IKINCI NOBEL'IN ADI "YASAR"

Birkaç gündür yazmakla yazmamak arasinda kararsizlik yasayip duruyorum. Oysa deger verdigim bir yazardi. Nice romanlarini okumustum.
Ögretmen okulu yillarinda birinci cildini okudugum "Ince Memet"'in dördünü birden 2003 yazinda okudum.
Okudugum ciltleri hemen Ibrahim'e aktariyordum. okuduklarimizi bir iki aksamda bir elestiriyor, degerlendiriyorduk.
O zaman ikimiz de bir yerlerde birlesiyorduk. Elestiri çekiçlerimiz ayni örsün üzerinde ayni demiri dövüyordu..
Yillarca yazmis, milyonlarca okunmus usta yazar Yasar Kemal.
Ince Memet'te acaba ince ince, buram buram neler dokundurmak sevdasindaydi?
Bir Memet, besbin kisilik orduya karsi koyabiliyordu.
Bir subay vardi romanin basindan sonuna, aptal, hain, psikopat. Garibin durumundan anlamaz bir zalim.
Türk asilli köyler Memet'e hep kötü davraniyorlardi. Memet'e iyi davrananlar ya Alevi'ydiler, ya Kürt köyleriydi. Alevi köylerini de böylece "Gerilla"ya katkida bulunanlar sinifina sayiyordu aklinca.
Memet gerillâ miydi aslinda? Siyasal bir hedefi var miydi?
Varsildan alip yoksula dagitiyor muydu?
Atatürk'ten, Mustafa Kemal'den, Türkiye'den, Türkiye Cumhuriyeti'nden olabildigince alayli söz ediliyordu yer yer. Bu kavramlara ait kisi ve kurum pek sevimli ve iyi vicdanli degildi.
Anlatim çok akiciydi.
Mazlum bir tip, ezik bir karakter yaratilmisti ya en basta. Dört ciltlik romani dolduran, simetrik biçimde birbirinden ufak renk degisimleriyle ayrilabilen öykümsüler, anlatimin asiri akiciligi ve siirselligi sayesinde okutuyordu kendini.
Bir de.
Bu sinsi sezgilerin altindan ne çikacak diye de merak ediyor insan.
Yasar Kemal, bu ülkede en çok okunan yazarlardandir. Onun romanlarini pek çok insan okumustur. Anlatim biçimini bilenler büyük keyif alirlar. Akicidir. Okutur kendini.
Ama, 2003 yazinda vicdanimin kiyisina oturan o kusku var ya.
Birkaç gün önce, Erol Tas'in, kalles rollerinde attigi kahkahalarla çikti karsima sanki.
"Gerillaya tetörist dedik!" diyor.
Teröriste gerillâ desek iyiydi.
Yani, günümüzdeki sosyetik sirfintiliklara ask denmesi gibi bir sey. Köy kizi yapinca adi neydi?
Günümüzde, üç gecede bir baska baska insanlarin koynuna girip para karsiligi, birakin parayi, araba, kat, kolye, bilezik, yüzük, seksenbesi biyerde. filan karsiligi birilerinin gönlünü eden kisilere siz ne ad veriyorsunuz? Dilim varmiyor, "o!" mu diyorsunuz?
Hiç olur mu? "Ask kadini"nin adini "o!" koymus olursunuz!
O zaman siz tabi ki gerillâya terösit diyeceksiniz.
Berber de saç kesiyor, kuaför de. Kuaföre berber demenin anlami var mi!
Biraz kibar olun!
Asçida da yemek yeniyordu, lokantada da, restaurantta da. Ne dersek diyelim, içini degistiremiyoruz.
Zülfüyare dokunmak istemiyorum da. Yeni bir moda çikti son yillar. Çingene yerine Roman deniyor.
Bulgaristan'in belki bir numarali kaval sanatçilarindan Ahmet'le tanismistim doksandokuz yilinda. Bir iki dakika içinde, "Çingene misin Ahmet usta?" diye sordum.
Egdi basini. "Ne yalan süleyeyim, Çingeneyim be ocam!" dedi.
"Neden inkâr edeceksin ki Ahmet usta? Insan neyse odur! Öncelikle yaptigin isle övünebiliyorsan, irkindan dolayi utanç duyman gerekmez. Insan neyse odur. Kendinle övünç duymalisin!" dedim.
Acaba Ahmet ustaya "Roman misin Ahmet?" diye sorsaydim, ne degisirdi?
Köyümüzde adamin biri yumurta alir satar, yaban veya evcil hayvanlarin derilerini alir satar, hatta torik baligi getirirdi köye, satilik. Orta okulda okuyan kizina bir gün sormuslar "Baban ne is yapiyor?" diye.
"Tüccar!" demis. Dogru söylemis. Nereden baksan, tüccar.
Nereden baksan, bir iç savas. Vatanina karsi. Birilerinin hogalamasiyla.
Ister tetörist deyin, ister gerilla.
Isterseniz gerilla diyelim de Yasar babamizin gönlü olsun. Çünkü sayesinde bir onur daha kazanacagiz önümüzdeki yil.
Ikinci Nobel yola çikmistir bile.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol