TV kanallarindan izlerken en basta düsündügüm hep su oldu: "Bu polisler kuskusuz bu ülkenin evlatlaridir ve acimasizca copladiklari, üzerlerine gaz bombasi attiklari, tazyikli su siktiklari insanlarin içinde her an dayi oglu, teyze kizi bulunabilir."
Bir insan, kendi ulusunun, ülkesinin insanina nasil bu denli acimasiz olabiliyor?
Aramizda, karinca bile ezemeyecegini iddia eden bir yigin insan varken…
Çalisma Bakani'na soruyor gazeteci: "Bu görüntülerden rahatsizlik duydunuz mu?" diye…
Bakan, ciddi ciddi, "Ne demek! Tabi ki duydum!" diyor.
Inaniyor musunuz gerçekten?
Veya, gerçekten inanalim mi?
Rahatsiz olan insan, isçilerden sorumlu, is yasamindan sorumlu bir bakan, Ankara'da TV basinda keyif çatacagina, uçaga atlayip yarim saatte olay yerinde olmaz mi, bilemedin kirk bes dakikada veya bir saatte?
Artik su bir gerçek ki, Türkiye Cumhuriyeti topraklari dahilinde yasayan insanlar birbirlerini sevmiyorlar.
Kürt, Laz'i sevmiyor, Laz Kürt'ü, Türk, her ikisini. Her ikisi de Türk'ü ve hepsi de birbirini sevmiyor.
Komsu köylüler birbirini yabanci belliyor. Karsli, Erzurumluyu sevmiyor, Erzurumlu, Karsliyi. Rizeli, Trabzonluyu sevmiyor, Trabzonlu, Rizeliyi.
Polis, isçiyi, ögrenciyi, emekçiyi, memuru ve daha da ileri giderek vatandasi sevmiyor demek ki.
Vatandas ta polisi…
Ne oldu yani, isçiler veya 1 Mayisçilar Taksim alanina sokulmadi da?
Sokulsalar ne olurdu?
Taksim alanini sirtlayip götürürler miydi?
Iki yildir ayni noktada ayni manzara.
Diyor ki: "Bundan sonra 30 Ekim ile 2 Mayis ayni olmayacak." Böyle bir kâbusu bilerek mi yasatiyorlar bu ülkeye? Bunu bile bile yasatan bir takim odaklar mi var?
1977 1 Mayis'ini halâ bir takim asiri sol gruplarin anlasmazligi ve bilmem nesi olarak yorumlamaya gayret eden gayretkesler, ayni teraneyi kasitla sürdürmekteler.
Özellikle iki yildir yasananin altinda, elmalarla armutlari birbirinden ayiramamak mi yatiyor?
1 Mayis için gelenle, yaygara olsun diye gelenleri pekalâ birbirinden ayirmak mümkündür.
Zaten en basta DISK Genel Baskani bulunuyor. Yani, onu da mi hain sinifina sokacak sistem yürütücüleri? Pes demek düser bize.
DISK'in binasinin içine gaz bombasi atmak ne menem bir sey oluyor?
ÖDP binasinin içine ha keza.
Peki, Sisli Etfal Hastanesine atilan bomba ne anlama geliyor?
Aldigi darbelerle yol kenarina yigilip kalmis insana acimasizca tekme savurmanin açiklanabilir mantigi nedir?
Gazetesinin bahçe kapisinda dura duran gazeteciyi, kolunu bacagini kirana dek, sirtini çürütene dek coplamak kaçin kaçi?
"Firsat bu firsat" mi yoksa?
Bu ülke cinnet içinde mi amansiz araliksiz?
Bu ülkeyi yöneten insanlarin mantigi, amaci, hedefleri nedir yahu? Bir bilen varsa bizlere anlatsin da anlayalim. Yoksa kötü seyler geçiyor aklimizdan. Cidden kuskulanmaya basladik bu insanlardan.
Bu ülkeyi gayya kuyusuna çevirmek midir birilerinin hedefi?
"Ayaklar bas olursa…"
Olmadi iste. Olmadi da n'oldu?
"Ayaklar"a meçik yagdi isçi ve emekçi bayrami gününde.
Bence, Sisli'de yasanan iç savas görüntüleri ne kadar yanlissa, Ankara'da Hak-is'in düzenledigi kutlamalarin asker-sivil elbirligiyle yapilisi da o kadar yanlisti. Birilerine yanlis ileti sunulmak istendigi bal gibi ortada. Devlet erkâninin ve üst düzey bürokratlarin bence o alanda bulunmalari asiri lüks. Onlar ancak isçi liderlerine, sendikalara, makamlarindan çektikleri tel'lerle kutlama yapmaliydilar. Isin yakisigi o zaman çikardi.
Büyük bir garabet yasamaktayiz su güzelim ülkemizde.
Yakisiyor mu sizce?
Kim yakistirabiliyor tüm bu olup bitenleri?
22 temmuz öncesinde baslayan bu kesmekes, ülke sifirlanana kadar sürecek mi?
Yazik olmayacak mi?
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol