Tarihimizde Mustafa Kemal-Padisah Vahdettin iliskisi geleneksel bir tartisma konusudur. Bir takim çevrelere göre Mustafa Kemal’i Anadolu’ya göderen Padisah Vahdettin olmustur. Hatta onlara göre Vahdettin Mustafa Kemal’in cebine 40 bin lira koymus, Anadolu’ya göndermistir. Ancak bu paranin Mustafa Kemal ile Anadolu’ya geçen 18 kisinin ve Ordu Müfettisligi Makaminin zorunlu ihtiyaçlarinin karsilanmasi için verildigi nedense yazilmak, söylenmek istenmemektedir. Oysa Vahdettin bu kitabin bir yerinde Mustafa Kemal ile ilgili olarak “Mustafa Kemal göçebe bir Türk’tür” demekte, “O’nun dürüst oldugunu, dürüst kaldigini, bir çok makam ve görevlerde bulundugu halde hizmetine para geçirmedigini” söylemektedir.
Süphesiz Mustafa Kemal’in de Osmali Sultanlari içersinde en iyi tanidigi padisah Vahdettin olmustur. Vahdetttin’in saltanati sirasinda onunla sik sik görüsmüs, çökmekte, dagilmakta olan imparatorluga iliskin görüslerini söylemistir. Ancak Vahdettin’in bunlari dikkate almadigi meydana gelen olaylardan anlasilmaktadir. Bir yerde Vahdettin’in de Mustafa Kemal’i kiskanan saray damadi Enver Pasa’dan çekindigini düsünmek lazimdir. Zira Enver Pasa Mustafa Kemal’i hep uzaklarda tutmak istemistir.
Tarihen sabittir ki Mustafa Kemal, Padisah Vahdettin tarafindan himaye edilmemistir. Zaten Mustafa Kemal de böyle bir himayeyi kabul edecek karakterde degildir. Sayet böyle bir himaye söz konusu olsaydi Mustafa Kemal ve arkadaslarinin idamlarini onaylamazdi. Bu nedenle sag kesimin israrla belirttigi Vahdettin’in güdümünde bir Mustafa Kemal asla söz konusu degilidir. Bu yoldan Vahdettin’i yüceltmek mümkün degildir.
Türkiye saginin çok partili hayata geçtigimiz 1946 yilindan bu yana siyasi sorunu Cumhuriyet ve Mustafa Kemal olmustur. 1945 yilinda Ismet Inönü’nün izni ile Celal Bayar, Adnan Menderes ve arkadaslarinin kurduklari Demokrat Parti halka 27 yillik (1923-1950) cumhuriyetin yaptiklarini inkar ederek gitmislerdir. Bu gidis zaman içerisinde ve günümüzde Laik Cumhuriyet’in yapisini degistirme noktasina kadar gelmistir. Bugün artik Mustafa Kemal-Vahdettin iliskisi çok geride kalmistir. Bugünün sorunu Devr-i Demokrasi Dönemi’nde yetismis siyasi kadrolarin Cumhuriyet ve Atatürk ile iliskisidir. Türkiye, sagin bu iliski biçiminden, Atatürk Dönemi dahil, cumhuriyetin geçmisine yönelik tutum ve davranisindan ciddi biçimde rahatsizdir.
Ülkemizde bugün herkesin görmesi gereken bir gerçek vardir. Bir KÖHNE ZIHNIYET cumhuriyetin yapisini, toplumun cumhuriyetçi gelenegini bozmak için bir gayretin içerisindedir. Endise buradan kaynaklanmaktadir. Cumhuriyeti tümden yapisal bir degisiklige ugratmak mümkün olur mu? Önlem alinmazsa olur. Zira sartlar giderek olgunlasmakta, ortam giderek elverisli hale gelmekte, toplumsal egilim o dogrultuda bir yol bulmus bulunmaktadir. Ancak çözün yolunu demokratik yoldan ele alamak zamani geçmis degildir. Ulusumuz için Mustafa Kemal ATATÜRK hâlâ çikis ve kurtulus yoludur. Vahdettinciler ne derlerse desinler gerçek balçikla sivanmaz, Mustafa Kemal gerçegi ortadan kaldirilamaz. Herkesin Asgari Müsterekler’de (Ortak Noktalar’da) bulusmasi, anlasmasi, durumu kurtarmasi gerekmektedir.
Söze “Yurtsuz Padisah Vahdettin”den baslamistik, onunla bitirmek gerekir. Bu nedenle son çikan bu kitabi okumak lazimdir. Okuyanlar ve düsünenler için bilginin sagda ve solda olmasi farketmez. Her sey okunmali, ancak okunani iyi anlamali, iyi yorumlamali, iyi anlatilmalidir. Sorun buradadir.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol