Tüketici Hakları Derneği ailesi olarak, yeni yılınızı en içten dileklerimizle kutlar, sağlık ve mutluluklar dileriz. Saygılarımızla,
Tüketici Hakları Derneği
Kırklareli Şube Başkanlığı
'Yeni Yıl'dan ne bekliyoruz?
Yer yüzünde ve evrende, kainatın efendisi biz insanları doğrudan ya da dolaylı olarak ilgilendiren ne varsa her şeyin doğal akışı içinde geçmesinden, düşündüğümüz ve layık olduğumuz koşullarda bir yaşam sürdürülmesinden başka ne isteyebiliriz? Dün olduğu gibi, bugün de, gelecek yıl ve yıllarda;
Emek ve demokrasi mücadelesi verenlerin ekonomik, sosyal, emek ve demokrasi isteklerine karşı ne diyebilirdik, ne diyebilir miyiz?
İşçinin, işsizin, kamu çalışanının ve köylünün ekonomik, sosyal güvenlik ve geleceklerinin güvence altına alınması konusundaki feryatlarını duymazdan gelemedik, şimdi gelebilir miyiz?
Tüketici hakları savunucularının hizmet ve mal alımında hizmet ve finans kurumları tarafından aldatılmak, yanıltılmak ve kandırılmak istememelerine kayıtsız kalabilir miydik, şimdi kalabilir miyiz?
Kadınlarımızın, gençlerimizin, engellilerimizin, farklı inanç ve kimlik sahibi yurttaşlarımızın beklentilerini görmezden gelebilir miydik, şimdi gelebilir miyiz?
'Bu dünya bize atalarımızdan miras değil, çocuklarımızın emanetidir' diyen doğa savaşçıları ve ekolojik bir çevre mücadelesi verenlerin taleplerini yok sayabilir miydik, şimdi sayabilir miyiz?
'Bu dünya yalnız biz insanlara ait değildir' diyen hayvan dostlarının bu insani taleplerine karşı 'olmaz öyle şey' diyebilir miydik, şimdi diyebilir miyiz?..
Bu ülkede yaşayan herkesin, ama herkesin savaş olmasın, insanlar ölmesin, vurgun, talan ve yalanın olmadığı, eşit, özgür ve demokratik bir Türkiye özlemlerine karşı 'bunlar bölücü, bunlar dış kaynaklı şer odakları, bunlar anarşi yuvalarının söylemleridir' gibi bakabilir miydik, şimdi bakabilir miyiz?
Kısaca bir insan olarak, bu talep ve temennileri daha da çoğaltarak hak, hukuk ve adalet sınırları içinde hepsine de 'hayır, hayatın bu onurlu mücadelesinde biz de varız' deyip, gücümüz, sağlığımız ve koşullarımız el verdiği ölçüde çorbada tuzumuz olmalıdır diyoruz.
Bütün bu haklı ve onurlu mücadelelerin önemli ve öncelikli bir muhatabı var. O da, toplumların yönetimlerinden sorumlu hükümet olanlardır. İşte, tam da bu noktada yönetimlere aday tüm kişi, kişiler ve siyasi yapıların bunları dikkate alması ve bilgisiz, yeteneksiz, art niyetli olup ta arızi bir durum yaratanların aşağıda örnekleri bulunan sağduyulu davranış gösterenler gibi davranmalarını istiyoruz.
"- Geçtiğimiz kasım ayında Letonya'da bir alışveriş merkezinin çatısı çöktü ve 54 kişi öldü. Letonya Başbakanı 'Olayın siyasi sorumluluğunu üzerime alıyorum ve istifa ediyorum' deyip istifasını verdi. Oysa hiç kimse kendisinden istifa etmesini istememişti.
- Danimarka Kalkınma Bakanı, emrindeki fonlardan 360 bin liralık bir ödeme yapmıştı. Sözleşmenin arka sayfasında bunu yasaklayan maddeleri okumadığını, bunun kendi hatası olduğunu belirtip istifa etti.
- Almanya Federal Eğitim ve Araştırma Bakanı doktora tezinde intihal yapmış, kaynak göstermeden başkalarının eserlerinden alıntı yapmıştı. Durum ortaya çıkınca istifasını verdi. - -İsveç Ulaştırma Bakanı evinde sigortasız işçi çalıştırıyordu, istifa etmek zorunda kaldı.
- Portekiz Maliye Bakanı ekonomik krizi iyi yönetmemekle suçlandı, istifa etti.
- Japonya Tarım Bakanı okullara ve huzur evlerine küflü pirinç verildiği için istifa etti.
- Tren kazasında öğrenciler ölünce Mısır Ulaştırma Bakanı istifa etti.
- İsrail Dışişleri Bakanı, hakkında yolsuzluk iddiaları ortaya atılınca istifasını verdi.
- Japonya Adalet Bakanı 'Benim işim çok kolay' deyince gaf yapmakla suçlandı ve istifa etti.
- Danimarka Adalet Bakanı Parlamentoya yanlış bilgi vermekle suçlanınca istifa etti."
"Her gün bir yerden göçmek ne iyi,
Bulanmadan, donmadan akmak ne hoş,
Her gün bir yere koşmak ne güzel,
Dünle beraber gitti cancağızım,
Bugün yeni şeyler söylemek lazım,
Ne kadar söz varsa düne ait,
Şimdi yeni şeyler söylemek lazım."
Sorunsuz ve sağlıklı bir yaşam dilerim.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol