Aslinda hüner degil yazmamiz, yazarligimiz.
Herkesin söyleyecek bir sürü sözü vardir. Onlar konustular...
Biz yazdik.
O konusanlar, yalnizca konusanlar sonra döndüler bize, sordular. "Neden yaziyorsun?"
Biz de onlara sorsa miydik "Neden konusuyorsun?" Çok anlamsiz, çok mantiksiz olmaz miydi?
Biz de onlara sormaliydik "Sen neden yazmiyorsun?"
Konusulmasi gereken ortamlarda ve anlarda susanlara sorulmalidir "Neden susuyorsun?"
Konusulmasi gereken ortamlar ve anlar vardir. Hatta bazen haykirilmasi, isyan edilmesi, çiglik atilmasi gereken anlar.
O an susan bir insandan daha anormal, daha olagan disi bir sey düsünebilir misiniz?
Peki... Simdi konusmak zamanidir. Susabilir misiniz?
Ya, simdi yazmak zamaniysa... Yazmadan nasil durursunuz? Siz de yazsaniza.
Isterse benim düsüncelerime taban tabana ters olsun. Benim tüm savunduklarimi ters yüz edin isterseniz. Sövmeyin yeter ki, hakaret etmeyin... Yazin ama.
Soruyor "Neden yaziyorsun?"
Bir gönül dostumun, aile dostumun üniversiteli kizi, yazarlar için, yazanlar, kitap yazanlar, makale yazanlar, gazetelerde köse yazanlar için "Kendilerini göstermek hastaligindan kaynaklanan, kendisini baskalarindran üstün görmek, göstermek hirsindan baska bir sey degil. Egosunu tatmin etmek hirsindan kaynaklanan bir sey!" demisti.
Yazdigimdan, yazarligimdan dolayi utanmayi, kendi kendimi kinamayi düsünmüs, bu duygudan kendimi zor geri almistim.
Bir baskasi, muhabbet masasinda, birkaç kadeh yuvarladiktan sonra, romanimdan ve yazarligimdan dolayi öylesine anlatimlar, tabirler kullandi ki, suçluluk duydum yazmaktan. "Yani," dedi, "sen üsenmemis yazmissin. Hüner degil ki. Ohooo!.. Ben simdiye kadar bildiklerimi, düsündüklerimi yazsaydim... Püfff!.. Yani, yazmak o kadar matah bisey mi?.."
Nebileyim!
Çevremizde her an bir seyler yasaniyor.
Çevremizde sevdigimiz sevmedigimiz, benimsedigimiz, reddettigimiz, alkisladigimiz, yuhaladigimiz, begendigimiz, nefret ettigimiz, takdir ettigimiz, elestirdigimiz, hayranlik duydugumuz, tiksindigimiz, arzuladigimiz, kaçtigimiz... Her an bir seyler, her an çok seyler...
Okur yazarligi olan insanlar yanlarinda hep bir kalem ve kötü bir kâgit gezdirseler... Akillarina geleni hemen not ediverseler. O konudaki düsüncelerini gelistirseler...
Bakin, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu, vatanimizin bas kahramani, devletimizin yaraticisi Atatürk hakkinda halâ içinden çikilamayan bilinmezler dolu. Atatürk'ün örnegin, dogum yili tam olarak bilinmiyor. Yorum çesitli. Evet, resmiyette 1881. Ama, Sevket Süreyya Aydemir o denli arastirmis, sorusturmus, "Tek Adam"i yazmis. Dogum faslinda bir sürü çeliski. Günü ve ayi zaten bütünüyle yitik.
Aliriza Efendi pekalâ okur-yazar bir adam. Memuriyet yapmis devlet kademesinde. Ticaret yapmis.
Mustafa dogdugunda bir yere küçücük bir not ilistirmemis.
Osmanli tarihini okur dururuz. Osmanli bünyesinden birilerinin bu olaylari yeterince yazip çizdigine inaniyor musunuz? Acaba bugüne ulasan bilgilerin kaçta kaçi kesin dogrudur? Acaba bugüne ulasan bilgilerin içinde kaçta kaçi Osmanli yazar çizer veya aydin katmaninin biraktiklaridir? Okur-yazar insana, matbaaya, ilme, fenne o denli karsit, o denli olumsuz önyargilar besleyen bir yönetim biçimi, vatandasini okumaya yazmaya tesvik eder, yönlendirir miydi hiç? Bizde okumamanin ve hatta yazmamanin mayasi o zamanlar tutunmustur her halde.
Tarihimize naksolmus büyük ozanlar, kahramanlar...
Pir Sultan hakkinda kesin bir bilgi yok elde. Bilinenlerin tamamina yakini tevatür.
Yunus Emre hakkinda ha keza.
Köroglu denen kahramanin bazen uyduruk biri oldugu bile atiliyor ortaya.
Nasrettin Hoca, Karagöz-Hacivat hakkinda ikide birde Yunan komsumuzla senindi-benimdi tartismasina girmek zorunda kaliyoruz.
Yaz Demiraco yaz. Bugün çala kalem gibi görünen satirlarin elli yil sonra birilerine kaynakça olacak. O zaman sen tarihe naksolmus yüce bir insan sayilacaksin.
"Bir iyilik yap, at denize," demisler ya, "balik bilmezse Hâlik bilir." Belki yakin ama illâki uzak gelecekte hazine degerinde olacak bugün çala kalem görünenler. Elli yil sonra Kirklareli tarihi yazmaya kalkisanlar öncelikle Demiraco'yun bugünkü yazdiklarini hedefleyecek, büyük bir servete kavusmusçasina onlara sarilacaktir.
Sen de yaz Nazif hocam. Birileri sorsa da, sorgulasa da... Birileri yargilasa da hadsiz-hudutsuz.
Ne demisti Nazim usta "Sen yanmasan, ben yanmasam..."
Sen yazmasan, ben yazmasam, o yazmasa... Ne kalacak geri?
Lâf kalacak, degil mi?
Lâflari da isteyen, istedigi gibi egip bükecek, istedigi yöne evirip çevirecek.
Birileri öküz altinda buzagi arasa da...
Yazmak gerekiyor.
Çünkü, söz uçucudur, yazi kalici.
NE ARAMIŞTINIZ ?
ÇOK OKUNANLAR
-
Edirne'den kısa kısa
02 Nis 2025 -
Kırklareli Üniversitesi Prof. Dr. Rengin Ak’a Emanet
16 Nis 2025 -
KTSO Başkanı Ilık, Anadolu Ajansının kuruluşunun 105'inci yılını kutladı
06 Nis 2025 -
Kırklareli'nde sağanak etkili oluyor
31 Mar 2025 -
Kırklarelispor, Kastamonu'da Golle Yıkıldı, Penaltı Skoru Eşitledi
09 Nis 2025 -
Kırklareli'nde bayramlaşma töreni düzenlendi
31 Mar 2025
ÇOK YORUMLANANLAR
-
Tekirdağ'da "En İyi Narkotik Polisi Anne Projesi" tanıtıldı
29 Nis 2025 -
Kırklareli'nde sağanak etkili oluyor
31 Mar 2025 -
Kırklareli'nde bayramlaşma töreni düzenlendi
31 Mar 2025 -
KKTC, Edirne'nin kadın güreşindeki deneyiminden yararlanacak
31 Mar 2025 -
En lezzetli peynir helvası için 35 yıldır çalışıyor
31 Mar 2025 -
Tekirdağ'da tarihi eser niteliğinde 184 sikke ele geçirildi
31 Mar 2025
Son Yorumlar
- Küçük insanlar kişileri, Normal insanlar olayları, Büyük insanlar fikirleri tartışırlar: gayet güzel komposizyon ödevim vardı çok yardımcı oldu sağolun...
- KIRKLARELİ'NİN SU KAYNAKLARI ÜZERİNE: https://plusone.google.com/_/+1/confirm?hl=en&url=https%3A%2F%2Fwww.gazetetrakya.com%2FHahttp://www....
- KIRKLARELİ'NİN SU KAYNAKLARI ÜZERİNE: https://plusone.google.com/_/+1/confirm?hl=en&url=https%3A%2F%2Fwww.gazetetrakya.com%2FHahttp://www....
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol