YENI BIR DÖNEMIN YENI BIR IKTIDARIN AYAK SESLERI

Atatürk çok partili hayata geçis karari verdigi 1930 yilinda Basbakan Ismet Inönü bu karara karsi çikmis, çok partili hayati erken bulmustu. Ancak Atatürk bir denemenin yararli olacagini düsünmüs olacak ki arkadasi Fethi Okyar'a Serbest Cumhuriyet Partisini kurdurdu.
Üç ay sonra yapilan yerel seçimlerde Fethi Bey'in partisi bir çok yerde seçimleri kazanmis, Atatürk'ün Partisi CHP ise kaybetmisti. Çünkü, seçimler IRTICA ile sonuçlanmis, rejim, genç cumhuriyet tehlikeye girmisti. Memlekette Çoban Atesleri yanmaya baslamisti. Bunu gören Atatürk, Basbakan Inönü'yü yanina çagirmis, "Yandim Ismet. Tekrar bastan baslamaya varmisin?" Ismet Inönü'nün yaniti olumludur ve "Basa Dönebiliriz" biçiminde olmustur. Sonuçta Fethi Okyar kendi istegi ve iradesi ile partiyi kapatmistir. Atatürk de basarisizligin nedenlerini arastirmak amaciyla halka gitmis, 3,5 ay sürecek bir geziye çikmisti.
Atatürk'e çok partili hayata geçisi erken buldugunu söyleyen Ismet Inönü Serbest Parti Denemesi'nden 16 yil sonra bu sefer kendisi çok partili hayata geçme karari vermis, bugün bunun üzerinden 61 yil geçmistir. Demokrasi ile bugün memleketin geldigi nokta bellidir. Ülkenin bütünlügü tartisilmaktadir, eski bir cumhurbaskani ülkenin eyaletlere bölünmesinin yararli olacagini söylemektedir. Iktidar meclisteki çogunlugunu milletin çogunlugu zannederek, "Dedigim dedik" demektedir. Irtica büyük tehlike haline gelmistir. Asayis bozulmustur. Issizlik çig gibi büyümüstür, Gelir adeletindeki derin uçurumlar tehlikeli boyutlara ulasmistir. Borç miktari artmistir. Ve iktidar cumhuriyet kurum ve kuruluslari ile anlasmazliga düsmüstür. Bütün bunlar Demokrasinin Geregi olarak görülmekte ve yasanmaktadir. Demokrasi ugruna halk ve cumhuriyet bir fatura ödemektedir. Süphesiz demokrasi adina böyle bir faturanin ödenmesine halkin bir itirazi, bizim bir sözümüz yoktur. Demokrasiyi ögreniyoruz. Bu bir süreçtir. Atatürk Devrimi'nin en son hedeflerinden biridir. Ancak demokrasi ugruna cumhuriyeti asindirmak, rejimin temellerini oymak ve sarsmak, cumhuriyet kurumlarina saldirmak, halkin gözünde onlari yipratmak, küçük düsürmek, onlara karsi efelenmek oyunun kurallarindan degildir.
Demokrasiye EVET, ancak böylesine HAYIR. Çünkü ülkemizde yasananlar demokrasi degil anarsidir. Ülkeyi yönetenler yanlis yola girmislerdir. Uygulamalar, söylemler, iç ve dis politikalarda görülen tutarsizliklar halkin kafasini karistirmaya baslamistir. Halk simdiye kadar devlet yönetiminde böyle seyleri, Restlesmeler'i görmemistir. Galiba iktidar halki bir seylere alistirmaya çalismaktadir. Özal'a birileri "Size alisamiyoruz" dediginde Özal, "Alisirsiniz alisirsiniz" diye yanit vermisti. Ve Özal yönetimi halki sok seylere alistirmis ve bulastirmisti. Bir kesimin isini bildigini söylemisti. PKK ile fedarasyonu konusuruz demisti. Baba Bush ile içli disli olmustu. Bush ile Beyaz Saray'da görüsürken Türkiye Cumhuriyeti Disisleri Bakanini kapinin disinda birakmisti. Bir askeri birligi sortlu olarak selamlamisti. Tabii bütün bunlar olmustur ve bugün çok gerilerde kalmistir. Simdi gündemde yeni seyler vardir. Yeni bir dönemin, yeni bir iktidarin ayak sesleri duyulmaktadir. Halk bu iktidarin yönetim biçiminden ciddi biçimde rahatsiz olmustur. Özellikle Silahli Kuvvetlerle tartismasini, bu kurumu dislamak istemesini son derece yanlis bulmaktadir. Bu baglamda halk kararini vermis görünmektedir. Halka göre bu böyle gitmiyecektir. Gidisat bir kaza ihtimali tasimaktadir. Ve halk ülkenin kusatildigini görmektedir. 4 yil önceki seçmen bugün yoktur. Iktidarin bunu görmesi, gerginlikten kaçinmasi, iyilestirici, tansiyonu düsürücü bir yöntem ortaya koymasi gerekir. Tabi iktidar "Her yigidin bir pilav yeyisi vardir" diyerek bugünkü yolunda devam da edebilir. Ancak devam ederse yalnis yapar. Yigin alttan yenmistir, erime sürecine girmistir. Seçimlerde bu kadro büyük ölçüde gidecege, böylece çare demokrasinin içinde bulunacaktir. Basbakan Çankaya'ya çikmayacak kendi içlerinden, büyük ihtimalle Prof. Mehmet Aydin'i cumhurbaskani yapacaklardir. Fakat tartisma bitmeyecektir. Zira bu kez muhalefet diyecektir ki halkin oylarinin %35'inin temsil eden bir AKP çogunlugu %65 iktidar gücü ile cumhurbaskani seçemez, seçerse halkinin çogunlugunu temsil etmis olmaz. O halde oyunu kurallara göre oynamak gerekir.
nazifkaracam@gazetetrakya.com

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol