Kırklareli, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Yılın 365 günü demokrasimize her yerde sahip çıkacağız" sözlerini ile 15 Temmuz'dan bu yana sürdürdüğü nöbetini önceki akşam sona erdirdi. Demokrasi nöbetinin son gününde Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nin bahçesinde vatandaşlara seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Haksızlıklarıyla, hukuksuzluklarıyla, iftiralarıyla, riyakârlıklarıyla yıllardır mücadele ettiğimiz bu hain örgütün eline kan da bulaştı, hem de milletin kanı bulaştı. Bu millet her hatayı affeder, her eksiği hoş görür ama ihanet karşısında müsamahasızdır. FETÖ ülkeye de, millete de ihanet etti. Bu hainlerin darbe girişimi görüntüsü altında sergiledikleri terör, Türkiye'nin işgali provasından başka bir şey değildir" dedi.
Vatandaşların Ankara'da Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nin bahçesinde yerlerini aldığı saatlerde Kırklareli Vilayet Meydanı'nda toplanan vatandaşlarda kurulan dev ekrandan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı takip etti. 15 Temmuz'dan bu yana nöbet tutan vatandaşlar önceki gece mehteran eşliğinde gerçekleştirdikleri yürüyüşle 'Demokrasi ve Milli İrade Nöbeti'ni noktaladı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da, demokrasi nöbetinin son gününde Cumhurbaşkanlığı Külliyesi bahçesinde toplananlara ve canlı yayın aracılığıyla tüm yurtta meydanlarda demokrasi nöbeti tutan vatandaşlara seslendi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Külliye bahçesindeki vatandaşları selamlaması ile başlayan programda, şehitler için Kur'an-ı Kerim tilavetinin ardından dua edildi.
Bu dakikalarda Kırklareli'de de vatandaşlar şehitler için dua etti. Okunan Kuran'ı Kerim'i dinledi. Geceye Kırklareli Valisi Esengül Civelek, AK Parti İl Başkanı Alper Çiler, Cumhuriyet Başsavcısı İlyas Yavuz, İl Emniyet Müdürü Mehmet Emin Akay, Vali Yardımcıları, kurum müdürleri ile vatandaşlar katıldı.
"Demokrasimize her yerde sahip çıkacağız"
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde önce Başbakan Binali Yıldırım konuştu. Yıldırım'ın ardından kürsüye alkışlar ve tezahüratlar eşliğinde Cumhurbaşkanı Erdoğan geldi. Erdoğan, "Şimdi görüyorum ki, milletimiz hâlâ meydanları bırakmak istemiyor. Cumhuriyetimizin banisi, Gazi Mustafa Kemal'in İstiklal Harbi'nin en sıkıntılı günlerinde ifade ettiği bir ilke vardı; 'Hatt-ı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır' diyordu. Biz de diyoruz ki demokrasi nöbeti sadece belli saatlerde, belli yerlerde yapılmaz" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü: "Demokrasimize, özgürlüğümüze, devletimize, geleceğimize günün 24 saati, yılın 365 günü, evlerimizde, iş yerlerimizde her yerde sahip çıkacağız. Yani vatanın her köşesinde, günün her saatinde demokrasi nöbetinde olacağız. Tehlikenin, tehdidin, tuzağın, ihanetin, sabotajın nereden geleceği, ne zaman geleceği, kimden geleceği belli olmuyor. Bugün Şırnak'ta yine şehitlerimiz var. Mardin'de, Diyarbakır'da patlamalar var. İhanet nöbetini FETÖ bırakıyor, PKK devralıyor, o bırakıyor DAEŞ devralıyor. Biliyoruz ki hepsinin cibilliyetinin gereği bu, biliyoruz ki bunların tıynetinin gereği bu. Onlar da bunu yapıyor, karakterinin gereğini yapıyor. Onlar ihanet nöbetlerinde birer ikişer geberecekler, biz demokrasi nöbetlerinde, vatan müdafaasında evelallah 'şüheda fışkıracak sıksan toprağı sıksan şüheda, canı cananı bütün varımı alsın da Hüda, etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda' diyerek yola devam edeceğiz" dedi.
"Pensilvanya'daki şarlatanın yolundan gidenlerin sonu hüsrandır"
Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerine şöyle devam etti: "Bir tarafta şerefli bir mücadele ile Hakk'ın müjdesine nail olmak, diğer tarafta hayvandan daha aşağı bir seviyede yok olup gitmek var. Biz Hakk'ın yolundan, istiklalin yolundan, istikbale yönelik bu yoldan, milletin yolundan gidenlerden olmakla gurur duyuyoruz. Ruhunu şeytana satmış, Pensilvanya'daki şarlatanın yolundan gidenlerin sonu hüsrandır. DAEŞ denilen ve sadece Müslüman kanı döken proje örgütün arkasından gidenlerin akıbeti hüsrandır. Bu ülkeyi ve milleti bölmek için 30 yıldır kan döken PKK'nın yalanlarına kananların sonu hüsrandır. Mezhep ve meşrep farklılıkları üzerinden milletimizin içine fitne ve düşmanlık tohumu ekenlerin durumu da farklı değildir. Onlar da hüsrandadır. Milletimiz 15 Temmuz'da sadece FETÖ'ye değil, benzer heveslere sahip herkese, her çevreye mesajını net olarak vermiştir. Malazgirt'i, İstanbul'un fethini, Çanakkale'yi yeniden yaşamayı göze almadan kimse bu vatanı parçalayamaz, bu milleti bölemez, bu devleti yıkamaz. Biz bunun için hangi bedelleri göze aldığımızı en son 15 Temmuz'da cümle âleme gösterdik."
15 Temmuz gecesi bu ülkeyi ele geçireceğini sananların kendilerince her şeyi çok iyi planladıklarını düşündüklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ama hesaplarında çok büyük bir hata yaptılar. Onların uçakları vardı, F16'ları vardı ama onları biz satın almıştık, ücretini biz vermiştik. Helikopterleri vardı, tankları vardı, zırhlı taşıyıcıları vardı bunları biz almıştık. Ellerinde silahları vardı, biz almıştık. Ama aldıklarımızı bu hainlere, meğerse bu zalimlere teslim etmişiz. O gece milyonların sokağa dökülüp, tüfeklerin, tankların, helikopterlerin, uçakların karşısına bunlar düşünemedi bir şeyi, bu millet onların karşısına çıkacak, bunu düşünemediler" şeklinde konuştu.
"Şehitler tepesi boş değil"
"Şehitler Tepesi boş değil, bunu hesap edemediler. Şehitler ölmez, vatan bölünmez. Rabbimiz müjdesini veriyor; 'Onlara ölü demeyiniz, onlar diridirler, ama siz bilemezsiniz.' Ulubatlı Hasanların, Koca Seyitlerin, Nene Hatunların, Kara Fatmaların, Karayılanların soylarının kuruduğunu zannetmişler. İşte Vatan Caddesi'nde, Esenler'de oturan o hanım kardeşim, zırhlı taşıyıcıyla onu parçaladılar, öyle şehit ettiler. O da Hakk'a öyle yürüdü. Ama ne beyiyle konuştuğumda, ne oğluyla konuştuğumda, o duruş, o davranış her türlü takdirin üzerindeydi. Çünkü onlar şahadeti anlamışlardı" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü: "Ama bu FETÖ'cüler böyle birilerinin kadınıyla-erkeğiyle, genciyle-yaşlısıyla çıkacağını düşünmemişlerdi. İşte bizim de yol arkadaşımız Erol'umuz, o da oğluyla beraber oraya gitmişti. O da başından omzundan aldığı kurşunlarla şehit oldu, 17 yaşındaki yavrusu aynı şekilde o da orada şehit oldu. Ve biz bu pazar yaptığımız o mitingi eğer Erol'umuz sağ olsaydı yine o yapacaktı organizasyonunu, ama mesai arkadaşlarıyla yaptık."
"Silahları millete çevirerek dünyanın en alçak terör örgütü olduklarını gösterdiler"
Kendisinin FETÖ'ye 'terör örgütü' dedikçe, 'silahsız terör örgütü mü olur?' diye karşı çıkanların olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Yıllarca bunu dillendirdiğim zaman bunu dediler. Bunlar silahsız terör örgütü olur mu yahu, bunlar devletin silahlarıyla silahlanıyordu. Hesaplarını buna göre yapmışlardı. 15 Temmuz'da bunlar devletin ülkeyi korumak için namuslarına emanet ettikleri silahları millete çevirerek dünyanın en alçak terör örgütü olduklarını gösterdiler. Haksızlıklarıyla, hukuksuzluklarıyla, iftiralarıyla, riyakârlıklarıyla yıllardır mücadele ettiğimiz bu hain örgütün eline kan da bulaştı, hem de milletin kanı bulaştı. Bu millet her hatayı affeder, her eksiği hoş görür ama ihanet karşısında müsamahasızdır. FETÖ ülkeye de, millete de ihanet etti. Bu hainlerin darbe girişimi görüntüsü altında sergiledikleri terör, Türkiye'nin işgali provasından başka bir şey değildir. Biliyoruz ki kendi milletine silah çeken, kendi ülkesini başkalarına da peşkeş çeker. Hamdolsun millete çektikleri silah kendi suratlarında patladı, bumerang gibi onları vurdu. Ve yine hamdolsun ki peşkeş çekmek istedikleri ülke, tarihinde pek az rastlanır bir birlikle, beraberlikle hedeflerine doğru yürüyor" diye devam etti.
"Topunuz gelin, bu milleti aşamayacaksınız"
"Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet" şeklindeki Rabialarını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu vatan toprağımızın üzerinde kimse hesaba girmesin, hesaba girenler bunun bedelini ödeyecekler. Şimdi Kandil'den birileri kendine göre açıklamalar yapıyor, şehirlere ineceklermiş. Kırsaldan şehirlere ineceklermiş. Geleceğiniz varsa göreceğiniz de var, bunu böyle bilin. Bir taraftan PKK, bir taraftan FETÖ, bir taraftan DAEŞ, bir taraftan PYD, bir taraftan YPG topunuz gelin! Allah'ın izniyle bu milleti aşamayacaksınız, Rabbimin izniyle bu milleti aşamayacaksınız. Kardeşlerim ben şuna inanıyorum; biz bir ölürüz, bin diriliriz. Bunu terör örgütleri de böyle bilsin" şeklinde konuştu.
"İşgalcileri hukukla, adaletle temizliyoruz"
Paralel devlet yapılanmasının şamarı yediğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle devam etti: "Şamarı yedin mi, yedin. Ama bitmedi, bunların kökünü kazıyacağız. Şu anda inlerine girdik, bunların kökünü kazıyacağız. Şunu da açık söylüyorum; biz bunları intikam hırsıyla yapmıyoruz. Bu işgalcileri temizliyoruz; hukukla, adaletle temizliyoruz. Hukuk içerisinde temizliyoruz. Bize kimse de bir yerlerden akıl vermesin. Bizim Anayasamızda, bizim hukukumuzda ne varsa onu uyguluyoruz ve uygulamaya da devam edeceğiz."
"Halkın idam talebini siyasiler
bir kenara koyamaz"
İdam konusundaki kanaatlerini daha önce de paylaştığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Yine söylüyorum, halkımın bu talebini, siyasiler bir kenara koymamalıdır, koyamaz. Yapmaları gereken nedir? Parlamentoda bunu görüşmektir. Parlamento'da bu görüşülürken kimse hukuki boşluklarla izaha kalkmasın. Bu darbenin tarihi bellidir, dolayısıyla darbe tarihinden itibaren de bu masaya yatırılmalıdır. Eğer, Parlamento bu talebe evet diyorsa, Cumhurbaşkanı olarak ben bunu onarım. Parlamento evet demezse, tabii ki benim de yapacağım bir şey yoktur. Çünkü biz şehitlerimizin ruhunu muazzep edemeyiz, gazilerimize ihanet edemeyiz. Ve milletin talebini de eğer demokrasi diyorsak o zaman geri çeviremeyiz. Demokrasi, milletin taleplerinin iktidar olduğu bir rejimdir ve bunu yaparız. Rabiamızı unutmayın. Hep birlikte haykıralım; tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet. Gazilerimize şükranlarımı sunuyorum. O gece 'ya şehit olurum ya gazi' diyerek yollara dökülen, darbecilerin karşısına imanla, inançla dikilen tüm kardeşlerimizin, tüm Ankaralıların gazalarının bir kez daha mübarek olmasını diliyorum. Tabii Türkiye genelinde 240 şehidimiz var. 2 bin 195 yaralımız, gazimiz var. Hepsinden Rabbim razı olsun" dedi.
"Demokrasi nöbetlerine artık ara veriyoruz"
Erdoğan, konuşmasını; "Demokrasi nöbetlerindeki coşkusu ve vakarıyla ülkesine ve milletine olan bağlılığını cümle âleme ilan eden vatandaşlarımıza teşekkür ediyorum. Allah ülkemizi ve milletimizi ilelebet korusun diyorum. Şimdi artık virgülü atıyoruz ve bu demokrasi nöbetlerine artık ara veriyoruz. Ama ruh dünyamızdan, gönül dünyamızdan bu nöbetleri çıkarmayacağız. Anlaştık mı?" şeklinde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerini şöyle tamamladı: "Bu gösterdiğiniz gayretler unutulmaz, siz tarih yazdınız tarih... Şehitlerimizle yazdınız, gazilerimizle yazdınız, gece sabahlara kadar hiçbir ayrım yapmaksınız, hiçbir siyasi düşünceye bakmaksızın; sanatçısıyla, sporcusuyla, siyasetçisiyle, tüm medya büyük bir çoğunluğuyla tarih yazdınız. Onun için şu birliğinize dünya hayran kalacak. Hiç endişe etmeyin, hep beraber dik olacağız, diri olacağız, iri olacağız, kardeş olacağız ve Türkiye olacağız. Kalın sağlıcakla diyorum, hepinizi Allaha emanet ediyorum" sözleri ile noktaladı.
Mehteran eşliğinde yürüdüler
Cumhurbaşkanı Erdıoğan'ı canlı yayında izleyen Kırklarelililer, konuşmasının bitmesinin ardından Lüleburgaz Müzisyenler Derneği'nin oluşturduğu mehteran takımı eşliğinde bir yürüyüş düzenlediler. Yürüyüşün ardından yeniden Vilayet Meydanı'nda toplanan halk 27 günlük nöbetini sona erdirdi.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol