Zamanın başı ve sonu yoktur. O, sonsuzdur. Onu tanımlayan, ona ölçü ve sınır getiren, dilimlere, bölümlere ayıran insanoğlu olmuştur. Ve zaman insanoğlu ile dile gelmiştir. "ZAMANIN TARİHİ'ni" de bir İngiliz Fizik Bilgini yazmıştır.
Şunu söylemek lazım, insanoğlu zaman üzerine çok kafa yormuştur. Onun ne olduğunu anlamaya çalışmıştır. Bir Alman düşünür ölürken zaman için, "DUR GİTME, SEN ÇOK GÜZELSİN" demiştir. Bizim Atatürk'ümüz de son nefesini verirken zamanı sormuş, "SAAT KAÇ" demiştir. Çünkü insanoğlu bir zaman ve mekan içerisindedir. Bu nedenle zamanı bilmek ister. Bundan dolayı da zamanı ölçümlemişlerdir. Saniyenin daha küçüğünden başlayarak yüzyıllara, binyıllara ulaşmıştır. Zamanın insan için önemini anlamış olanlar zaman üzerine çok şeyler söylemişlerdir. "Vakit Nakittir" demişler. Acelesi olanlar "ZAMANLA" yarıştıklarını söylemişlerdir. Yunan düşünürü Perikles ise "Anlıyorum ki, zaman insanlığın kralı/ Hem anası hem babası, hem mezarı demiştir.
Zaman renksiz ve kokusuzdur. Elle tutulmaz, gözle görülmez, yaşayarak anlaşılır. Yaşıyorsanız, zaman vardır. Buna göre insan, zamanla beraber demektir. O, insana endeksli bir sonsuz süreçtir. Her şey onun içindedir. Doğmak, büyümek, ölmek onunla ölçülür.
Siz hiç zamanı düşündünüz mü diye sormak geliyor aklıma. Zaman geldi deriz, zaman geçti deriz. Neye göre bunları söyleriz? Oysa geçen ZAMAN değildir, geçen bize tanınan süredir. Zaman ne katıdır ne de sıvıdır. Zaman ne renklidir ne renksizdir. ZAMAN, maddeye göre ölçülebilen, daha doğrusu insanoğlunun bölümlediği bir süreçtir. Başlangıcı olmadığı, bilinmediği gibi sonu da olmayacak, bilinmeyecektir. Çünkü zamanın ne olduğu, ne olmadığı bugüne kadar bilinmiş değildir. Ancak evrende, doğada her şey bir zaman içerisinde meydana gelmiştir. Matematiksel bir denklem içerisinde sonlanmıştır. Bir süreç yaşanmıştır. O zaman değişim ve oluşuma nokta konmuştur.
Çok kez kendi kendime sormuşumdur.
İslam'ın temel kurallarından biri üst tabakaya itaatkar olmaktır. Zaman değişmekle kurallar da değişir hükmüne ayak uydurmaktır. Çünkü, ZAMAN değişmişse kurallar da değişecektir. Ancak - Zira insan zekası dünyayı değiştirme gücünde değildir. Öyledir ama zamanla yarıştığını söylemekten de sakınmaz. İnsan, zaman ile nasıl yarışabilir? Zamana hareket kazandıran insan olduğuna göre zaman, insana göre vardır. Biz, sevdiklerimizi değişen zamana göre teraziye vururuz. Yani değişip değişmediğine bakarız. Çünkü DEĞİŞEN İNSAN, zamana uyum sağlamış insandır. Bizim DEĞİŞİM'e o kadar çok ihtiyacımız var ki… İnsanımız değişmemekte direniyor sanki. Oysa geçen zamana ve yıllara rağmen değişmek insanın doğasında vardır. Bu durumda evreni (Kainatı) kucaklayan insandır.
İleri ülke insanları Zaman'la çok sağlıklı bir ilişki diyalog içerisindedirler. Zamanı dolu dolu yaşadıkları gibi zaman tasarruf ederek hayata eklemişler, artı bir değer yaratmışlardır. Tasarruf edilen zaman insanın en kıymetli zamanıdır. 60-70 yıllık ömür ile dünyayı anlamak, evreni kucaklamak ister. İşte insan bu tarafı ile büyüktür. ZAMAN dedik, buraya geldik. Zaman Ötesi'ne hiç değinmedik. Oysa "ZAMAN ÖTESİ'nde de bir şeyler var" diye düşünmek gerekir.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol