Borç ile is yapanin iki sekilde sikintisi olacaktir. Bastan borç isterken çekilen sikintilar ve ikincisi de borcu zamaninda ödeyememek. Her ikisinin de üzüntüsü namuslu insan için agir oldugu bir gerçektir. Gerçi zamanimizda bu tip gelismeler çok oldugu kadarda mali sikintilarin artisi bazi güzellikleri bozmustur. Insanlar eve zor ekmek götürmektedir.
VERMEYINCE MA’BUT NE YAPSIN MAHMUT: Inanç geregi her kulun nasibi ayri ayri verilmistir diye inanilir. Nasip degilse ne kadar çabalarsan, ugrasirsan ugras bosunadir diye düsünülür. Her is için elde yeterli imkan bulunmuyorsa, kabiliyetle de olmayabilir. Helede bir is tersine gitmeye baslarsa elden ne gelir. Yani planli, uygulanir yetenekli, para kazanilir yatirimli islere bakmak gerekir. Her seyi Allah’tan beklemek de dogru degildir. Hatta ben bazen söyle derim ama mizahi anlamda: nasip olmassa insan dayak bilem yiyemez.
VEREN ELI HERKES ÖPER: Yardimsever ve cömert kisiler sevilmektedir. Toplum içinde yer bulurlar. Varlikli, kiskanç ve haset insanlarin zaten ne olursa olsun yerleri yoktur. Kisi icraatiyla birlikte vardir. Mezarci fikrasinda oldugu gibi. Bazi kisiler var ki kendince büyüktür ama isi hep yikicilik, hasetlik oldugu için onunda eli öpülmez...
VERIRSEN VERESIYE, GIDERSIN BATASIYA : Veresiye yiyen de satan da sonunda mutlaka ziyana ugrar hatta batar. Veresiye alan da sonunda ödeyemez duruma düsebilir. Hele de su zamanda çok dikkat etmek gerekir.
VURURSAN ACIT, YEDIRIRSEN DOYUR: Yasarken her ne yapiyorsan tam ve hakkiyla yani uzmanca yap. Yapilan isin bir güzel sonucu olsun. Yapilan isin veya her seyin dogruca yapilip kaliciligini saglamak gerekir.
VÜCUT KOCAR, GÖNÜL KOCAMAZ: Insan bedeni zamanla yaslanir ve fiziki görünümü de ihtiyarligi gösterir. Gönül ve ruh mücerret oldugundan yaslanmalari söz konusu degildir. Bunlar her daim de taze kalirlar. Gönül kocamaz ama nefsinide temizlemis olmalidir. Bizim toplumda kirk yasina kadar insanlarin hareketleri hos görüldügü halde kirkindan sonra yapilan o küçük yanlisliklar hos görülmez. Kirkindan sonra azani tenesir paklar. Kirkindan sonra hovardaklik yapani da bilmem ne paklar gibi söylemler vardir. Halk ne söylemisse dogru söylemistir.
YABANCI KOYUN KENARA YATAR: Kisilerin yeni bir çevreye gittikleri ve yerlesmeye çalistiklari yere alismalari uzun zaman alir. Ilk dönemlerde yabanci kisi ile o toplumun arasinda bir çekingenlik mutlaka olur. Zaman kisilik ve insana hizmet baglaminda bu sorunlar ortadan kalkar.
YA DEVLET BASA, YA KUZGUN LESE: Bir toplum, kendini yöneten ve idare eden bir devletten yoksun ise, düsmanlari onun üzerine üsüsür. Ve onu kolayca yok edebilirler. Bu sözümüz bir arada yasayan tüm toplumlar için geçerlidir. Gerçek bir Türk atasözüdür.
YAÄzINA KIYAMAYAN, ÇÖREÄzI ZOR YER: Gerekli fedakarliklari yapmayan kisiler, istediklerine kolayca kavusamazlar. Her bir hareketin, yaklasan bir hareketi olmalidar. Dostluklarda da böyle bir yaklasim vardir. Geçinmekte böyledir.
YAKIN DOST, HIRSIZ HISIMDAN YEÄzDIR: (hayili komsu akrabadan iyidir): Bulabilirsen bazi yakinliklar ve dosluklar akrabalik baglarindan daha kuvvetli olabilir. Kisilerin gerçek dostlari onlarin her türlü yardimina kosar ve paylasir. Istediklerini yerine getirmeye çalisirlar. Durup dururken bir birbirlerini yemezler. Dost görünüpte mezar kazmazlar. Kisilerin etrafinda böylesi modeller pek çoktur. Hiç kimse saf olupta günlük yasamdan habersiz degillerdir. Insan yasarken geç bile olsa dostunu düsmanini taniyor. DOST GÖRÜNENLERE BIR DAHA BAKMAK LAZIMDIR.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol