YEREL YÖNETİMLERE YAKLAŞIMIMIZ

"Kentin sakini değil, sahibi olmalıyız"
Toplumsal gelişme ve çağdaş yaşamın gerektirdiği kentsel yaşam kalitesine ulaşılabilmesi için kentlere ilişkin sorumluluğunu yerine getirmeyi, mevcut politika ve uygulamalardan farklı bakış açılarını sunmayı ve kentlerin daha yaşanılabilir niteliklere kavuşmasını talep ediyoruz.
Kent yaşamını ilgilendiren imar, kültür ve turizm, çevre, kamu yönetimi, merkezi ve yerel yönetim sistemlerini düzenleyen yasaların eksiklik ve yetersizliğinden söz ederken; insan sağlığı, doğal çevre, insan ve kentli hakları, katılım, yaşanabilirlik gibi kavramları referans almayı ve bunları ön plana çıkartmayı amaç olarak ele alınmasını istiyoruz.
Bugüne kadar birçok siyasi yapı ve meslek örgütleri tarafından, kent sorunlarına ilişkin olarak yerel yönetimlerin, kamu kaynaklarının dağılımları, afetler, çevre, altyapı, doğalgaz, ulaşım, konut, turizm, kentsel koruma, kentsel dönüşüm temalarında sorun tespitleri ve çözüm önerileri kamuoyuna sunulmuştur. Bununla birlikte, kentlerimizde yaşanan sorunların tanımı, bunların nedenleri, kentlerin daha yaşanabilir olması için izlenmesi gereken politika ve yöntemler üzerine öneriler açıklanmıştır. Bütün bunlar, örgütsel sır olarak saklanmamış, kamuoyu ile paylaşılmış ve de siyasi iktidarlardan talep edilmiştir.
"Özerk-Demokratik-Etkin Yerel Yönetim"
Günümüzde yönetimler, siyasi partiler, seçim yasaları ve kamu yönetimi sisteminden kaynaklanan ve seçilmiş yerel yöneticiler aracılığı ile arttırılan kentsel sorunlar ile karşı karşıyayız. Mevcut temsili demokrasinin yetersizliği, kentli örgütlenmelerin artmasını ve katılımcılığın bir ilke olarak geliştirilmesini gerekli hatta, zorunlu kılmaktadır.
Yerel yönetimlerin; kendi kendini yöneten, katılımcılığı benimseyen, temel kentsel sorunların olabildiğince toplumun tüm katmanlarının mutabakatı ile çözümleneceğine inanan, şeffaf, hesap vermeye ve demokratik denetime açık, gücünü halktan alan yönetimler olmaları gerekmektedir. Sosyal ve kültürel değerlerin üretildiği, bilimin geliştirildiği, tüm yaşamsal faaliyetlerin paylaşıldığı demokratik örgütlenmelerin en temel biçimlerine sahne olan kentlerin ve yerel yönetimlerin üzerindeki her türlü merkezi vesayetin kaldırılması ve daha özerk yapılar haline getirilmesi kaçınılmazdır.
Sonuç olarak; yerel yönetimlerde daha özerk ve özgür bir yapı için temel çıkış noktası, halkın yönetimde söz, yetki ve karar sahibi olmasıdır.
"Günlük-gündelik rahatsızlıklar"
Bir yurttaş olarak; karşılaşmadığımız, yaşamadığımız ya da tanık olmadığımız herhangi bir olumsuzluğun olmadığı bir gün geçirmiyoruz. Evet, toplumlar bilimde, teknolojide, ekonomide, konforda, sosyal ve siyasi yaşamda az ya da çok, yavaş ya da hızlı bir şekilde değişip-dönüştüğünü, bir diğer tanımla çağ atladığını düşünüyoruz. Ancak, insanların aynı paralelde sorunlarının da artmasını kabul etmiyoruz. Yani, bu değişim-dönüşümün bedelini insanların ödemesini kabul etmiyoruz.
Örneğin; ulaşım ve iletişimde bunca gelişmenin getirdiği olanaklar ve güzelliklerin yanı sıra, bu gelişmişliği yurttaşları tuzağa düşürmek için kullanılması kabul edilemez. Ulusal medya veya yakın çevrenizde cep telefonlarına gelen mesajlar aracılığı ile bu ileri teknolojiyi kullanarak kandırılmış, aldatılmış veya tuzağa düşürülmüş onlarca, yüzlerce insan örneğine rastlayabilirsiniz. Bu saldırı bombardımanına karşı, güvenlik güçlerinin tek önlemi '….türlü mesajlara-maillere-telefonlara itibar etmeyiniz' ile sınırlı. Yani, biz güveliğiniz için varız ve görev başındayız ama, siz kendi güvenliğinizi kendiniz sağlayın demek istiyorlar. Yorum size ait.
Bir başka sorun ise; derneğimize başvurarak yetki alanımız dışında olmasına karşın sorunlarını bizimle paylaşan tüketicilerimizin sıkça karşılaştıkları konu şudur. İster kiralık ev sahibi olsun, ister kiracı olsun; kiralama sürecinde bazı kiralama işleriyle ilgili emlakçılık işiyle uğraşanların istem dışı para taleplerine karşı olmalarıdır. Hiç emlakçıya vermeden kiraya verdikleri halde kiralama işi ile ilgili komisyon talepleri olduğunu, bazı kiracıların ise, kiraladıkları ev için yine komisyon ödediklerinden şikayetçiler. Bunları kim denetler veya kontrol eder açıkçası kesin bilmiyorum ama, süreçte bir tehdit, korkutma, baskının söz konusu olduğu söylendiğine göre, sanıyorum güvenlik güçlerimize özellikle sorumluluk düşmektedir diye düşünüyorum             
Sorunsuz ve sağlıklı bir yaşam dilerim. 06.11.2013
Hüseyin Kahraman

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol