Yerel yönetimlerin bir görevi de 5393 sayılı 'Belediye Kanunu'nun 14. Madde 'b' bendi ve 5216 sayılı 'Büyükşehir Belediye Kanunu'nun 7. Madde 'v' bendinde açıklanmaktadır. Bu müeyyidelerin verdiği yetkiyle yerel yönetimler; hastane, poliklinik, sağlık merkezleri tesisler açmak suretiyle kalkın temel sağlık hizmetlerini karşılamaktadır.
Kişisel sağlık sorunlarının bir kısmı, kentsel altyapı yetersizliği nedeniyle meydana gelmektedir. Anılan yasa ve ilgili yönetmeliklerde, kentsel sağlıkla ilgili hususlar, "su ve kanalizasyon, çevre ve çevre sağlığı, temizlik ve katı yakıt" olarak belirtilmekte ve öncelikli işler arasında sayılmaktadır. Yerel yönetimler, özellikle insan sağlığının korunması amacıyla bu konuda gerekli duyarlılığı göstermeli ve kent yaşamında önemli yer tutan fiziki planlarda kentsel sağlığa yönelik alt ve üst yapı program ve projelerini vakit geçirmeksizin uygulamaya almalıdır.
"Barınma"
Halkın barınma sorununun çözümüne yönelik olarak hazine arazileri arsa stoku olarak tutulmalı, bu stoklar kentsel planlamada insan-toprak ilişkisi göz önünde bulundurularak kullanılmalıdır. Barınma ihtiyacının güvenli, sağlıklı konutlar aracılığıyla çözülmesi için programlar ve kurumlar geliştirilmelidir. Halkın barınma sorununu çözmek yerine orta-üst gelir gruplarına ve ranta yönelen TOKİ, bu amaca uygun olarak yeniden yapılandırılmalıdır. Yerel yönetimlerin ilgi ve sorumluluk alanı, barınma sorununa insani çözüm bulma doğrultusunda genişletilmeli ve geliştirilmelidir.
KENTLERDEKİ HAVA KİRLİLİĞİ
Hava denildiğinde ilk akla gelen, yeryüzünden 500 km. yüksekliğe kadar varan, bütün meteorolojik olayların gerçekleştiği ve sadece nefes alıp-verdiğimiz ortalama 10 km.lik yüksekliğe sahip troposfer tabakasıdır. Bunu da, küresel ölçekte kirletmenin her türlü bir yolunu buluyor, ya da kirlenmesine mani olamıyoruz. Gezegen boyutlarındaki bu manidar durum, kent havasının korunması konusunda farklı bir görüntü sergilenemiyor.
Hava kalitesinin kontrolü ve korunması ile ilgili o kadar farklı alanlarda yasal düzenlemeler vardır ki, uygulamalarda yerel yönetim boyutları ve kapasitesinin çok üzerinde ulusal hatta, uluslararası ciddi işbirliği ve koordinasyon gerektirir.
Tüm canlıların ortak doğal yaşam kaynağı olan havanın makro düzeydeki sorunları bir yana, hiç olmazsa yaşadığımız kentin havasına yönelik aymaz, akıl almaz, umursamaz saldırılarına karşı duyarlı olmalıyız.
Kentlerin havasına karşı sürekli olması nedeniyle en büyük ve tehlikeli emisyon, ekzos gazlarından ileri gelmektedir. Bunun önüne geçebilmek için, bilim ve teknolojik değişim ve dönüşüme gereksinim var.
İkinci önemli emisyon kaynağı, mesken ve işyerlerinin ısıtılmasında kullanılan katı ve sıvı yakıtlardan açığa çıkan baca gazlarıdır. Özellikle kış aylarındaki bu olumsuzluğa bugünkü koşullarda bile önemli ölçülerde önlem alınabilir. Örneğin; Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü destekli yerel yönetimler bu sorunun çözümündeki en etkili ve yetkili kuruluşlarıdır. Nasıl mı? Çok basit ve uygulanabilir bir yöntem olan, yakıtları denetimi ve yanma işleminin bilimsel ve teknolojik yöntemlerin kullanılmasıdır. Yani, kalorifer ve sobalarda yakılan katı ya da sıvı yakıtların uygun nitelikte olmasının denetimi ve bu yakıtların yakılmasında uygun tekniklerin kullanılmasının sağlanması hava kirliliğini minimum seviyeye düşürecektir. Tabii ki, bu konuda inşaat sektöründe son yıllarda alınan yalıtımsal önlemlerin de önemi göz ardı edilmemeli. Zira, ısınmak için daha az yakıt, daha az baca gazı demektir.
Önemli bir konu olarak gördüğüm, çöp yangınlarındaki tehlikeyi de sizlerle paylaşmak istiyorum. Çöp konteynırları içindeki katı atıklar, bilerek ya da sobadan çıkardığımız kül içindeki ateşle istem dışı tutuşturularak etrafa yaydıkları gazların neler olabileceğini tahmin edemezsiniz. İçinde, plastikten tekstile, ağır metal içeren boyalarla boyanmış kağıtlardan yağlı maddelere kadar her şeyin bulunduğu kompleks maddeler topluluğunun yanma ürünleri de, dioksin ve furan grubu kanserojen yanma ürünlerini oluştururlar. Bu durumdan etkilenenler ise, genellikle masum insanlar ve diğer canlılardır. Ve, buna hiç ama hiç kimsenin hakkı yoktur. Sokak aralarında, çöp konteynırlarında bu tür yanma olaylarına karşı herkesin duyarlı müdahil olması gerektiğini düşünüyorum. Bana ne demek, sessiz kalmak, ilgisiz kalmakla cinayete göz yummakla eşdeğerdir.
Sorunsuz ve sağlıklı bir yaşam dilerim.
Karaumur Caddesi Coştur İş Merkezi Kat: 3 No: 68 KIRKLARELİ
Tel: 0288 2141182 Faks: 0288 2147006
GSM: 0532 4752460
e-mail: huseyinkahraman@gazetetrakya.com
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol