Yesen'den ögrencilere yariyil tatili tavsiyeleri

Egitim-Bir-Sen Kirklareli Il Temsilciligi dün gazetemizi ziyaret etti. Egitim-Bir-Sen Kirklareli Sube Sekreteri Mustafa Keskin ile Egitim-Bir-Sen Basin Yayin Sekreteri Halil Yücel'in de katildigi ziyarette Il Temsilcisi Bilal Yesen, ögrencilere çok önemli yariyil tavsiyelerinde bulundu. Yesen, "Tatil, okumak için ideal bir zamandir" dedi.
Bugün sona erecek 2007-2008 egitim ögretim yili ilk döneminin degerlendirmesini yapan ve egitim alanindaki son gelismelerle ilgili görüslerini açiklayan Yesen, "Hep birlikte hayirlisiyla I.Dönemin sonuna gelmis bulunuyoruz. Kirklareli il genelinde ortalama 55000 çocugumuz hayirlisiyla karnelerini alacaklar. Bu arada zayif karne getiren çocuklarimiz olacak. Zayif karne getirdikleri için çocuklarimiza olumsuz tutum ve davranislarda bulunmayalim. Çünkü bu tür tutum ve davranislar çocuklarimizi güven eksikligine yöneltmekte, zamanla tedavisi mümkün olmayan yaralar açmaktadir. â?~Neden zayif getirdin?' sorusuyla karsilasan çocuk ve gençlerimiz sikintili döneme girmekte ve kendini ifade etmekte sikinti çekmektedir. Medyadan izledigimiz kadariyla hiç de tasvip etmedigimiz olaylarla karsilasmaktayiz. Önemli olan çocuk ve gençlerimizi zayif karne getirdiklerinden dolayi elestirmek degil, önemli olan nasil bu duruma gelindiginin yollarini aranmaktir. Özellikle dönem içerisinde veli ögretmen ve idareyle olan iliskiler üst düzeyde tutulmali, zaten bu birliktelik saglanirsa ögrencinin nasil bir karne getirecegi önceden bilinir buna göre çözüm yollari aranir.
Ikinci olarak zayif almak dünyanin sonu degil. Bunu ögrencinin kendisini tanimasina yönelik bir firsat olarak da yorumlayabiliriz. Nasil ki hastaliklar insanin sigortasi yani insani daha kötü duruma düsmekten açikçasi ölüme gitmekten kurtariyorsa zayiflar da bu sekilde algilanmali ve ögrenciye yeni bir firsat verilmelidir. Ilk dönemde bu firsat ögrenciye taninmalidir.
Ayrica yariyil tatilini ögrencilerimiz iyi degerlendirmelidir. Bu su anlama gelmiyor. Her gün derslerine çalissinlar, ödevlerini yapsinlar degil. Daha çok kendilerini dinlendirecek kitap, roman hikaye okumalari. Yine kitap okuma kampanyamizi en güzel seklide degerlendirmek için bu yariyil tatilini bir firsat olarak görmeli ve ona göre degerlendirmeliyiz.
Hemen basta söylemek isteriz ki, tatil asla bos oturma veya sadece eglenme dinlenme zamani olmayip hem ögretmenlerimiz açisindan hem de ögrencilerimiz açisindan kendilerini gelistirmeye yönelik â?~kültür eserleri' okumak için ideal bir zaman dilimidir.
Bu altin kiymetindeki zamani basta â?~100 Temel Eser' olmak üzere, kültür, bilim, sanat ve edebiyat eserlerinden yapacagimiz okumalarla degerlendirmeliyiz.
Yariyil vesilesiyle sendikamiz Egitim-Bir-Senin kimi güncel konularla ilgili görüslerini kamuoyuyla paylasmayi gerekli görüyoruz.
Basörtüsü engellemesi kaldirilmalidir
Yeni döneme, umuyor ve diliyoruz ki, yillardir ülkemizde bir sunî gerginlik ve hak gaspinin simgesi olarak uygulanan keyfi basörtüsü engellemesi kaldirilmalidir. Bu konuda yeni anayasayi beklemeye de gerek yoktur. Gerek Ak Partinin, gerekse MHP basta olmak üzere sorunun çözümü için destek veren siyasi partilerimizin bu konudaki girisimlerini, bütün toplum olarak içtenlikle destekliyor ve bu sorunu artik mutlak biçimde sona erdirmelerini istiyoruz.
Hiçbir kadin, inancimizin, kültürümüzün, gelenegimizin sik bir parçasi olan basörtüsü sebebiyle ne egitim hakkindan ne çalisma hakkindan asla mahrum edilmemelidir. Yapilacak hukuki düzenlemenin, bu iki hak gaspini önleyici olmasi sarttir.
"Yeni Anayasada olmazsa olmazlarimiz"
Yeni anayasa çalismalarinin hizlandirilmasini önemsiyoruz. Yeni Anayasa'da basta YÖK olmak üzere kimi â?~anayasal' kurumlarin görev ve yetki tanimlari, milli iradeyi devre disi birakma anlami tasimayacak ve amiyane tabirle â?~devlet içinde devlet' olmayacak sekilde titizlikle düzenlenmelidir. Egitim, ögretim ve çalisma hayatinin önündeki her türden hukukdisi engellemeler mutlaka sona erdirilmelidir.
Bu yeni ve sivil anayasamizda YÖK anayasal kurum olmaktan çikarilmali. Evrensel hukuk degerlerine aykiri nitelikte, egitim ve çalisma özgürlügü açisindan engel olusturan basörtüsü yasagi sona erdirilmeli. Egitimde firsat ve imkân esitliginin somut olarak gerçeklesmesini engelleyen katsayi uygulamasi kaldirilmali. Din egitimi ve ögretimi konusundaki sinirlamalar sona erdirilmeli. Din kültürü ve ahlak bilgisi dersinin içerigi zenginlestirilerek zorunlu ders niteligi korunmali. Sendikal hak ve özgürlükler açisindan isçi-memur ayirimi kaldirilarak â?~çalisanlar' ifadesine yer verilmeli. Kamu görevlilerine toplu sözlesme ve grev hakki taninmali. Devlet memuru statüsünde görev yapan kamu görevlilerine yönelik siyaset yasagi kaldirilmalidir.
Dünya Bankasi'nin aldatmacasi
Bilindigi gibi Dünya Bankasi denen kerameti kendinden menkul kurulus, egitim çalisanlarinin maaslariyla ilgili bir spekülasyona kapi açti. OECD ülkeleri arasinda GSMHye orani bakimindan güya en yüksek maasi Türkiyenin ögretmenleri aliyormus! Bu kesinlikle gerçek disi bir açiklamadir. Bizi, bir ilimiz küçüklügündeki ülkelerle karsilastirma ve küçük mantiginin bir uzantisi olan bu yaklasim, her bakimdan oldugu gibi ücretler ve kazanimlar bakimindan da Amerika, Ingiltere, Almanya ve Fransa gibi ülkelerle yarismamiz gerektigi gerçegini gözden kaçirmaya hizmet etmektedir. Ne yazik ki Türkiye, yukarida adini andigimiz ülkeler içinde ögretmenine de hizmetli ve memuruna da en düsük maasi veren ülkedir. Çabamiz ve arzumuz bu tablonun kökten degismesi yönündedir.
Ek ders kaosu
Egitim çalisanlari bir magduriyeti de ek dersler konusunda yasamaktadirlar. Ek derslerle ilgili mevzuat öyle garip bir sekilde düzenlenmistir ki, dini bayramlar, rapor, izin ve buna benzer sebeplerle okula gelmedigi günlerde tamamen ek dersten düsülmesi, geçici görevlendirme ifadesiyle müdürlük görevini yürütenlere 18 saat ek ders ödenmesi, müdür yardimcilarina belleticilik ve egzersiz ücreti ödenmeyisi tepkiyle karsilanmakta ve çalisanlarin hevesini ve moralini olumsuz yönde etkilemektedir. Konuyla ilgili gerekli düzenlemelerin yapilmasi yönündeki girisimlerimizi, sonuç alincaya kadar sürdürecegiz.
"Memur, ekonomik iyilesmeden pay istiyor"
Ekonomik büyüme, enflasyondaki düsüs, üretim ve ihracat gelirlerindeki katlanan artislar, bugüne kadar çalisanlara dogrudan yansimamistir. Düzelisini memnuniyetle izledigimiz ve istikrar içinde devamini arzu ettigimiz bu ekonomik iyilesmeler, ücret artisi ve hayat standardinin yükselisi biçiminde mutlaka kamu çalisanlarina da yansimali, gelir dagiliminda yeni adaletsizliklere firsat verilmemelidir.
Farkli bakanliklar ve kurumlarda ayni isi yapan devlet memurlarinin özlük haklari ve ücretler bakimindan esitlenmesi, ayni isi yapanin ayni maasi almasi konusunda düzenleme yapilmasi da büyük bir aciliyettir" ifadelerini kullandi.