YILIN NOBEL IHANET ÖDÜLÜ

Tam da 12 ekimdi.
Fransa bir halt karistirmisti. Türkiye'yi karalamak için meclis karari çikarmisti.
Ayni anlarda dünyada bir baska herze karistiriliyor, dünya insanliginin önüne servis yapilmaya hazirlaniyordu.
Türk ulusunu, Türkiye Cumhuriyeti devletini, insanlarini, kurtulus savasinin hakli gururunu yasayan bir ulusu töhmet altina alarak birilerinin gözüne hos görünüp onlardan bir seyler koparmaya çabalayan bir simarigin. Emperyalist, kapitalist, fasist, sömürgeci, sömürgenci, kaneimici, haydut bir zihniyet tarafindan ödüllendirilmeye çabalandigini yasadik.
Yani, kale içinde bir hainin nasil beslendigini, nasil barindirildigini, nasil semirtildigini kimse anlayamamis meger.
su, Cüneyt Arkin filmleri, Kartal Tibet filmleri hatta Serdar Gökhan ve daha nicelerinin filmleri bu kadar mi bosunaymis hey erenler? O filmlerde yillarca hain yakalanip cezalandirilmamis miydi?
Yoksa, o sahne, yani yakalanis sahnesi yeni mi oynaniyor. Pardon! Afedersiniz! Anlayamamisim. Tamam. Haklisiniz.
Bakiyorum da bu sabah, agzi kulaklarinda bir adam.
Yirmi yil kadar önce miydi, Nelson Mandela'ya bir ödül verilmeye kalkisildi Türkiye'de. Hani, almamisti adam.
Hani bir de Aziz Nesin adina oglu Ali'ye Kültür Bakanligi tarafindan, hem de büyük bir törenle, hem de zamanin kültür bakani eliyle verilmek istenen bir ödül öyküsü yasanmisti da, Ali Nesin, bir rüya fasli anlatmisti sahnede ve o ödülü almamisti.
Benim simdilik aklima geliverenler bunlar.
Bazi ödüller, bazi payeler, bazi madalyalar vardir. Kahpeligin en üst düzeyindedir. Ekmegini yedigin, suyunu içtigin, barindigin, adini tasidigin topraklarin ve birlikte yasadigin toplumun zararina en büyük hakaretlere yatkin bir çizgi, bir hat olusturarak alinmis siparis bir ödül.
Orhan efendi simdi Türkiye Cumhuriyeti bünyesinden kutlamalar bekliyor.
Önce Cumhurbaskani, degerli insan Ahmet Necdet Sezer'in o yüce makama, Atatürk'ten devralinan o yüce yere çagirmasini ve iki yanagindan öpmesini, alkislamasini bekliyor.
Sonra Basbakanin.
Sonra Meclis Baskaninin.
Sonra Disisleri Bakaninin.
Sonra içisleri Bakaninin.
Hatta muhalefet liderlerinin kuyruga girmesini.
Kim çagirir kim çagirmaz bilemem.
Ama.
Bizim elimize bir yerlerde geçerse.
Hani, sarayin yakinindan seyyar saticilar geçiyormus ya. En önde erikçi. Hani, yapilan islem sirasinda kikir kikir gülüyormus ya.
"Ulan, böyle bir muamele sirasinda gülünür mü? Aglanacak haline." demisler de.
"Ben kendi halime gülmüyorum. Arkadan karpuzcu geliyor da!" demis.
Bu toplum, aydinlik toplum özlemcisi insanlar nelere katlandilar bu ülkede nelere. Daha uygar, daha aydinlikçi, daha insancil bir sistem ve toplum yaratilabilmesi için nice canlar feda edildi, nice yasamlar zayoldu.
Onlar ne bedeller ödediler.
simdi, gördükleri en aci islemlere karsin onlarin gülmekte olduklarini görür gibiyim.
"Neden gülüyorsunuz ulan aglanacak halinize?" diye soran olursa eger.
"Arkadan Orhan Pamuk geliyor da!.."
Böyle durumlarda.
ihanet birilerinin isine bu denli asiri yariyorsa. ihanetin ödülü de devasa oluyor hani.
Hadi Orhan! Gözlerimiz yolda. Ödülünü münasip bir yerine koy da gel. O isi de bize birakma.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol