VATAN YOKKEN VATAN DÜSÜNMEK-HÜRRIYET YOKKEN HÜRRIYETI ISTEMEK

Ünlü deneme ustasi, sair Melih Cevdet Anday'in ölümünün yil dönümü dolayisiyle düzenlenen siirli törende bir konusma yapan cumhuriyet gazetesi yazarlarindan ilhan Selçuk, Vatani sairler Yaratmistir demistir. Bununla kastettigi sey Namik Kemal ile Tevfik Fikret'tir.
Bilindigi üzere ve tarihlerin yazdigina göre Osmanlilar da Vatan anlayisi, vatanin sinirlari diye bir kavram yoktu. Ne zamanki Osmanli Devleti'nin mozayigini olusturan halklar, irklar milliyetçi düsüncelerle hareketlenmeye, bagimsizliklarini kazanmaya basladilar o zaman bir takim aydinlar VATAN denilen topragi düsünmeye basladilar. Osmanli Devleti'nin niye vatani olmasin? Bunu düsünenler Osmanli aydinlari idi ve basta Namik Kemal geliyordu. Osmanlilar zamaninda ilk Vatan sözcügünü kullanan sair de Namik Kemal olmustur. Ortada VATAN yokken Vatan Düsünmek ileri bir düsünce olmustur. Nitekim bu düsünce Birinci ve ikinci Mesrutiyet (1876-1918 yillari arasi) Dönemleri'nde yayilmis, köklenmis ve birçok aydin, devlet adami tarafindan düsünülmeye, istenmeye baslanmistir. Büyük Atatürk de bu Düsünce Hareketi'nin içinde, askeri kanadin basinda olmustur. Yeni Türkiye bu hareket sonunda dogmustur.
Türkiye'de Vatandas Haklari 1839 yilindan sonra gündeme gelmistir. Bu haklar 1856 yilnda daha da ileri götürülmüs, 1908 ikinci Mesrutiyet Dönemi'nde seçimler olmus, partiler iktidara gelmislerdir. Bu süreçte sair Tevfik Fikret, Namik Kemal ile Vatan istemeye baslayan Türk halkinin bir de HÜRRiYET'i olmalidir düsüncesiyle siirler yazmaya, despotik Osmanli yönetimine saldirmaya, gençlere hedef göstermeye baslamislardir. Yani Vatan ve Hürriyet kavraminda ve konusunda Namik Kemal ile Tevfik Fikret birlesmislerdir. Mustafa Kemal de bunlari okuyarak Türk halkini vatan sahibi yapmak, onu özgür kilmak hususunda düsünmeye, bilinçlenmeye baslamistir. ilhan Selçuk'un "Vatani sairler Yaratti" sözü buradan gelmektedir.
Gerek Vatan sairi Namik Kemal'in gerekse Hürriyet sairi Tevfik Fikret'in Osmanli imparatorlugunun toprak kaybi sürecine girdigi, azinlik durumunda olan halklarin bagimsizlik istedikleri bir zamanda Vatan ve Hürriyet Düsüncesi'nde bulusmalari, birlesmeleri önemli bir gelismedir. Çünkü, vatani ve hürriyeti önce sairler ve düsünüp söyleye gelmislerdir. Osmanli Dönemi sairleri de bunun disinda olamazlardi. sairler ile birlikte yurtsever aydinlar, yurtsever subaylar ve halk ayni çizgide birlestiklerinde gündeme vatanin savunmasi, hürriyetin korunmasi gelir. 1908 Hareket Ordusu olayinda bu vardir. Orada asker-sivil Padisahi hürriyeti ilana zorlamislardir. 1908 ikinci Mesrutiyet, ittihat ve Terakki iktidari böyle gerçeklesmistir.
Vatan herkes için gereklidir ve vatanda herkesin menfaati vardir. Hürriyet, yani özgürlük de herkese lazimdir. Mustafa Kemal "Hürriyet Benim Karekterim"dir demistir ki hürriyetin Türk halkina çok yakistigini, çok gerekli oldugunu söylemek istemis, yetisen kusaklara özgürlügün savunulacak bir serbestlik oldugunu anlatmak istemistir.
Özgürlük düsüncede, yurttaslik haklarini kullanmada serbestliktir. Bu böyledir ama bu haklarin kullanilmasi sinirsiz degildir. insan vatani aleyhinde, devletini yikmada, ülkesini bölüp parçalamada, halki kamplara ayirmada, beraber yasadigi insanlara, mala mülke zarar vermede hür degildir. Dünyada böyle bir hürriyet yoktur. Özgürlügün (hürriyetin) insanda gerekli kildigi bir sorumluluk vardir. Yani hakkin, hürriyetin, vatanin varsa sorumlulugun da vardir. insan bu sorumlulukla hareket etmek zorundadir.
Ne diyelim sairler vatani yaratmislarsa bizede vatani, ulusu düsünmek, onun için bir seyler yapmak düsmektedir.
nazifkaracam@gazetetrakya.com

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol