YUMURTA ILE ALISVERIS YILLARI

Türkiye bugüne yumurta ile alisveris yaparak, incir, üzüm, tütün, findik, pamuk satarak gelmistir. Mustafa Kemal milli mücadeleye, vatanin kurtulus hareketine savaslardan yorgun düsmüs, fukara bir halkla girmis ve kazanmistir. Cumhuriyet kuruldugunda devlet dairelerinde çalisacak memur bulmak zordu. Bir yerde okumustum, cumhuriyetin ilk yillarinda devlet dairelerinde çalisacak memur bulmak için Basbakan Ismet Inönü Ankara Gari'nda Istanbul'dan gelecek treni bekler, okuma yazmasi olan genç insanlari memur seçermis. Böylesine bir yoklugun, yetersizligin, imkansizligin her tarafa hakim oldugu bir ortamda ve zamanda ülkede ekonomi diye bir sey yoktu. Köylerde halk yumurta ile alisveris yapiyordu. Bugün mucize olan 100 milyar dolarlik mal satabilme durumuna gelmektir.
"Yumurta ile alisveris zamani"ni simdiki kusaklar bilmezler. Oysa o zamanlar köylünün yumurtasi altin degerinde idi. Köyün bakkalindan tuz, kibrit, gazyagi, sigara ve buna benzer seyler yumurta ile alinirdi. Sigara paket halinde degil, tane ile satilirdi. Halkin ekonomik gücü o kadardi. Bu durumda köylü yumurtayi yemez, pazara götürürdü. Öyle bir geçmisten gelerek bugün çok büyük bir mesafe almis görünmekteyiz. Tavuk kümesleri, Tavuk Çiftlikleri'ne dönüsmüstür. Öyleki Türkiye yilda 350-400 milyona yakin yumurta ihraç eder duruma gelmistir. Bunun yaninda tavuk eti de Türkiye'nin sattigi seyler arasinda bulunmaktadir. Türkiye'nin hemen hemen satmadigi sey yoktur. Ancak tekrar yazimin basina dönersem derimki ülkemiz yumurta alisverisinden sonra geldigi yer itibariyle daha ilerde olmak lazim gelirdi. Türk aydinlarinin yakindiklari sorun budur. Çünkü bu süreçte Türkiye'nin zamani ve imkanlari israf edilmistir.
Anlattigim yillarda köylünün kasaba pazarlarina götürdügü iki seyden biri yumurta, öbürü tavuk ve bunlarin yaninda tereyag, eksimik, erik kurusu gibi seylerdi. Köy Ekonomisi bundan ibaretti. Bugün kasaba pazarlarina tavuk gelmiyor ama digerleri hala pazarlarda köylü kadinlarinin sattigi seylerdir. Bu demektir ki cumhuriyetin ilk yillarindan bugüne kadar degisen pekçok sey yaninda degismeyen sey köylünün pazara getirdikleridir. Cumhuriyeti kuranlar, ülkenin kalkinmasini planlayip programa baglayanlar 1940'li yillarda eti ve yumurtasi bol tavukçulugun köylerde yayginlasmasi için çok mesai sarfetmislerdir. Trakya Genel Müfettisi Kazim Dirik köyün ve köylünün kalkinmasinda, beslenmesinde tavukçulugun, kümes tavsanciligin, ipek böcekçiligin, meyveciligin önemli yeri oldugu baglaminda köylüyü bilgilendirmek için yogun bir Halk egitimi uygulanmistir.
Simdi bunlar günümüz insanlarina önemsiz gibi gelir ama geçmiste ve özellikle cumhuriyetin ilerleyen yillarinda bunlar önemliydi. Köylünün geçim nedenleriydi. O yillarda köylü kendi ihtiyacindan keserek pazara onu bunu getirirken bugün pazar için ürün yetistirmektedir. Yani kendi ihtiyacindan fazlasini satisa sunmaktadir. Yumurta alisverisinden pazar için üretim asamasina gelmek küçümsenecek bir olay degildir. Pazar için üretim hem ülke ihtiyacini karsilamak demektir hem de dis ülkelere satis anlamina gelmektedir. Yumurta, tavuk eti, domates, çiçek, findik, meyve suyu, kiraz gibi tarimsal kökenli seylerin ihraci tarim alaninda kaydedilen gelismeyi göstermesi bakimindan önemli bir tespittir.
Bir toplum kalkinmada yaptiklari ile yetinemez. Daha iyi seyler yapmak, daha fazla üretmek, daha kaliteli mal satmak çalisanlarin hedefi olmak lazimdir. Avrupa Birligi dedigimiz sey kaliteli mal üretmek, kaliteli bir yasam düzeyine erismek, bir sembol olarak konu edindigim yumurtayi hem beslenmek hem satmak için üretmek demektir. Türkiye'nin hedefi bu noktaya gelmektir. Dileriz ki yalniz bir alanda degil, her faaliyet alaninda kalite baslica sorunumuz olur. Ama herseyden önce insanimizin insanlik vasiflarini, yasam ve zaman anlayisini yaygin ve sürekli bir egitimle yükseltmektir. Bunun için bir devlet politikasina ihtiyaç vardir. O zaman Türk insani daha güzel seyler yapip satacak, daha fazla su, daha fazla süt ve aramolu seyler içecek, daha fazla et, meyve ve sebze yiyecek, beslenmesini disipline etmis olacaktir. 110 milyonluk bir ulusal bütçeden katrilyonlarin dizildigi bir bütçeye gelen Türkiye siradan bir ülke degildir. Her alanda kalkinmasi için potansiyeli vardir.
nazifkaracam@gazetetrakya.com

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol