Ziraat Mühendisleri Odasi Kirklareli Il Temsilciligi’nin 1-25 bin ölçekli planlar ile ilgili degerlendirme yazisi devam ediyor. Yazi dizisinin bugünkü kisminda, Ergene’nin iki yönlü tehdit altinda oldugunu vurgulayan ZMO bu tehditleri; rastgele açilan fabrika sondaj kuyulari ve Istranca sularinin ISKI’ye devredilmesi olarak siraladi. Yeni planin niteligini, Trakya’daki mera alanlarinin kimlik degisimine sürüklenmesi olarak degerlendiren oda, plan notlarinda Trakya’dan tarim bölgesi olarak bahsedilmediginin de altini çizdi. “Trakya’nin yegane yer alti su çanagi olan Ergene Havzasi iki yönlü tehdit altindadir.
Birincisi gelisi güzel açilan fabrika sondaj kuyulari, ikincisi bu yer alti su havzasini besleyen kuzeydeki Istranca sularinin ISKI’ye devredilmesidir. Bu tehditlerin ortadan kaldirilmasi için mevcut sondaj kuyulari devlet eliyle yeniden ele alinip, belli disiplinle sanayi, tarim ve içme suyuna sunulmalidir.
Istranca sularinin ISKI’ye devrini iptal eden karar ve notlar planda yer almamaktadir. Ergene ve Meriç nehirleri bu planda bir proje dahilinde ele alinmamis olup, çevre kirliliginden kurtarilmasi ve dogal hale getirilmeleri için alinacak önlemler planda yoktur. Yasamsal bir olgu olan suyun geleceginin ve çevresel kirletici yüklerin ve hala kirletilen alternatifsiz su kaynaklarinin kurtarilmasina iliskin kararlari içermeyen ve adina ‘Revizyon’ denilen bu planin çevre korumaci olmadigi, sürdürülebilir bir yasami hedef-lemedigi açiktir.
Eski ve yeni plan birbirinden farklidir
2004 planinda amaç; sürdürülebilir bir çevre, ekoloji, tarimsal, turistik ve tarihsel kimligi koruyarak Türkiye'nin kalkinma politikasi kapsaminda saglikli gelisme ve büyüme hedefleri iken 2009 Revizyon Planinda; Istanbul’un desantra-lizasyonu odakli (Bu husus Ergene plan raporlarinda açik olarak belirtilmemekle birlikte, Istanbul 1/100000’lik plan ve eklerinde Istanbul’un kurtulusu olarak vazgeçilemez yol olarak sunulmustur), AB kriterleri, Istanbul’un ekonomik sürdürülebilirlilikten uzaklasmasi, bu amaç dogrultusunda transferi kaçinilmaz olan olumsuzluklarin bölge disina ötelenmesi adina bölgesel alternatifler yaratilmasi amaçlanmistir.
Meralar büyük tehdit altinda
Meralarin; plan sinirlari içerisinde degerlendirilerek, vasfinin degistirilmek suretiyle yok edilmesinin önü açiliyor. Trakya gibi degerli tarim topraklarina ve su havzalarina sahip bir bölgede bu denli hoyratça bir tadilat ile tüm bu degerlerin, telafisi olamayacak sekilde feda edilmesini gelecek kusaklara anlatabilmemiz mümkün degildir.
Alan Kullanimi:
Tekirdag ilinde 2004 yilina kadar Valilik, Yerel Yönetimler ve son olarak 2004 plan müelliflerince yaklasik 8.700 Ha yer, sanayi alani olarak belirlenmistir. Ancak bu miktar dahi bi-limsel verilere göre olmasi gerekenin çok üzerindedir. Gelinen noktaya, ranta dayali imar politikalarinin sonucu olarak dönemin mevzuatlarina uygun ya da uygun olmaksizin bir çok Mevzi Plan kararlarinin neden oldugu açiktir. 2004 planinda 8.700 Ha olarak tanimlanmis sanayi alaninin yaklasik 4.900 Ha’lik kisminin yapilanmaksizin bos olmasi da bunun açik bir göstergesidir.
11700 Ha’lik alanin imara açilmasi, düsündürücüdür
2009 Plan notlarinda Revizyon planda yeni sanayi alanlari, yeni OSB alanlari, yeni TOB alanlari ve TAB alanlari görülmektedir. Sadece TOB adi altinda Trakya’da her biri 500 Ha toplam 12 adet ve toplam 6.000 Ha, TAB adi altinda Trakya’da her biri 300 Ha toplam 19 adet ve toplam 5.700 Ha’nin, tarim alanindan çikarilarak imara açilmasi düsündürücüdür. Sadece bu ikisinin toplami Trakya’da 11.700 Ha ve Tekirdag ilinde 4.300 Ha olup, yapi yogunlugunun her iki lejantta IAKS=0.50 olarak belirlendigini göz önüne aldigimizda, Tarim Alanlari ve Su Havzalari konusundaki endiselerimizde hakliligimiz görülecektir. Sadece bu iki lejantla; mevcut planlanmis ve yapilasmis sanayi alani ve (3.800 Ha) ilave rezerv olabilecek planlanmis, fakat yapilasmamis alanlar (4.900 Ha) var iken, 11.700 Ha lik bir alani daha gözden çikarmaktayiz.
Trakya plandaki ilave-lerle tarim bölgesi olmaktan çikacaktir
Buna yeni ilave edilmis olunan Sanayi, OSB ve Lojistik alanlarini ekledigimizde Trakya'dan bir tarim bölgesi ve su havzasi olarak bahsedilmesi neredeyse imkânsiz olacaktir. Enerji depolama alanlarinin su havzalarinda, 1. ve 2. sinif deprem kusaginda olmak üzere ve ucu açik bir sekilde 1/25.000 ölçekli planlara havale edilmesi aklimiza 1999 yilinda Izmit'teki depremi ve akabinde olusan yanginlari getirmektedir. Millet olarak çabuk unutma ve unutturma özelligimiz bölgeyi ve bölge halkini ciddi tehditlerle karsi karsiya birakmaktadir.”
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol