YAŞAMAK SON ANDA BİR TEBESSÜMDÜR ASLINDA

Yaşamak bir tebessümdür / Son anda / Allahaısmarladıktır / Bir vedadır aslında / İki kardeşin otuz üç yıllık hasretidir / Bir Rumeli hikayesidir / Son anda hayata gülümsemektir / Yaşama tutkuyla bağlılıktır / Öksüzlüğün yalnızlığıdır yaşam / Bir vedadır erkenden yaşama / Hayatın eleminde yaşarken / İki kardeşin otuz üç yıllık hasretidir / Bir Rumeli Balkan hikayesidir. / Yaşamak bir şiir aslında / Yazılmamış / İnsanı ağlatan / Selahattin Demiraco
    Günlerden 17 Ağustos 2013 Gürpınar Pasajında ölümden, hastalıklardan, söz edilirken bir çay ocağının önünde rahmetli babamın yaşama veda anı aklıma geliverdi. İstanbul Çapa hastanesinde 2 sefer ameliyat olan babam son anlarını Gazhane sokağındaki evinde geçirmişti. Rahmetli Doktor Nazmi Tuncay: "Baban İrfan Demiraco'nun ömrü bir haftalık. Allah yardımcınız olsun." demişti. Bir hafta dolmuştu. Halam Hatice Ture üç ay babamın yanında kalmış ona bir bebek gibi bakmıştı.
Bayrampaşa'da yaşayan halam Hatice Ture ve evlatları 1959 yılında Makedonya'nın Pirlepe Lajan köyünden kalkıp babamın davetiyle Kırklareli'ne gelmişlerdi. Babam ve halam birbirlerine çok saygılıydılar. Hürmet vardı. Kardeş hasreti vardı.
Dedem Mefail Demiraco 1929 yılında eşi Cevriye ve oğlu İrfan'la Kırklareli'ne gelip Cumhuriyet İlkokulu yanında bir eve yerleşmişlerdi. Zahirecilik yapmış dedem Mefail Demiraco. Gazhane sokağına daha sonra taşınmışlar.
    Balkan köylerine un satmışlar. Büyük bir krizde batmışlar. Yahneci ustası yaşlı Abdurrahman Özkaya anlatmıştı. "Deden çok sertti. Ticaret Borsası önünde karpuz satmıştı." demişti. Yaşamı uzun bir hikayeydi Mefail dedemin. 14 yıl Amerika'da Şikago'da  kardeşi Ramadan Demiraco ve arkadaşı Abdullah ile beraber kaçak olarak geldikleri Şikago'da yaşamışlardı. Sonra Makedonya'ya dönmüşlerdi.
Dedemin güzel bir fötr şapkası varmış. Sonra da Türkiye'ye akrabaları olan Hacı Hamza Yanardağlıların oturdukları caddeye yakın bir eve yerleşmişlerdi. Her şey Makedonya da kalmıştı. Sırp çeteleri Depreşte köyünü basmışlardı. Dedem ve arkadaşları kahveye girip adam döven çete reisiyle boğuşmuşlardı. Sırp çete şefini kahvede bir sandalye ile yere yıkmış dedem. Sırp çetesi köyü terk edip gitmiş.
    Cemal Ağa "Oğlum Mefail seni Amerika'ya gönderiyorum. Sırp çetesi senin peşindeymiş. Hristiyan komşularımız gelip her gün bana söylüyorlar git buradan oğlum seni vurmasınlar." demiş. Rumeli Balkan hikayeleri kederlidir. Romansı öykülerdir. Şiirseldir. Büyük hikayeci Ömer Seyfettin'in her öyküsü ağlatır insanı.
Her ailenin yazılmamış bazen konuşulan dram göç hikayeleri vardır. Gazi Mustafa Kemal ve arkadaşlarına minnettarız: Balkan ve Kafkas Türklerini Türkiye'ye iskan ettikleri için ruhları şad olsun. İnsanoğlunun her göç hikayesinde dramlar, yaşanmış acıklı hikayeler vardır.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol