YAHYA KEMAL BEYATLI AZİZ İSTANBUL 2

"Diğer beylikler ve bilhassa Bizans, türlü iç gaileleri ve saltanat kavgalarıyla sarsılır ve çökerken Osmanlıların devleti tek elden idare etmek için gösterdikleri feraset ve fedakârlık, bu yükselişin bir başka hikmetidir.
Osmanlıların Türk diline verdikleri hayat ve ehemmiyet de Müslüman ve Osmanlı Türklerini hatta Müslüman olmayan mühim bir kısım Trakya Türklerini birbirine bütün gönülleriyle bağlamakta ayrıca şiddetle müessir olmuştur.
Fakat mesela Timurlenk hadisesi dolayısıyla, bu devlet, Anadolu'da adeta tamamıyla yıkıldığı halde Rumeli'de kuvvetle tutunabilmiştir. Esasen Osmanlıların, Rumeli'de daha ilk anlardan başlayarak hızla ve en sağlam adımlarla ilerleyişleri de yine milli ve tarihi bir sebebe dayanıyor. Bu sebep, Aziz İstanbul kitabında Yahya Kemal'in kuvvetli bir tetkikine mevzu olmuştur. Buna göre; Osmanlı Türkleri Rumeli'ye geçtikleri zaman oraya daha önceki asırlarda gelip geçtikleri zaman, oraya daha önceki asırlarda gelip yerleşmiş ve zamanla Hıristiyan olmuş Türklerle karşılaştılar. Yahya Kemal'in, Peçenekler, Hıristiyan Oğuzlar, Kumanlar ve Vardar Türkleri diye sıraladığı bu Türk kavimleri, kendi dillerini konuşan Osmanlıların Türk olduklarını görünce onlara güçlük çıkarmak şöyle dursun, kucaklarını açtılar. Hatta Rumeli'den devşirilen ilk Türk ordusunun mühim bir kısmı bu Hıristiyan Türkler arasından devşirildi.
Ve Timurlenk, Anadolu'yu bir kan ve ateş seli halinde kırıp geçirdiği zaman Osmanlı Devleti, Rumeli'de bulduğu ırkdaşları arasına atılmış sağlam temeller üzerinde kurulu kaldı.
İşte Yahya Kemal, bu ve bunun gibi Osmanlılığın bazı kuruluş ve yükseliş sırlarını tetkik etmiş ve Aziz İstanbul kitabındaki yazılarına işlemiştir.
Büyük şair bu mevzu üzerinde vardığı neticeyi de aynı kitapta şu cümle ile hulasa etmiştir. "Bir kıtada askerle değil milletle durulur, Bizim Rumeli'de duruşumuz burada kendi milletimizin bulunmasındandır."
Türk İstanbul Konferansından:
Bir iklimin manzarası, mimarisi ve halkı arasında halis ve tam bir ahenk varsa orada gözlere bir vatan tablosu görülür. İklimden anlayan gerçek ve hassas bir sanatkâr İstanbul'un eski semtlerinden herhangi birini mesela Koca Mustafa Paşa semtini yahut Eyüb'ü yahut Üsküdar'ı yahut da Boğaziçi'nin henüz milli hüviyetini muhafaza eden herhangi bir köyünü seyredince kati bir hüküm vererek derki: "Bu halk bu iklimde ezelden beri sakindir. Bu iklime bu mimariden ve bu halktan başka unsurlar yaraşmaz…"
Kaynak: Nihat Sami Banarlı bir Dağdan Bir Dağa
Eski İstanbul'un tarihi dokusu güzel Aziz İstanbul mısralarda yaşıyor…

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol