni Fazil Hüsnü Daglarca Ile Ilgili Gazete Yayinlarini Okuyoruz... Gönlündeki Siir Hayvanini Dizginlemeyen, Siir Yazarken Ceketini Ilikleyen, Soyut, Somut Siirleriyle Türk ve Dünya Siirindeki Yeri ve Önemi Büyük Olan Fazil Hüsnü Daglarca Yillar önce Istanbul Aksaray semtindeki kitapçi dükkaninin camina siirlerini asarmis.. Siir Gibi Bir Dünyayi Kurmak Karasevdamizdir Bizim..

Kadiköy Belediye Baskani Selami Öztürk “Çok sik yanina ugrayip onunla konusuyordum” derken ölümsüz sairle olan diyalogunu sürdürmüs.. Fazil Hüsnü Daglarca’nin yasadigi ev de müze olacakmis.. Saire, edebiyata tutku bir baska güzelliktir...

Sivas’ta 37 Sanatçi ve Aydin Yakanlarin Eline Ne Geçti? Yunus Emre’de, Pir Sultan Abdal’da, Fazil Hüsnü Daglarca’da, Sezai Karakoç’ta, Mehmet Akif Ersoy’da, Tevfik Fikret’de, Namik Kemal’de, Erzurumlu Emrah’ta, Fevzi Halici’da, Atilla Ilhan’da, Anadolu ve Balkan sairleride, Trakyali sairlerde, Yahya Kemal’de, Ataol Behramoglu’da, Oktavia Paz’da, Tagore’de, Ömer Hayyam’da, Ahmet Arif’te sevdigimiz sairlerimizdir... Sairler üstad sairlerin siirlerini okuyarak siir kültürlerini kazanabilirler. Ayrica Varlik gibi edebiyat dergilerini okuyarak siir anlayislarini gelistirebilirler. Modern siir anlayisi yeni atilimlarla kendini asmaktadir.

“Insan nasil ölebilir

Yasamak bu kadar güzelken..”

Kirklareli Roma pastanesinin güzel ortaminda üzümlü kekle çay çok iyi giderken yasamin tadina varmak güzel sey be kardesim...

Havada çiseleyen yagmur.. Asirlik çinar agacinin dallarinda titreyen gece kuslari... Kirklareli’nde Yagmurlu Aksamlar...

NTV’de “Dünyayi Sarsan Günler” belgeselini izliyoruz... En büyük Nazi, Gestapo Hitler’e yapilan basarisiz suikasti seyrederken o günlerin perde arkasini ögreniyoruz.. Türkler’e barbar diyen Avrupa ve dünya; belgesellerde kendi gerçegini de film olarak yapiyor.. 1968 yilinda böyle güzel bir belgeseli Teknik üniversitenin bir anfisinde seyretmistik. Birinci dünya savasinda maglup olan Almanya’da ekonomik ve sosyal ortamin, korkunç eflasyonun arkasindan Hitler’in iktidara yükselisini izlerken gerçek tarihin önemini farketmistim.

Almanya’dan kaçan aydinlara Atatürk Türkiyesi kuçak açmisti... Onlara üniversitelerde kürsüler verilerek aydinlanma devrimimiz kendi çizgisinde yoluna devam ediyordu...

Yine, Fransizlarin en büyük önderi Degaul’e yapilan suikasti belgeselde izlerken tarihin giz dolu tünelinde yol aliyoruz.

Ulusal önderimiz Atatürk’e de Izmir’de bir suikast düzenlenecekken suikastçiler yakalanivermisti. 29 Ekim 2008 günü Can Dündar’in yazip yönettigi Mustafa filmi vizyona girecek.. Milliyet Gazetesi yazari Can Dündar yazilari ve çalismalari ile en güzel yerdedir.. 29 Ekim 1923’te Cumhuriyeti ilan eden Atatürk ve arkadaslari o an çok mutluydular.

Lakin önlerinde uzun bir yol vardi... Büyük önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ömrü uzun olsaydi farkli bir Türkiye olabilirdi... Onun iç ve dis politikasi, insan ve yurt sevgisi damardandi.. Lakin savaslardan çikmis Türkiyemiz çok yoksuldu. Mustafa Kemal Atatürk’ü anlamak için yakin tarihi olaylarini çok yönlü okumaliyiz.. Lord Kinros “Bir Milletin Dogusu Atatürk” kitabinda ölümsüz önderimizin yasamini güzel, uzun bir hikaye gibi anlatirken caniniz hiç sikilmaz dostum..

Cumhuriyet Bayraminiz Kutlu Olsun... Çocuklugumuzdaki bayramlari özlüyorum..

Bu topraklarda yasayan insanlar cehaletin karanliginda, yoksullugun, issizligin izdirabinda yasarken, aydinlarimiz halkin sorunlarina çözüm bulsunlar.. Insan Dallarla, Bulutlarla, Maviliklerle Dosttur.. Ne diyor üstad Fazil Hüsnü Daglarca “INSAN NASIL ÖLEBILIR/ YASAMAK BU KADAR GÜZELKEN...”

Kültürün, Tarihin, Edebiyatin, Insanin Gerçek Güzelligini Farkedenler Vardir... Onlar yasamin tadina Varanlardir...

(Kirklareli Il Halk Kütüphanesi karsisinda ÇITIR 27 Lahmacun-Pide-Pizza-Kebap Salonu bir ay önce açildi. Sahibi Erkan Aygördü ile tanistik. Kibar bir genç... Gaziantep’ten Uzanan Lezzet... Lahmacunu Çok Güzel..)

YASAMAK BIR SANATTIR

24.10.2008 günü emekli ögretmen eski ögrencim ve MITAP YAYLA Süt ürünlerinin sahibi Hayrettin Mitap’la KOZA pastanesinde sohbet ettik.

HAYRETTIN MITAP; “Babam Nasuh Mitap 100 yasindadir. Babam Drama’da dogmus olup on-oniki yaslarinda Türkiye’ye” gelmistir. Hayvancilik yaparak geçimini sagladi. Annem Kirklareli Yayla Mahallesi’nde dogma büyümedir. Rahmetli oldu. Yasim 50.

Kepirtepe 1979 Egitim Enstitüsü mezunuyum. Gümüshane, Gaziantep, Diyarbakir, Kirklareli’de 25 yil ögretmenlik ve idarecilik yaptim. En son Tevfik Fikret Pansiyonlu Ilkögretim Okulu Müdür Yardimciligi’ndan emekli oldum. Ögretmenlik meslegi çok zordur. Ve çok önemli bir meslektir...

Emekliye ayrildiktan sonra Hayvancilik yaparak ve Süt ürünleri imalati isiyle ugrasmaktayim. Kirklareli halkina Dogal, Hijyenik MITAP YAYLA Süt ürünlerini üretmekteyim...

Emekli olunca insan boslukta kaliyor.. Mutlaka birseyler yaparak üretime katkida bulunmalidir” dedi.

Yayla süt ürünlerinin eski sahibi Aydin Akkul’dur... Bazen lokantasina ugrar eski günleri yadederiz...Hayati sevenlerdeniz..

MONTAIGNE DENEMELER TÜRKÇESI SABAHATTIN EYUPOÄzLU Cem yayin evi Temmuz 199. sayfa 307 YASAMAK SANATI: “Dünyada insanligini bilmekten, insanca yasamaktan daha güzel, daha dogru bir is yoktur. Bilimlerin en çetini de bu hayati iyi yasamasini bilmektir. Hastaliklarimizin en belalisi, bedenimizi sevmemek, küçük görmektir. Ruhunu bedeninden ayirmak isteyen, gücü yeterse, beden hasta iken yapsin. Ruhunu hastaliktan korumus olur...

Kendinden disari çikmak, insanliktan kaçmak çilginliktir; buna çaba harcayanlar melek olacaklarina büsbütün hayvanlasir, yükselecek yerde alçalirlar...

Iskender’in en küçük, en bayagi yani tanrilasmak, göklere çikmak hevesine kapilmasidir. (Mekodonyali Büyük Iskender) Sayfa 310: “En iyisi gençlerde ögrenme hevesini ve sevgisini uyandirmaktir. Yoksa kitap yüklü bir esek yapariz onlari. Kirbaç zoruyla bilim dolu bir çanta tasitiyorlar onlara; oysa bilimi evimizde saklamak yetmez, evlenmek gerek onlarla.”

“Yorumlar kayniyor her yanda karinca gibi, gerçek yazar binde bir çikiyor.”

“Aldanmaya ve  aldanmaya en elverisli seyler bilmedigimiz seylerdir.”

“Her onurlu insan vicdanini yitirmektense onurunu yitirmeyi yeg görür”

“Sokrates hep kendisi olarak kaldi ve en son güçlülük kertesine siçramalarla degil, kendiliginden yükseldi.”

“(Cicero) Filozoflarin bütün hayati ölüm üstüne düsünmedir.”

“(Horatius) Firtina nereye atsa beni, orda bir yer vardir yasanacak”

“Hiçbirsey kendiliginden ne o kadar üzücüdür, ne de zor. Bizim gevsekligimiz, güçsüzlügümüzdür ona niteligi veren.”

“(Horatius) Ev, mal, mülk, yiginla tunç ve altin

Yarasina merhem olmaz

Vücudunda, ruhunda dert olan adamin

Keyfi yerinde olmali insanin

Gözleri çipilli olan ne yapsin tabloyu

Damlali hasta neden gitsin hamama.”

“Bizi mutlu eden bir seyin sahibi olmak degil, tadina varmaktir.”

“Adaleten söz etmeyi ögrenip adaleti uygulamayanlarla alay edermis Kral Dionysius”

“Felsefenin amaci erdemdir.”

Montaigne Denemeler Kitabiyla Evrensellige Ulasan Çok Büyük Bir Düsünürdür...

selahattindemiraco@gazetetrakya.com

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol