"Yar bana bir eglence aman"

“Oh my darling, a fun for me”

“Yar bana bir eglence aman”

NAREKE ve KARAGÖZ dünün devamidir

“Hacivat ve Karagöz’ün hikayesi, gerçekten yasamamis olsalar bile ve aradan yüzyillar geçmesine, modern teknolojinin geleneksel Türk Gölge Sanati’ni gölgede birakmis olmasina ragmen, inatla büyük ve küçüklerin hepsini, her kusagi güldürmeye devam etmis vede devam etmektedir. Onlar halk tiplemesinin bitmeyen gölgeleri olacaklardir.

Geleneksel gölge sanati, gölge oyununun tam olarak kökeni halen tam olarak bilinmese de deniliyorki, Cava, Çin-Endonezya ve Hindistan ile Bali Adalari’ndan ortaya çikarak gelismis bir sanat türü olarak dillendirilmektedir. Buralardan Avrupali gezginlerin getirmis olacagi da anlatilmaktadir.

18. yüzyil ortalarinda gölge oyunu özelliklede Fransa’da, “Çin Gölgeleri” adiyla begenilmistir. 1860 lara kadar seyredilmis gün geçtikçe de unutulmaya baslamistir.

Gölge Oyunu, Anadolu topraklarina ise bazi arastirmacilarin arastirmalarinin tersine Cava ve Hindistan’dan gelen çingeneler tarafindan getirilmis fakat yine baska bir bilgiye göre bu oyunun agirlikli Yahudiler tarafindan uygulaniyor olmasi, gölge gösterilerinin Ispanya ve Portekiz kökenli oldugunu, buradan kaçanlarin getirdigini anlatmaktadir.

Osmanli’da Gölge Oyunu, deri veya benzer bir malzemeden kesilerek ve boyanarak insan veya hayvan figürü elde edilen, ardindan bunlarin çubuklar araciligi ile perdenin arkasindan mum isiginda oynatilmasi ile uygulanan gölge oyununun 1. Selim’in Misir’dan getirdigi yazili olarak bilinmektedir. 1. Selim Misir’da bu oyunu izledikten sonra Istanbul’a getirmistir. Ardindan da Öküz Mehmet Pasa piramitler ülkesinden oyuncular getirterek bu oyunun halka gösterilmesini saglamistir. Karagöz ve Hacivat gibi belli tiplerin, karakterlerin gölge oyununda bas rolü üstlenmesi, ardindan, bu oyun Osmanli topraklarinda, dolayisiyla Misir’da da Türkçe olarak degisime ugramis ve yayinlanmaya baslamistir.

Her zaman kahkaha kaynagi olan toplumsal sorunlara o güzel sakalarla, iyi bir dil anlatimi ile yaklasan, imalar, nükteler, hayatin gerçekleriyle dolu dolu gölge oyunu Karagöz olarak nam salmis ve halkin dilinde yasaya gelmistir.

Eskiden bayramlarda, sünnetlerde, dügünlerde, kis kahvehanelerinde mutlaka oynatilan Karagöz-Hacivat 1970 li yillarda kasetlere ses olarak aktarildi. Sonra da unutuldu derken günümüzde yeniden hak ettigi yeri almaya baslamistir.

Kirklareli Ili buna iyice sahiplenmis ve kendisi ilede kültür etkinlikleri yapmaya baslamistir. Kirklareli Karagöz’ün memleketi olmus vede heykeli yaptirilarak sehrin en güzel yerine dikilmistir. Bence Karagöz ve Hacivat tam da atasözü gibi adamlar olup benzerleri yoktur. Yasanmis insan gerçekleridirler. Kirklareli’de kültür etkinlikleri henüz bilimsel bir sekle oturmamis en samimi sekilde kutlanmaktadir. Hayirlisi. Karagöz iyice bir incelemeden geçmekle, bilinmeyen yönleri ortaya çikarilmalidir.

Bence Karagöz-Hacivat yasayan siyasetin eski aynalaridir. Uzmanlarin bu konuyu açarak dillendirmesi gereklidir.

 

mustafaermis@gazetetrakya.com

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol