"Vakiflarin imkanlari genisletilmistir"

AKP Kirklareli Milletvekili A. Gökhan Sariçam, Yeni Vakiflar Yasasi ile ilgili yaptigi açiklamada, "Yani yasa ile vakiflarin imkanlari genisletilmistir" dedi. 20 Subat 2008 tarihinde kabul edilen Vakiflar Yasasi ile ilgili olarak, bir açiklama yapan Sariçam, "Öncelikle yeni yasanin getirdigi yeniliklerden bahsetmek istiyorum. Genel anlamda, yeni yasanin getirdiklerini birkaç ana baslik altinda incelememiz mümkündür.
Vakif Kurmak Kolaylastirilmistir; Kurucu için aranan sartlar hafifletilmistir. Kurulus malvarligi miktarinin belirlenmesi mahkemelere birakilmistir. Türkiyede yerlesim hakkina sahip yabancilara yeni vakiflarin yönetim organlarinda görev alabilme imkâni saglanmistir.
Yükümlülüklerini yerine getirmeyen yöneticiler agir bir müeyyide olan dogrudan görevden alma davasi ile karsilasirken yapilan düzenleme ile idarece uyari, tedbir (Idari Para cezasi), mahkemece görevden alma seklinde kademelendirilerek islenen fiilin agirligiyla orantili müeyyide uygulanmasi saglanmistir.
Yeni vakiflarda bosalan organ üyeliklerinin tamamlanmasi imkâni getirilmistir.
Vakiflarin Faaliyetleri Açisindan
Yeni Vakiflar izin almaksizin; uluslararasi faaliyet ve isbirliginde bulunabilecekler, yurtdisinda sube ve temsilcilik açabilecek, üst kuruluslar kurabilecek, yurtdisinda kurulmus kuruluslara üye olabilecekler. Vakif senetleri olmadigindan cemaat vakiflari bu düzenlemeden yararlanamayacaktir.
Vakiflar; izin almaksizin amaçlari dogrultusunda; iktisadi isletme, sirket kurabilecekler, kurulmus sirketlere ortak olabileceklerdir, yurtiçi ve yurtdisindaki kisi, kurum ve kuruluslardan ayni ve nakdi bagis ve yardim alabilecek ve yapabileceklerdir.
Vakiflarin Mal Varliklari Açisindan
Vakiflar izin almadan mal edinebilecekler, bu mallari üzerinde tasarrufta bulunabileceklerdir. Vakiflarin hayrat tasinmazlari; haczedilemeyecek, rehnedilemeyecek, mallari üzerinde zilyetlik yoluyla kazanma hükümleri uygulanmayacaktir.
Vakif Eski Eserlerin Korunmasi Açisindan
Yurt disindaki kültür varliklarinin tespiti, tescili ve ihyasi ile ilgili Dis iliskiler Dairesi Baskanligi kurulmustur. (Yurt disinda bulunan ecdat yadigâri vakif kültür varliklari ile ilgili görevli bir kurum yoktu ilk kez Vakiflar Genel Müdürlügü bu görevi üstlenmistir)
Vakif kültür varliklarinin bakimi, onarimi, restore edilmesi ve yasatilmasi için kisi ve kuruluslarca yapilan harcamalara, bagis ve yardimlara, sponsorluk harcamalarina vergi istisnasi getirilmistir.
Imar planlari düzenlenirken tasinmaz vakif kültür varliklari ile ilgili Kurum görüsünü alma mecburiyeti getirilmistir.
Mali ve Ekonomik Açidan
Kurulusunda veya kurulduktan sonra vakiflara bagislanan tasinir ve tasinmaz mallar Veraset ve Intikal vergisinden istisnadir. (Bu düzenlemeyle vakiflara bagis yapilmasi tesvik edilmektedir)
Vakiflara ait tasinmazlarin onarim veya insa bedeli göz önüne alinarak azami kiralama süresi Vakiflar Meclisi karari ile yirmi dokuz yildan kirk dokuz yila çikarilarak vakif tasinmazlarin daha rasyonel ve ekonomik degerlendirilme imkâni saglanmistir.
Iste, yeni yasanin genel olarak içerigi böyle olmakla birlikte, kamuoyunda bazi yanlis degerlendirmeler yapilmaktadir. O konuda da hemsehrilerimizin dogru bilgilenmesi gerekmektedir.
Özellikle muhalefet partileri, Vakiflar Kanunu görüsülürken daha önceki yillarda özellestirme, Kibris konusu, bankalar kanunu ve toprak satisi gibi hassas konularda takindigi kamuoyunu yaniltici tavrini Vakiflar Kanunda da maalesef göstermislerdir.
Daha önce Kibris elden gitti demisler ancak Kibrisin yerinde durdugu anlasilmistir. Topraklarimiz satiliyor demisler ancak zamanla durumun öyle olmadigi anlasilmistir. Simdi de Lozan antlasmasi deliniyor, yabancilar vakiflar üzerinden arazi satin alacaklar, daha önce el konulan Cemaat Vakiflarinin mallarini iadesi saglanirsa 150 Milyar USDden fazla zarar edilecek gibi birtakim yanlis beyanlarla kamuoyunu yaniltmaya çalismislardir.
Bir baska argümanlari da Türkiyedeki cemaat vakiflari ile Yunanistandaki Türklere ait cemaat vakiflarini kiyaslamaktadirlar.
Bu iddialar açisindan baktigimizda; Yabancilarin Türkiyede vakif kurabilmesi fiili ve hukuki karsiliklilik sartina baglidir. Yani bir devlet Türk vatandaslarina kendi ülkesinde hukuken ve fiilen vakif kurma imkânini veriyorsa o devletin vatandaslari da ülkemizde izin almak sarti ile vakif kurabileceklerdir. Yurt disinda çok sayida vatandasimizin yasadigi göz önüne alindiginda karsiliklilik ilkesi de gözetilerek yabancilara vakif kurma izninin verilmesi yurtdisinda yasayan vatandaslarimiza getirilmis önemli bir açilim olacaktir.
Türkiye Cumhuriyetinin kurulus senedi Lozan antlasmasidir. Bu antlasmanin 37. maddesi ile 44. maddesi arasinda kalan maddeler azinliklarin haklarini düzenleyen maddelerdir.
Asil bu maddeler de azinliklara çok genis yetkiler taninmistir. Müslüman olmayan azinliklara mensup Türk vatandaslarinin her türlü medeni ve siyasi haklardan esit sekilde yararlanacaklari kabul edilmistir. Basta vakif kurmak üzere her türlü örgütlenme özgürlügü ve diger haklari Lozan antlasmasi uzun uzun sayilmistir.
Ileride iktidara gelecek hükümetler bu haklarla oynamamasi için Lozan antlasmasinin 37. maddesi söyle bir hüküm konmustur. "Türkiye, 38. maddeden 44. maddeye kadar olan maddelerin kapsadigi hükümlerin,(azinliklarla ilgili hükümler) temel yasalar olarak taninmasini hiçbir kanunun, hiçbir yönetmeligin (Tüzügün) ve hiçbir resmi islemin bu hükümlere aykiri ya da bunlarla çelisir olmamasini ve hiçbir kanun, yönetmelik (tüzük) ve hiçbir resmi islemin söz konusu hükümlerden üstün sayilmamasini taahhüt eder.
Buradan da anlasilacagi gibi Lozannin delinmesi vb. bir durum söz konusu degildir. Azinliklar suanda kullandiklari haklarin çok daha fazlasini Lozanda elde etmislerdir.
Yunanistandaki Türk azinligin kurdugu Cemaat Vakiflarinin haklarini Yunanistan hükümetince kisitlanmasi örnek gösterilmekte ve bizimde misilleme yaparak cemaat vakiflarinin haklarina kisitlama yapmamiz gerektigi ifade edilmektedir.
Yukarida belirttigimiz gibi dünyaya vakif medeniyetlerini tanitan Türklerdir. Vakif ile ilgili en iyi örnekleri bizlerin sunmasi gerekir ki Türkiyede yasayan azinliklar ayni zamanda bizim öz vatandaslarimizdir. Yunanistan uluslararasi sözlesmeleri ihlal ediyor diye bizde kendi vatandaslarimiza haksizlik yapamayiz. Sayet Yunanistanin birtakim hak ihlalleri varsa bunlarin ortadan kaldirilmasi için mücadele etmeliyiz. Nitekim son yillarda Yunanistan bu konu ile ilgili olarak uluslararasi alanda sikistirilmaya baslanmistir. Avrupa Insan Haklari Mahkemesinde yeni yeni Yunanistanin aleyhinde kararlar çikmaktadir.
Daha önce el konulan cemaat vakiflarina ait gayrimenkullerin iade edilecegine iliskin elestirilere gelince; mevzuatta bosluk oldugundan bahisle yillar önce verilmis bir yargi kararina bagli olarak cemaat vakiflarinin gayrimenkullerine el konulmus idi.
2002 yilinda DSP-MHP-ANAP hükümetinin TBMM de çikardigi 4771 sayili kanunun ile cemaat vakiflarinin gayrimenkul edinebilmelerine izin vermislerdir. Bu kanunun iptali için Anayasa Mahkemesine basvurulmasina ragmen Anayasa Mahkemesi kanunu Anayasaya aykiri bulmamistir. Bu sirada azinliklara ait bir vakfimiz, el konulan tasinmazi için Avrupa Insan Haklari Mahkemesine basvurmustur. Avrupa Insan Haklari Mahkemesi verdigi kararda tasinmazin iadesine, bu mümkün degilse 1 Milyon USD civarinda bir tazminata hükmetmistir.
Sayet el konulan tasinmazlar (ki bu tasinmazlar bahsedildigi gibi binlerce degil 297 tanedir) iade edilmezse asil zararimiz burada olacaktir. Zira eften püften tasinmazlar için büyük tazimatlar ödememiz mevcuttur. Bu açidan el konmus tasinmazlarin iadesi Türk hükümetlerini önemli bir yükümlülükten kurtaracaktir.
Yabancilarin vakiflar yolu ile gayrimenkul satin alacaklari iddia edilmektedir. Oysa yabancilarin satin alabilecekleri gayrimenkuller her halükarda tapu kanununda belirtilen sinirlar çerçevesinde yabancilara taninan miktarlarla sinirli olacagi bu kanunun 12. maddesinde açikça belirtilmistir.
Bazi kesimler bu ve benzeri itirazlarla Vakiflar Kanuna karsi çikmalarina ragmen Vakiflar Kanunu Türklerin ortaya çikarmis oldugu Vakif Medeniyetini gelistirecek genel bir düzenlemedir. Bu düzenlemelerden Vakiflar Genel Müdürlügünün elinde bulunan 41.550 Mazbut Vakif, 300 Mülhak Vakif ve 4.450 Yeni Vakif yararlanacagi gibi 161 tane Cemaat Vakfi yararlanacaktir.
Türklerin kurdugu 46.300 adet vakif vardir. En büyük faydayi bu vakiflar elde edecektir. Itirazcilarin bir kismi Türklerin kurdugu vakiflarinda imkân elde etmesini istememesidir. Vakif medeniyetimizin tekrar ayaga kalmasindan korkmaktadirlar.
Itirazcilarin bir kismi da sürekli korku senaryolari içersinde yasamaktadir. 46300 vakif karsisinda yine Türk vatandasi olan azinliklar tarafindan kurulan 161 adet vakfi sanki ülkeyi esir alacagi korkusu içerisinde yasamaktadirlar. Yunanistani örnek göstererek intikamci duygular içersinde hareket edilmesini istemektedirler.
Son nüfus sayimina göre Türkiyenin nüfusu 71 milyondur. Bu nüfus içersinde azinliklarin sayisi 200 bin, yabancilarin sayisi ise 95 bindir. Bazi kesimler her alanda içe kapanmaci politikalarini devam ettirmektedirler. Bu politikalar bazen yabanci düsmanligina kadar varmaktadir. Bizler büyük bir medeniyetin varisleriyiz her alanda dünyaya örnek olmaliyiz. Bu açidan muhalefettin itirazlari tutarli degildir.
Vakiflar Kanununun ülkemize hayirli olmasi diler, sevgili hemsehrilerime selam ve sevgilerimi sunarim" ifadelerini kullandi.