Vural "Geleceginiz ülkemizin gelecegidir"

Dün Lise son sinif ögrencilerine yönelik "Gençlik ve Terörizm" konulu bir konferans düzenlendi. Terörle Mücadele Sube Müdür Vekili Ogün Vural tarafindan verilen konferans Halk Egitim Merkezi ve ASO Müdürlügü Salonunda gerçeklestirildi. Saat 1530'da baslayan konferansa Milli Egitim Müdürü Halil Ecevit, Milli Egitim Müdür Yardimcisi Hüseyin Kalkan, Halk Egitim Merkezi Müdürü Ramazan Çetin ve çok sayida ögrenci katilim gösterdi.
Saygi Durusu ve Istiklal Marsi'nin okunmasinin ardindan Terörle Mücadele Sube Müdür Vekili Ogün Vural ögrencilere su bilgileri verdi;
"Sizleri gençlik ve terörizm konusunda bilgilendirmek amaciyla burada bulunmaktayim. Burada paylasacagimiz bilgilerin sizlere faydali olmasini diliyorum. Ülkemizde terörizm 1970'li yillardan günümüze etkinligini devam ettirmektedir. Bu çerçevede ülkemizin demokratik devlet düzenini yikmak için bir silahli terör örgütleri ortaya çikmis, bu örgütler insanlarimizi sag-sol kamplarina bölüp kardesi kardese kirdirarak ülkemizi kaos ve buhranin içersine çekmek istemislerdir.
Daha sonra Ermeni asilli ASALA, JCAG, ARA gibi terör örgütleri ortaya çikarak, Türk milletini uydurma bir soykirimla suçlayip diplomatlarimizi öldürmüs, kuruluslarimizi bombalamistir. Ermeni terör örgütleri sahneden çekilince bu kez Dogu ve Güneydogu Anadolu Bölgemizin bir kismini da içine alacak sekilde bagimsiz Kürt devleti kurmak isteyen PKK terör örgütü sahneye çikmistir. 199Oli yillardan itibaren ise, dini degerlerimizi istismar eden, dini inançlari kendi siddet eylemleriyle özdeslestirmeye çalisan ve seri esaslara dayali bir rejim getirmeyi amaçlayan Hizbullah terör örgütü gibi irticai terör örgütleri eylemlere basvurmuslardir.
Bu süreç içerisinde, 1980 öncesinde 5 binden fazla gencimiz sag-sol çatismasinda hayatini kaybetmis, bir o kadari da yaralanmistir. 1980den sonra ise, 30 bin insanimiz bölücü terör yüzünden canindan olmustur. 199Oli yillardan itibaren de dinimizi istismar eden irticai terör örgütleri sayisiz insanimizi öldürerek mezar evlere gömmüstür. Bütün bunlar halen hafizalarimizda tazeligini korumaktadir.
Yapilan bir arastirmada, Dogu ve Güneydogu Anadolu Bölgelerimizde 1984 yilindan itibaren bölücü terörün yarattigi maliyetin, 21 katrilyonu geçtigi belirtilmektedir. Dolayisiyla, ülkemizde 40 yila yakin bir süredir görülen terörizm faaliyetleri, on binlerce insanimizin ölmesine ve yaralanmasina, yüz binlerce insanimizin göç etmesine, trilyonlarca masrafa neden olarak bütün insanlarimizin hayatini su veya bu sekilde derinlemesine etkilemistir. Burada sizlerin dikkatine su gerçegi sunmak istiyorum. Toplumumuzda terörizm faaliyetlerinden en çok etkilenen grup ise, gençliktir. Çünkü terör örgütleri maddi ve manevi destegi iç ve dis mihraklardan saglarken, insan kaynagini da özellikle 14-25 yas grubundaki lise ve üniversite gençliginden saglamaktadir.
Bu konunun nedenlerine geçmeden önce, ülkemizdeki terör faaliyetlerinin nedenlerini ve terörizm kavramini açiklamak istiyorum. Ülkemizde görülen terörizm faaliyetlerinin nedenlerini;
1. Tarihi nedenler,
2. Cografi konumdan kaynaklanan nedenler,
3. Siyasi, sosyal, kültürel, ekonomik, egitsel ve psikolojik sorunlardan kaynaklanan nedenler,
4. Türkiyenin genç nüfus potansiyeli olarak siralayabiliriz.
Bu baglamda, bazi dünya ülkelerinin tarihi birtakim düsmanliklardan kaynaklanan nedenlerden dolayi ülkemizde faaliyet yürüten terör örgütlerine açik ya da kapali destek verdigini bilinmektedir.
Bunun yaninda ülkemizin;
1. Üç kita (Avrupa, Asya, Afrika)nin dügüm noktasinda olmasi,
2. Avrupa ile Asyayi birbirine baglayan köprü durumunda olmasi,
3. Karadeniz'i Akdeniz'e ve diger denizlere baglayan geçisin bogazlardan olmasi,
4. Ortadogu petrollerine çok yakin olmasi,
5. Basra Körfezi ve Süveys Kanali'ni kontrol edebilecek yerde bulunmasi,
6. Asya ve Avrupa arasinda yapilacak her türlü harekâta bir üst durumunda bulunmasi
7. Bir bütün olarak düsünüldügünde, Avrupa, Asya ve Afrika ülkelerinin fiziki, sosyokültürel ve ekonomik migferlerinin ülkemiz üzerinde çakismasi,
8. Bununla birlikte dolayli ve direkt olarak yakin bölgelerimizle ilgilenen ülkelerin çikarlarinin ortasinda bulunmasindan dolayi,
Dünya güç merkezleri için mutlaka kontrol edilmesi ve elde bulundurulmasi gerekli bir hedef ülke konumunda bulunmaktadir.
Ayrica ülkemizin siyasi, sosyal, kültürel, ekonomik ve psikolojik sorunlari da terör örgütlerinin isini kolaylastirmaktadir. Zira, terör örgütleri propaganda araci olarak bu sorunlari kullanmaktadirlar.
Her türlü yeralti ve yerüstü zenginlikleri ve genç nüfus potansiyeli ile istikrar içinde güçlenerek bölgenin güç ve denge merkezi olmasindan korkulan Türkiye, özellikle Dogu Blokunun çökmesi sonucu Balkanlardan Orta Asyaya uzanan Türk dünyasinin hareket merkezi haline gelmistir. Bundan dolayi bazi dis güçler terör örgütlerine destek vererek ülkemizi istikrarsizlastirmak istemektedirler.
Peki terör ve terörizm nedir? Genelde terör ve terörizm kavramlari birbirine karistirilmaktadir. Terör, çogu kez gayri iradi olarak meydana gelebilir. Tek basina ele alindiginda, her türlü siddet hareketini terör olarak tanimlamak mümkündür. Terörizm ise, siyasi unsuru içeren yani bir ideolojisi bulunan ve mevcut sistemi siddet yoluyla tahribe yönelmis durumlardir.
Bu baglamda terörizm, â?~Bir ideoloji etrafindan örgütlenen birden fazla kisinin, siddet eylemleri temelinde mevcut siyasal iktidari ve rejimi hedef alan faaliyetleridir' seklinde tanimlanabilir.
Gençlik, bir toplumun en enerjik ve dinamik kesimini olusturmaktadir. Bu özellikleriyle toplumsal gelismedeki yeri ve toplumun bugününü ve yarinini olusturmadaki rolü çok büyüktür. Gençlik ayni zamanda, bir toplumun sürekliligini saglayan sigortasi ve itici gücüdür.
Cesaretin çekingenlige, macera isteginin rahata, duygularin mantiga üstün geldigi, arama, ögrenme ve dinamizm çagindaki bu dönemde en etkin duygu, otoriteden kurtulma duygusudur. Bu dönemin özelliklerinden terör örgütleri en iyi sekilde faydalanmak istemektedirler.
Bu dönemin özelliklerinden faydalanan terör örgütleri ideolojik bir büyü ile psikolojik ve zihni bir bagimlilik olusturarak â?~robot'lar yaratma teknigini en çok gençlere tatbik etmektedirler. En çok gençleri seçip, en çok gençleri â?~av' gibi görmeleri sebepsiz degildir.
Genç insanin hayat tecrübesinin ve bilgi birikiminin henüz bu "büyüyü" bozacak çesitlilige ve yogunluga ulasmamis olmasi bunun en önemli nedenleridir.
Ayni zamanda duygu yogunlugu yasayan gençlik bu dönemde ideolojilerin kölesi haline gelebilmektedir. Öyle ki, bu dönemde ideoloji esiri olan fertler için dava her seydir. Her sey davaya göre tanzim olmaktadir. Hayatin amaci davaya hizmettir. Hal böyle olunca kisinin öz benligi, ailesi, yakinlari, özgürlügü, istikbali için çaba göstermesi ideolojinin arkasina atilmaktadir. Hayatin ve yasamanin merkezine ideoloji oturtulmakta, insanlarla iliskileri ideoloji biçimlendirmekte ve ayarlamaktadir. Tepkileri, zevkleri, gayeleri, giyimi, kusami ve iliskileri ideolojik kriterler belirler hale gelmektedir. Birey adeta ideolojiye esir olmaktadir.
Kendinize, ailenize ve ülkemize faydali olabilmeniz ve ideallerinize sahip çikabilmeniz için terör örgütlerinin sizleri kazanmak amaciyla yürütmüs oldugu faaliyetlere karsi dikkatli olmanizda fayda vardir. Sizlere özellikle Istiklal Marsimizi ve Atatürkün â?~Gençlige Hitabesi'ni defalarca okumanizi tavsiye ediyorum. Geleceginiz ülkemizin gelecegidir" Bu bilgilendirmelerin ardindan terörün lanet yüzünü göstermek ve gençlerimizi bu tuzaktan nasil uzak durabilecekleri konusunda aydinlatmak için bir slayt gösterisi yapildi. Konferans, bu slayt gösterisinin ardindan sona ererken, emniyet mensuplari ve katilimci gençler programin oldukça yararli geçtigi fikrinde birlesti.