VENIZOLOS ATATÜRK'Ü NOBEL BARIS ÖDÜLÜNE ADAY GÖSTERDI

Mustafa Kemal bir SAVAS KAHRAMANI oldugu kadar ayni zamanda bir BARIS KAHRAMANI'dir da.. Çanakkale Savasi sirasinda sehit olan ve orada mezarlari bulunan Avusturyali askerler için "Onlar bizim de evlatlarimizdir" diyen Atatürk, 1922 yilinda Anadolu'da tutsak edilen Yunan Ordusu Baskumandani General Trkopis'e de centilmence davranmis, ona en büyük nezaketi göstermis, iltifatlarda bulunmustur. Lozan Baris Anlasmasi'ndan II yil sonra Yunan Basbakani Venizolos Norveç Nobel Ödülü Komitesi'ne basvurarak Mustafa Kemal'i Nobel Baris Ödülü'ne aday göstermistir. Venizolos'un Norveç Nobel Ödülü Komitesi'ne yazdigi bu yazinin tam metnini "ATATÜRK'ÜN MILLI DIS POLITIKASI" adli kitaptan alinti yaparak, yazinin içerigi hakkinda bilgi sahibi olunmasini saglamak istiyorum. Yazi 12 Ocak 1934 yilinda aynen söyle yazilmistir
NOBEL ÖDÜLÜ KOMITESI BASKANLIÄzINA, 12/Ocak/1934
OSLO-NORVEÇ
BAY BASKAN,
"Yedi yüz yila yakin bir süre zarfinda Yakin Dogu ve Orta Avrupa'nin büyük bir kismi kanli mücadelelere sahne olmustur. Osmanli Imparatorlugu ve sultanlarin mutlakiyetçi idareleri bunun baslica nedeni idi.
Hiristiyan milliyetlerin Imparatorluga baglanmalari ve bundan ötürü Salibin Hilâll'e karsi yaptigi kaçinilmaz mücadeleler kurtulma emeli ile bu milletlerce yapilan isyanlar Osmanli Imparatorlugu Sultanlarin idaresinde kaldigi sürece devamli tehlike kaynagi teskil eden durumu husule getiriyordu.
MUSTAFA KEMAL PASA'nin muhasimlarina karsi yaptigi Milli Hareketin galibiyetle sonuçlanmasinin devami olan 1923 yilinda Türkiye Cumhuriyetinin kurulmasi bu istikrarsiz duruma son verdi.
Bir milletin hayatinda bu kadar kisa bir süre içinde böylesine köklü bir degisim çok az meydana gelmistir.
Teokratik (Dinsel) bir rejim içinde yasayan, din ile hukuk kavramlarinin birbirine karistigi çökme yolundaki bir imparatorlugun yerini güç ve hayat dolu modern ve milli bir devlet almistir.
Büyük Devrimci Mustafa Kemal Pasa'nin baslattigi hizla mutlakiyetçi Sultanlar rejimi yikilmis ve gerçekten laik bir devlet kurulmustur. Millet tümü ile çagdas uygarliklarin önünde yer almak için sevk ile ilerleme yolunda bir atilim yapmistir.
Barisi takviye hareketi ve seçkin Türk Devletine bugünkü görüntüsünü veren tüm iç reform hareketleri ile birlikte yürümüstür.
Türkiye yabanci unsurlarla yerlesik Vilâyetlerini terk etmek hususunda tereddüt etmemis ve anlasmalarda da belirttildigi üzere kendi milli sinirlari ile samimi sekilde yetinerek Yakin Dogu'da barisin gerçek bir savunucusu olmustur.
Kanli mücadeleler nedeni ile uzun yillar Türkiye ile düsman durumunda kalan biz Yunanlilar Osmanli Imparatorlugunun yerini alan bu ülkede vuku bulunan köklü degisikligin etkinliklerini duyan ilk kesimler olduk.
Anadolu faciasinin hemen arkadasindan kendini yenileyen Türkiye'ye, bir anlasma firsati görerek elimizi uzattik. O, bu uzanan eli samimiyetle kabul etti.
Ciddi anlasmazliklarla ayrilmis milletlere samimi bir baris örnegi veren bu yaklasimdan sadece, iki ülke için oldugu kadar Yakin Dogu barisi için de yararli sonuçlar dogmustur.
Barisin borçlu oldugu bu kiymetli katkinin sahibi kisi Türkiye Cumhurbaskani Mustafa Kemal Pasa'dir. Bu nedenle 1930 yilinda Yunan Hükümeti Baskani sifati ile ben Türk-Yunan Paktinin (Anlasmasinin) imzasi ile Yakin Dogu'da barisa dogru yeni bir devir baslarken Mustafa Kemal Pasa'yi Yüksek Baris Ödülü için aday göstermekle seref kazanirim.
Yüksek ve saygi deger ricamin kabulünü rica ederim Bay Baskan".
E.K. Veniselos
nazifkaracam@gazetetrakya.com


Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol