"Ulusal Biyogüvenlik Yasasi, toplumsal uzlasi ile çikmali"

Ulusal Biyogüvenlik Yasa Tasarisi'nin, Meclis komisyonlarindan "sessiz-sedasiz" geçirilmeye çalisildigini öne süren TEMA Vakfi Kirklareli Il Temsilcisi Ali Korur, Tasari'nin ulusal çikarlar dogrultusunda gelistirilerek toplumsal mutabakatin saglandigi bir uzlasi ortaminda yasalasmasi gerektigini söyledi.

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) gündemindeki Ulusal Biyogüvenlik Yasa Tasarisi'nin toplumda güvensizlik ve endiseye neden oldugunu söyleyen Türkiye Erozyonla Mücadele, Agaçlandirma ve Dogal Varliklari Koruma Vakfi (TEMA) Kirklareli Il Temsilcisi Ali Korur, "Ulusal Biyogüvenlik Yasa Tasarisi, sessiz sedasiz Meclis komisyonlarindan geçirilerek yasalastirilmaya çalisilmaktadir. Daha Ulusal Biyogüvenlik Yasa Tasarisi çikarilmadan, Genetigi Degistirilmis Organizmalar (GDO) ile ilgili yönetmeligin çikarilmak istenmesi ve söz konusu yasa tasarisi ve yönetmelikle ilgili içeriklerin kamuoyu ile paylasilmamasi güvensizlik ve endise ortami yaratmistir" dedi.

Türkiye'nin 1992 yilinda imzaladigi ve 1996 yilinda resmen taraf oldugu Birlesmis Milletler Biyolojik Çesitlilik Sözlesmesi geregince, Ulusal Biyogüvenlik Yasasi'nin hizla çikarilmasinin gerekli oldugunu ifade eden Korur, "Ancak yasanin toplumun herkesimi tarafindan tartisilarak ve ortak uzlasiya varilarak yasalasmasi en az bunun kadar önemlidir. TEMA Vakfi, Hükümeti Ulusal Biyogüvenlik Yasa Tasarisi'ni geri çekerek dogal varliklarin ve toplum sagliginin korunmasini adina demokratik tartisma sürecinden geçirmeye davet etmektedir" diye konustu.

TEMA Vakfi'nin Yasa Tasarisi ile ilgili görüs ve önerilerini açiklayan Korur, söyle konustu;

"Tasarida, Birlesmis Milletler Biyolojik Çesitlilik Sözlesmesi ve Cartegana Uluslararasi Biyogüvenlik Protokolüne gerekli gönderme yapilmali ve yapilan düzenlemenin felsefi temeli ortaya koyulmalidir. Tasari yalnizca GDO ve ürünlerine odakli bir "GDO Kanunu" özelliginden çikarilmali ve biyogüvenlik kavraminin gerektirdigi kapsamli bir içerige kavusturulmalidir. Tasari ile olusmasi öngörülen Biyogüvenlik Kurulu yapisi bürokratik nitelikten, demokratik özellige dönüstürülmeli, bu tür bir yapi saglanmadan, Kurulun ileri sürüldügü gibi 'bagimsiz ve özerk' karar alamayacagi bilinmelidir. Tasarinin en belirleyici unsurunu olusturan 'basvuru, degerlendirme ve karar süreci' bir maddede degil, açiklik ve netlik kazandirilmis birkaç madde de açiklanmalidir. Tasarida, ithal, pazarlama, tüketim disinda GDO ve ürünlerin islenmesi süreci de yeterince açiklanmalidir. Kurul ile Bakanlik iliskileri, hiyerarsik yaklasim yerine, demokratik anlayisa oturtulmalidir. GDO ithali yapilacak ülkelerden, uluslararasi geçerliligi bulunan referanslarin istenilmesi öngörülmelidir.

Çogunlugu özel kuruluslara bagli gerçek ve tüzel kisilerden olusacak olan GDO ilgililerini risk yönetimi ve uygulama konusunda yükümlü kilan anlayis yeniden tartisilmalidir. Tasariya, antibiyotiklere dayanikli gen içeren GDO ithalinin yasak oldugu açikça yazilmalidir. Bakanligin uygulayacagi belirtilen kontrol ve denetimin hangi süreçler kapsaminda ne gibi yöntem ve araçlarla yerine getirilecegi açiklanmalidir.  TEMA Vakfi Bilim Kurulu'nun önerdigi gibi transgenik çalismalarin üniversitelerde veya arastirma enstitülerinde gelistirilerek hayvanlarda denenecegi de, biyoçesitliligimizin korunmasi için, tasarida yer almalidir. Kurul ve Bilimsel Komitelerin kararlarinin yerindelik ve hukuka uygunluk bakimindan idari yargi konusu oldugu, tasariya eklenmelidir. Idari yaptirim ve ceza hükümleri sadelestirilmelidir. TEMA Vakfi, Hükümeti Ulusal Biyogüvenlik Yasa Tasarisi'ni geri çekmeye; medya ve kamuoyunu da, Biyogüvenlik Kanun Tasarisi'nin ulusal yararlar dogrultusunda gelistirilmesi çalismalarina acilen destek vermeye çagirmaktadir."

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol