Kırklareli tarih, kültür ve doğa zengini bir İl'dir. Geçmişten gelen birikimleri vardır. Toprakları, doğal kaynakları yüzyıllar boyu Roma'yı, Bizans'ı ve Osmanlı Devleti'ni beslemiştir. Tarihte "Meyve Ağaçları Cenneti", "Büyük Salkımlı Üzümlerin Yetiştiği" Bağ Kasabası olarak isim yapmıştır. Bunlara koşut (paralel) hayvancılığı, Av ve Yaban Hayatı zenginliği ile ünlenmiştir. Balkanlara açılmış kapıları, Balkanlara çıkan yolları vardır.
Bugün Kırklareli'nin sosyal, kültürel, ekonomik alanda güncel, geleceğe sarkan sorunları bulunmaktadır. Eğitimde, kültürleşmede, bilgilenmede Türkiye'nin önde gelen ili olmasına karşın, okul ihtiyacı, okulların araç - gereç donanımları, sınıfların daha iyileştirilmesi, sınıf mevcutlarının standartlaştırılması, bu cümleden sorunlardır.
Kırklareli'nde tarihten gelen ulusal, evrensel ve zengin bir halk kültürü bulunmaktadır. Atatürk'ün 1936'da başlattığı Arkeolojik araştırmalar devam etmektedir. İstanbul Üniversitesi'nden Sayın Prof. Dr. Mehmet Özdoğan'ın 1993'ten beri Kent Merkezi'nin güneyinde, Aşağıpınar ve Kanlıgeçit yörelerinde sürdürdüğü kazılarda Kırklareli tarihi M.Ö. 6000 - 6200 yıllarına uzamıştır. Trakya'nın ilk sakinlerinin Traklar olmadığı anlaşılmıştır. Buluntular Avrupa Tarihi'nin şekillenmesine yeni yorumlar getirmiştir. Bu açıdan günümüzde ve gelecekte Kırklareli'nin tarih zenginliği iç ve dış bilim çevrelerinde daha büyük ilgi göreceğe benzemektedir.
Kırklareli Cumhuriyet tarihinin ilk fabrikasına (Alpullu Şeker) sahip olmanın gurur ve onurunu taşımaktadır. Kırklareli son 25 - 30 yıl içerisinde Türkiye'de hızla kalkınan, Milli Hasıla'dan en fazla pay alan illerin başında gelmektedir. Lüleburgaz'da hızla gelişen sanayileşme ve kentleşme, Kırklareli Organize Sanayi Bölgesi'nde kurulan, kurulmakta olan ve kurulmaları projelenmiş fabrikalar Kırklareli'nde Kent ve Sanayi Toplumu oluşmasına neden olacaktır. Bu nedenle Kırklareli'nin altyapısını Sanayi ve Bilgi Toplumu'na göre yenilemesi, geliştirmesi gerekecektir. Şüphesiz sanayileşme Kırklareli'ne refah ve istihdam getirecek, konut ihtiyacını artıracak, trafik daha yoğunlaşacak, üretim ve tüketim artacaktır. Kuşkusuz ki Kırklareli gelecek yıllarda görülecek olan bu gelişim ve değişime göre kendini hazırlamanın plan ve hedefleri içerisinde olacaktır.
Doğal ki bu sanayileşme beraberinde kirlenmeyi, çevreyi koruma sorununu getirecek ve bunları daha güncel kılacaktır. Bu konuda Kırklareli dikkatli ve duyarlıdır. Doğal kaynakların ve doğal ve kültürel dokunun korunmasında halkı daha fazla bilgilendirmek ve aydınlatmak gerekecektir.
Kırklareli topraklarının yüzde 63'ü sulanabilir durumdadır. Bu amaçla ve bu nedenle Cumhuriyet hükümetleri sulama göletleri ve sulama barajları inşa etmiştir. Akar ve kaynak suların değerlendirilmesi, ekonomik kullanımı yoluna gidilmiştir. Ancak gelecekte suların bugünden daha fazla ekonomik kullanılması gerekeceğini göz önüne alarak, halkın bu konuda bilgilendirilmesi gündeme gelecektir. Sulama gölet ve sulama barajları kapsamında kalan tarım arazilerinde çiftçi klasik ekip biçmenin yanında üretim çeşitlendirilmesi ve bu arada gıda ve tarım sanayi ihtiyacının duyacağı sebzeciliğe ağırlık verecektir. Süt ve besi hayvancılığı bugünden daha fazla önem kazanacaktır. Kırklareli'nin ekonomisini, tarımını, turizm kaynaklarını Avrupa Birliği Kriterleri'ni göz önüne alarak düşünce ve plan bazında ön çalışmalar yapılacaktır.
Kırklareli Trakya'da en fazla orman varlığına sahip İl'dir. Gelecek yıllarda Kırklareli ormanlarının korunması, iyileştirilmesi, boş alanların ağaçlandırılması, Av ve Yaban Hayatı'nın korunması, geliştirilmesi, halkın teşvik edilmesi bugünden daha fazla önem taşıyacaktır. Kırklareli "Doğaya Dönüş" sürecinde ve çevreciliğin daha fazla bilinç ve güncellik kazandığı günümüzde Av ve Yaban Hayatı'nın önemini benimseyecektir.
Turizm bugün Kırklareli'nde bir potansiyeldir. Buna göre Kırklareli'nde Av ve Dağ Turizmi, Doğa Turizmi, İğneada ve Kıyıköy'de Deniz Turizmi ve Babaeski ve Kofçaz'da İnanç Turizmi, Kırklareli, Kaynarca, Pınarhisar, Vize ve Kıyıköy'de Kültür Turizmi gibi imkânlar vardır. Tarihimizde ilk Av ve Dağ Turizmi'ni Padişah IV. Mehmet (Avcı Mehmet) Kırklareli'nde başlatmıştır. Avcı Mehmet, Karıştıran ve Kırklareli'nde 30 bin kişilik mahiyeti ile birlikte avcılık yapmıştır. Kırklareli'nde doğa, arkeoloji ve Halk Kültürü en büyük zenginliktir.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol