"Ülke topragi satilik mal degildir"

Türk Mühendis ve Mimar Odalari Birligi (TMMOB) Ziraat Odasi ile TEMA Vakfi'nin ortaklasa yaptigi basin açiklamasinda, "Ülke topragi satilik mal degil, korunmasi gereken kaynaktir, vatandir" denildi.

Arap sermayesinin Türk topraklarina göz diktiginin de belirtildigi açiklamayi TMMOB Ziraat Mühendisleri Odasi Kirklareli Il Temsilcisi Erol Özkan Kirklarelililerle paylasti.  "Tarimda yabanci sermaye sart degil, sart olan yeni teknoloji ile topragi ve suyu koruyarak dogru kullanmaktir" diyen Özkan, "Son zamanlarda basta Suudi Arabistan olmak üzere emperyalist batinin güdümündeki kimi Arap ülkeleri, nedense Türkiye'de tarimsal yatirim yapmak gerekçesiyle 'sulu tarim arazilerine sahip olmak' heveslerine kapilmis görünmektedir.

Türk Mühendis ve Mimar Odalari Birligi (TMMOB) Ziraat Odasi ile TEMA Vakfi'nin ortaklasa yaptigi basin açiklamasinda, "Ülke topragi satilik mal degil, korunmasi gereken kaynaktir, vatandir" denildi.

Arap sermayesinin Türk topraklarina göz diktiginin de belirtildigi açiklamayi TMMOB Ziraat Mühendisleri Odasi Kirklareli Il Temsilcisi Erol Özkan Kirklarelililerle paylasti.

 "Tarimda yabanci sermaye sart degil, sart olan yeni teknoloji ile topragi ve suyu koruyarak dogru kullanmaktir" diyen Özkan, "Son zamanlarda basta Suudi Arabistan olmak üzere emperyalist batinin güdümündeki kimi Arap ülkeleri, nedense Türkiye'de tarimsal yatirim yapmak gerekçesiyle 'sulu tarim arazilerine sahip olmak' heveslerine kapilmis görünmektedir. Ama, daha ilginci ve ibret verici olan ise "mal pazarlamaci tüccar ya da emlak komisyoncusu" örnegi, ülkenin üst düzey kimi siyasal sorumlularinin "babalarinin mülkü hakkinda karar verir" gibi, bu niyet ve heves sahipleri ile pazarliga oturmus bulunmalaridir. Üstelik ülke arazisini yabanciya devir pazarligi, bu yoksul halkin onlarca milyar dolar harcayarak meydana getirdigi ve GAP gibi henüz tamamlanmamis olanlar dahil, sulanan tarim arazileri üzerinden sürdürülmektedir. Açikçasi; bu devletin bu halkin geliri ile ve bu ülkenin topragi için baraj yaparak, sulama sebekesi döseyerek verimli hale getirmek istedigi ülke topragi, batili emperyalistin yararina çalisan ve onun güdümündeki Arap sermayesine "Buyur gel, isle, kazancini götür" aymazligi ile ve baba mali gibi adeta peskes çekilmek istenmektedir. Daha vahimi; esasen yeterince beslenemeyen ve önemli bölümü yoksulluk ve açlik içinde bulunan bu halkin insanca beslenip yasayabilmesi için, zorunlu olan verimli ülke topragi yabancilara pazarlanarak hem toplumun yasam güvenligine ipotek koyulmakta ve hem de yoksul tarim üreticisinin "ana sütü" gibi helal hakki olan geliri yabancilara açikça aktarilmaya çalisilmaktadir.

Sormak gerekiyor... Türkiye tarimini kurtarmak Arap sermayesine mi düstü? Türkiye tariminin üstün teknoloji kullanma ihtiyaci olabilir. Bu ihtiyaç öncelikle ulusal kosullarda gerçeklestirilmis arastirma çalismalarindan karsilanmalidir. Gerektiginde bu ihtiyacin bilgi ve teknolojinin evrenselligi ilkesi uyarinca gelismis ülkelerden transferi de mümkündür. Ama bir kez daha sormak gerekir, 'Arap sermayesinin gelismis tarim teknolojisi mi var, ona el açiyoruz?'

Önce su bilinmelidir!.. Bu ülkenin tarim arazisi satilik mal degildir, korunmasi gereken ulusal varliktir. Satilamaz. Unutulmamalidir ki, esasen yeterince beslenemeyen yetmis milyonluk ve yakin gelecekte yüz milyon olacak bu toplumun insan gibi yasamasi ve yasam güvenligi, öncelikle bu topragin yabanci mülkü haline getirilmesine degil, bu kaynagin mutlaka korunmasina ve dogru kullanilmasina baglidir.

Su da bilinmelidir!.. Bu topragi korunmaya, islaha, sulanmaya ve dogru tarim teknikleri kullanmaya ihtiyaci vardir. Bu topragi kullananlarin dogru bilgi ile desteklenmeye ihtiyaci vardir. Ve Türkiye ulusal varliklari ve insan kaynagi ile bu ihtiyaci yerine getirebilir, mutlaka getirmelidir. Türkiye'nin, öncelikle basta toprak ve su olmak üzere üretim kaynaklarini koruyarak dogru kullanimi "üretken ve disa karsi yarismaci" bir tarim yöngörüsüne ihtiyaci vardir Dogal olarak da, bunu gerçeklestirecek rasyonel, ulusal kimlikli tarim politika ve stratejilerine ihtiyaci vardir. Ve sunun da farkinda olmak gerekir!...Kökeni ve niteligi ne olursa olsun, yabanci sermayenin tek ve nihai amaci bulundugu ülkenin kaynaklarini kullanarak o ülkeden kar ve kazanç transfer etmektir, o ülkeyi mutlaka sömürmektir.

Ulusal varlik olan Türkiye topragi yabancinin kar aktarimi kaynagi haline getirilemez. Böylesi bir yaklasim kimden gelirse gelsin, ulusal egemenlik ve ulusal bagimsizlikla hiçbir biçimde bagdasamaz. Çünkü toprak egemenliktir, bagimsizliktir. Çünkü toprak vatandir.

Sorumlu ve yetkilileri ülkesel ve ulusal yararlarimizi korumaci "milli" çizgiye çagiriyoruz.

Kamuoyu ve medyayi ulusal egemenlik ve bagimsizligin temeli olan yurt topragini koruma mücadelesinde duyarlik göstermeye ve dayanismaya çagiriyoruz. Unutulmamalidir ki bir avuç toprak üretilemez kaynaktir. Bir avuç toprak, vatandir" dedi.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol