VATANI KURTARDINIZ ŞİMDİ NE YAPACAKSINIZ ?

Mustafa Kemal 9 Eylül 1922 de muzaffer ordusu ile İzmir'e girdiğinde kendilerini ilk karşılayanlar gazeteciler oldu. Mustafa Kemal savaşta ve barışta iki şeye çok önem vermiştir. Bu iki şeyden biri İstihbarat, diğeri basındır. Nitekim İzmir'de gazetecilere de aynı değeri vermiştir. O sıra bir yabancı gazeteci kendisine şu soruyu sormuştur.
"Vatanı kurtardınız, şimdi ne yapacaksınız? İstirahata mı çekileceksiniz? "Mustafa Kemal bu soruya ,"HALKI KURTARACAĞIM" diye yanıt vermiştir. Gazeteciler bu cevabı nasıl anladılar bilmiyoruz. Kurtarılacak olan halkın sorunlarını, hangi şartlar altında yaşadıklarını sadece Mustafa Kemal biliyordu. Yıllar sonra milli mücadele tarihini, Kurtuluş Savaşı'nı okuyanlar korkunç bir Anadolu Gerçeği ile karşılaşmışlardır. Vatan kurtarıldıktan, iç ve dış düşmanlar yenildikten sonra devrimler yapılırken durum ortaya çıkmıştır. Köy Enstitülü Mahmut Makal yazdığı "BİZİM KÖY" adlı kitabı ile Türkiye'de köylerin gerçeğini gün ışığına çıkarmışsa Mustafa Kemal Atatürk'ün yaptığı devrimler de halkın durumunu ortaya çıkarmıştır.
Son günlerde geçirdiğim rahatsızlık sırasında Sander Yayınları arasında çıkan Kurt Steinhaus'un yazdığı "ATATÜRK DEVRİMİ SOSYOLOJİSİ" kitabını okudum. Şimdiye kadar bu kitabı okumadığım için kendimi suçlu buldum. Devrimlerin yapılışını, uygulamada karşılaşılan zorlukları, halkın içinde bulunduğu şartları bilmekte, öğrenmekte geciktiğim için kendimi suçlu buldum.
Vatanı ve halkı kurtarmak, yeni bir devlet kurmak, eskimiş, çürümüş olan Osmanlı Devleti’nden kalma kurum ve kuruluşları değiştirmek, Cumhuriyet ilan etmek amaç ve düşüncesinde olan Mustafa Kemal yola bir avuç aydın, 11 milyon okuma yazması olmayan, hastalıklı, savaş yorgunu bir halkla çıkmıştır. 600 yıllık Osmanlı Devleti'nde Mustafa Kemal'e kalan Arap Yazısı öğrenmiş, Arap ve Fars kültürü ile yetişmiş, zamanın gerisinde kalmış 1 milyon 100 bin kişi bu 11 milyon nüfusun içindedir. Ancak bunlar Mustafa Kemal'in yapılan devrimleri anlayacak, halka anlatacak durumda değildir.
Halk ise hiç anlayacak durumda değildir. O yıllarda 40 bin köye ulaşmak mümkün değildir, köylere yol ve vasıta yoktur. Köylerde nüfusun yüzde 80'i yaşamaktadır. Anadolu köyleri ağaların, büyük toprak sahiplerinin, tüccarların, ticaret erbabının, aşiret reislerinin baskısı ve kontrolü altındadır. Halk tümden yoksuldur. Mustafa Kemal'in elinin altında olan çok az sayıda okumuş insan devrimleri, yenilikleri halka anlatmakta yetersizdir ve engellerle karşı karşıyadır. Köy ve köylü yenilikleri, devrimleri, Cumhuriyet'i anlamakta yetersizdir. Aslında yeniliklerin muhalifleri Mustafa Kemal'in yanında ve çevresindedir. Mustafa Kemal onların kimler olduklarını, Yeni Dönem için ne düşündüklerini bilmektedir. Kısaca devlet yeni, yasalar yeni fakat bunları halkın anlayacağı biçimde anlatacak gönüllü okumuş insan yoktur. Sıkıntı oradadır.
Yüzyıllar boyu halk eğitimsiz ve bilgisiz bırakılmıştır. Cehalet, gerilik, yoksulluk halkı yetersiz bırakmaktadır. Mustafa Kemal devrimlerin halka anlatılmamış olmasından şikayetçidir. Ünlü edebiyatçı Yakup Kadri İlhan Selçuk'a anlatmış, o da bunları köşesinde dile getirmiştir.
Şimdi bir özeleştiri yapalım. Siz Mustafa Kemal'in yaptığı devrimlerin, yeniliklerin, kurduğu laik düzenin, Cumhuriyet'in halka anlatıldığını söyleyebilir misiniz? İşte halkın durumu. Bugün köyler bazı yönlerden 100 yıl öncesi köylerin durumunu andırıyor. Bu konuda bir araştırma yapılsa halkın yüzde 80'ini devrimlerin, Cumhuriyet Kurumları'nın neler olduğunu, Devrim Yasaları'nın neler getirip neler götürdüklerini söyleyemez. Bugün yaşadığımız sorunların kaynağı Mustafa Kemal'i ve kurduğu çağdaş ve laik düzeni anlatmakta yetersizliktir. Özellikle yeni kuşaklar yakın tarihi anlatmakta sınıfta kalırlar. SONUÇ:
Bugün herkesin şikayet ettiği bir durum var. Fakat kimse bunun nedenini söylemiyor, söyleyemiyor. Söylemiyor ama tarihten gelen bir eğitimsizliği, bir cehaleti yaşıyoruz. İleri uluslar BİLGİ TOPLUMU, SANAYİ TOPLUMU, Endüstri Toplumu olduklarından, bilgi sattıklarından söz ediyorlar. Biz neyi konuşuyoruz, söyler misiniz?