KIRKLARELI’nde aktif durumda olan tas ocaklari konusu, sivil toplumun en büyük endiselerinden biri haline geldi. Geçtigimiz haftalarda Il Genel Meclisi Mayis ayi toplantisinda Pinarhisar’a bagli Pazarli Köyü’ndeki patlatma ruhsati verilen maden ocagi konusunu, meclis üyesi Nail Özden dile getirmisti. Kirklareli’nin il çapinda faaliyet gösteren maden ve tas ocaklari, daha önce 2010 yilinin baslangicindan bu yana ilçelerde tespit toplantisi yapan Vali Cengiz Aydogdu’nun ziyaretleri esnasinda da muhtarlar tarafindan anlatilmisti.
Son olarak konuya yönelik bir açiklama yapan TEMA Vakfi Lüleburgaz Temsilcisi Hakan Dedeoglu, cümlelerinde Yildiz Daglari’ni bekleyen tehlikeleri gündeme getirdi. Maden ocaklari ve tas ocaklarinin yarattigi sorunlarin, gazetelere de yansidigi üzere önemli çevre sorunlari arasinda yer aldigini kaydeden Dedeoglu, açiklamasinda su cümlelere yer verdi:
“Halk tepkili, fakat yetkililer sessiz”
“Özellikle Kirklareli ili sinirlari içinde onlarca maden ocagi açma girisimi çevrenin sürdürülebilirligi açisindan maalesef ciddi sorunlara yol açmaktadir. Halkin büyük kesiminin tepkisini çeken bu girisimler karsisinda yetkililerimizin sessizligi gerçekten çok anlamli.
Siyasi baskilar sonucunda, birçok konuda oldugu gibi ocaklarin açilmasi ve isletilmesi konusunda da ortaya çikan keyfiyetler, ‘Ben yaptim oldu’ mantigiyla hesap verilmeksizin sonuçlandirilmak istenmektedir. Ancak Il Genel Meclisi üyelerimizin de ifade ettikleri gibi birçok tas ocaginin ÇED Raporu bulunmamaktadir. Olanlarin ise nasil aldiklarinin iyice degerlendirilmesi gerekmektedir.”
“Yargi süresince sessiz kalinmasi gerekiyor ama, dava çevrenin
aleyhine sonuçlaniyor”
Genelde mahkeme süreci devam eden konularda görüs beyan etmekten kaçinmanin hukuken en dogrusu oldugunu dile getiren Dedeoglu, “Yargi süresince yapilan degerlendirmeler bir bakima yargiya müdahale sayilirken, sessiz kalinmasi durumunda ise sonuç çogu zaman çevre katliami olmaktadir. Bu nedenle, ati alan Üsküdar’i geçmeden, dogru hareket ederek, doganin katledilmesini önlemek sorumluluguyla karsi karsiyayiz. Çünkü ormanlik alanlarda agaçlar kesilip, su kaynaklari kirletilip, dogal yapi yok edildikten sonra, dava kazanilsa bile kaybedilenler geri gelmemektedir. Hatta kaybedenlerin geri gelmedigi mantigiyla, daha fazla talana olanak taniyan karar yolu da açilmis olmaktadir” diye konustu.
Açiklamasinda Çevre Bakanligi, ÇED Daire Genel Müdürü Fevzi Isbilir’in Edirne’de gerçeklestirilen bir toplantida söyledigi cümleye de yer veren Hakan Dedeoglu, sunlari söyledi:
“Yildiz Daglari’nda son dönemde yasananlar, Fevzi Isbilir’in
açiklamasini yalanlamaktadir”
“Sayin Isbilir bu toplantida, ‘Yerin üstü, altindan degerliyse o bölgenin delinmesine asla izin vermem’ ifadesinde bulunmustu. Çok dogru bir cümledir.
Ekoloji-ekonomi dengesinin korunmasindan yana olan bizler bu görüsten cesaret almistik. Sanmistik ki aklin, mantigin, planliligin ve dürüstlügün ifadesi öne çikiyor. Ancak Yildiz Daglari’nda son dönemde yasananlar bu cümleyi yalanlayan gelismelerdir. Bu ve benzer konularda bölge halki olarak bizler, kisisel hirslardan arindirilmis planlarla hareket eden ve dogal varliklarimizin yok edilmesine engel olacak bilincin olusmasini bekliyoruz. Bu açidan beklentimiz, sorunlara iliskin soru sormanin ötesine geçilerek, icra makami olarak gereginin planlanmasi ve gerçeklestirilmesidir. Topragimiza ve bayragimiza, sahip çikalim.”
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol