Yaşamın maddi sorunlarıyla tarih boyunca mücadele eden insanoğlu zorlukları yenmeyi bilmiştir. Ekonomisi güçlü, ihracatı iyi, sanayileşen bir toplumda yaşamak için ekmek kavgası veren bir toplumda maddi manevi sorunlar olabilir. Çok çocuklu ailelerde Büyükşehirlere doğru göçler hep var olmuştur. Büyük şehirlerde meslek sahibi olan insanlar daha kolay iş bulmuşlardır.
Büyükşehir de yaşamak için konut sorununu birden bire çözmek imkânsızdır.
Sermaye birikimini yapan insanlar önce arsa alırlar. Sonrada evini yaparlar. Para her problemi daha kolay çözebilir. Sermaye birikimi yapmak zaman içinde olur.
Babadan kalan malı korumak, var olan sermayeyi çoğaltmak tutumlu olmaktan geçer.
Almanya'da yıllarca çalışıp para biriktirenlerin ilk işi Türkiye'den bir konut almaktı. Alt yapısı tamamlanmış tapusu sağlam yerlerden arsa alanlar oldu.
Yavaş yavaş alt katı kömürlük üstü dükkân ve dükkân üstü daireler yapanlar oldu. Almanya'dan dönüp geldiğinde dört çocuğuna birer konut yapan arkadaşlarım oldu.
İstanbul Bayrampaşa'da tanıştığım kasap arkadaşla sohbet ederken yıl 2008di.
Bayrampaşalı Kasap: "Eti Trakya'dan aldığım hayvanlardan sağlarım. Trakya'yı severim" demişti.
Kasap dükkânında güzel bir çerçevede yazan yazı dikkatimi çekmişti. "BİZİ ÇALIŞMAK KURTARIR." ANTON ÇEHOV
Bayrampaşalı Kasap arkadaşa "Anton Çehov dünya çapında çok sevilen bir hikâyecidir." Demiştim. Anton Çehov'un bazı hikâye kitaplarını okumuştum.
Her toplumun sevilen Öykü yazarları, Şairleri, Romancıları vardır. Hayatın elem dolu rüzgârları yazarlara eşsiz hikâyeler şiirleri yazdırır. Yaşamak, uzun bir yolda bazen yapayalnız yürümek gibidir. Cumhuriyet gazetesinde yazar Işıl Özgentürk'ün Salı ve Pazar günkü yazılarını yıllardır okurum. Bir yazısında: "Bir şehrin arka sokaklarında da yürürseniz o şehrin gerçek yüzünü daha iyi tanıyabilirsiniz." Bu veciz söz çok hoşuma gitmişti. Hümanist, çevre dostu yazarları okumak hoşuma gider. Gönlü yaralı bir dünyada yaşıyoruz. Yaşamın her türlü halini medyadan takip ediyoruz.. Şair ve yazarların ceplerinde yazı kâğıtları olur. İlham geldiği anda yazısını yazmaya başlar. Ne demiş Sait Faik Abasıyanık: "Yazı yazmasam deli olacaktım. Kalemi yontup yazmaya başladım." Son kuşlar, Semaver öyküleri, pek çok hikâyesi çarpıcıdır. Eski hikayecileri, romancıları, şairleri saygıyla yad etmeyi severim. Ekonomik sıkıntılar içinde olmayan yazarımız eskiden yoktu.
Şimdide aynıdır. Yaşamın acılarını tatmayan sanatçı yoktur. Sevdiğine kavuşan şair azdır. Elli yaşında mısraların gücüne inandım. Yüreciğim vurgundur gönlü yaralı türkülere, şarkılara… Yaşamak sevgiyle, dostlukla güzelleşir. Trakya akşamları renklidir, dört mevsim güzeldir. Umuttur Her şey… Bazen için ağlasa da ağlayamazsın. Zalim dünyada yaşamak nerede olursa olsun çok zordur… Yaşamın Efkârı Vardır…
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol