"Yanlis politikalar sonucu en verimli tarim arazileri sanayi alanlarina dönüstürüldü"

16 Ekim tarihinin Dünya Gida Günü olmasi sebebiyle, CHP Kirklareli Milletvekili Tansel Baris anlamli bir mesaj yayimladi. Baris mesajinda dünyada üretilen gida maddelerinin, dünya nüfusunu beslemeye yetmedigini, buna yoksul ülkelerdeki hizli nüfus artisinin da eklendiginde, yoksullar ordusunun hizla artarak, açlik ve sefaletin devam ettigini önemle hatirlatti.

Söz konusu mesajda sunlar vurgulandi;

“Dünyada nüfusu hizla artarken, gida üretimi artan nüfusu besleyememektedir. Yoksul ülkeler ile zengin ülkeler arasindaki uçurumun  da iyice açilmaktadir. Besin maddelerinin üretiminin az oldugu, hatta hiç olmadigi ülkelerde yetersiz beslenme ve açlik tüm dünyanin ortak sorunu olarak ortaya çikmaktadir. Bir tarafta üretimin fazla oldugu zengin ülkeler, diger taraftan hizla yoksullasan ve açlik ve sefalet içerisinde kivranan dünya ülkeleri. Dünyanin bu ortak sorununa, Birlesmis Milletlerin çatisi altinda bir araya gelen ülkelerin olusturdugu, kisa adi FAO olan Birlesmis Milletler Gida ve Tarim Örgütü (FAO),   Dünya  tüm dünyanin dikkatini, yoksulluga, yetersiz beslenme ve açliktan ölen yoksul ülkelerinin üzerine çekmek için 16 Ekim'i DÜNYA GIDA GÜNÜ olarak kabul etti. Bu günde, Birlesmis Milletlere üye ülkeler, dünyada açlik, gida üretimi ve tüketimi gibi konulari gözden geçirerek, ona göre raporlar yayinlayarak, dünyanin buna göre tedbirler almasi önerilmektedir.

Dünyada üretilen gida maddeleri, ne yazik ki dünya nüfusunu beslemeye yetmemektedir. Buna bir de özellikle yoksul ülkelerdeki hizli nüfus artisini da eklendiginde, yoksullar ordusu hizla artarak, açlik ve sefalet devam etmektedir.

Dünyada kit olan kaynaklari, en verimli bir sekilde kullanmak zorundayiz. Bir taraftan bolluklar içerisinde kaynaklar hovardaca harcarken, diger taraftan, açlikla, ölümle pençelesen ülkeler.

Bugün dünyada yaklasik 500 milyon insanin yetersiz beslenme sonucu, çesitli hasatliklara yakalanarak, açlik ve ölümle pençelesmektedir.

Ülkemiz daha düne kadar, ürettigi besinlerin kendi kendine yettigi 7 ülkeden biri durumunda iken bugün birçok gida maddesini disaridan alan, disariya bagimli hale gelen ülkeler arasina girmistir. Bunda da ülkeyi yönetenlerin izlemis olduklari yanlis tarim ve ekonomi politikalari yatmaktadir. Yillardir tarimi üvey evlat olarak gören, yok sayan bir zihniyetin sonucudur. Tarim sektöründe üretim yapan çitçilerimiz, ürettikleri mallarin karsiligini alamadiklari, maliyetleri dahi karsilayamadiklari için bu sektörden uzaklasmaya, hatta tamamen çekilmeye baslamistir. Dogu ve Güney Dogu Anadolu bölgelerimizde hayvancilikla geçimini saglayan ve üretimi ile ülkemizin et, süt ve buna bagli yan ürünleri ile ihtiyacini karsilayan önemli alanlarimizdan biri durumunda iken bugün terör nedeni ile hayvancilik tamamen ölmüs, bu alanda faaliyet gösteren vatandaslarimiz da göç ederek sehirlerde varoslar olusturarak, sehirlerin köy kentlere dönüsmesine sebep olmustur. Diger taraftan basta Trakya bölgemiz olmak üzer diger tahil ambarlarimiz, tarim bölgelerimizde durum pek farkli degildirdir, Yanlis politikalar sonucu en verimli tarim arazileri sanayi alanlarina dönüstürülmüstür. Kriz nedeni ile  bugün bu alanlar birer sanayi çöplügüne dönüsmüstür.  Eger  acil tedbirler  alinmaz, ise zaten, dünyada kisi basina düsen su miktari bakimindan fakir olan ülkemiz, gida ve tarim alaninda da yoksul ülkeler arasina girecektir. Ülkemizde üretilen besin maddeleri iyi degerlendirilemiyor, besin maddelerinden halkimiz geregi gibi yararlanamiyor. Üretilen besin kaynaklarimiz tüketiciye düzenli olarak dagitilamiyor.

 Üreticiden tüketiciye ulasirken arada çok ciddi fiyat farklari olusabiliyor. Büyük kentlerimizde yapilan bir arastirmaya göre besin maddelerinin % 10'nun çöplüge atildigi, atilan besin maddelerinin basinda da tahil ürünlerinin basi çektigi dikkat çekiyor. Bu savurganligi önlememiz için üzerimize düsen görevleri yapmaliyiz.