Kırklareli İl Emniyet Müdürlüğü’nün geleceğe ve gelecek nesillere yönelik yatırımları 2013 yılında da hızını arttırarak devam ediyor.
Geride bıraktığımız 2012 yılında; huzur toplantıları, telefon ve bilgisayar dolandırıcıları ile ilgili bilgilendirmeler, halkı bilgilendirmeye yönelik el ilanları, okul ve okul önünde var olan trafik ile ilgili düzenlemeler ile toplumsal işleyişin huzur ve güven içinde geçmesini istediklerini gösteren Kırklareli Emniyet Müdürlüğü 2013 yılında da çalışmalarına devam ediyor.
Çeşitli kurs, gösteri ve sertifika törenlerine sahne olan Kırklareli Halk Eğitim Merkezi ASO Müdürlüğüne ait toplantı salonunda dün Kırklareli İstiklal İlköğretimokulu ile Vali Faik İlköğretimokulu öğrencileri vardı.
2012 yılında uygulanmaya konulan ve Türkiye'de 24 milyon çocuğumuz için tasarlanan "Ufuk Hattı Projesi" hedefine ulaşabilmek adına minik öğrencilerimizi bilgilendirmeye ve eğitmeye devam ediyor. Yapılan çalışmaların bir nevi geleceği garanti altına alma çalışmaları olduğu da unutulmamalı.
Binlerce Kırklarelili ilköğretim öğrencisi bu projede
Kırklareli Emniyet Müdürlüğü Rehabilitasyon ve araştırma merkezi (RAM), Çocuk Şube Müdürlüğü ile Toplum Destekli Polislik Şube Müdürlüğü tarafından yürütülen "Ufuk Hattı Projesi" kapsamında; Kırklareli'nde bulunan 17 ilköğretim okulunda 1710 öğrenciye Rehabilitasyon ve Araştırma Merkezi tarafından "akran zorbalığı" konusunda eğitim verilmeye dün Kırklareli Halk Eğitim Merkezi ASO Müdürlüğü toplantı salonunda devam edildi.
Ufuk Hattı Projesi kapsamında ayrıca Toplum Destekli Polis Müdürlüğü ve Çocuk Şube Müdürlükleri tarafından kendi birimlerinin faaliyetlerini tanıtıcı sunumlar da yapıldı. Söz konusu proje kapsamında internet kullanımı, internette karşılaşılabilecek olası tehlikeler, sosyal paylaşım siteleri, bu sitelerde hesap açılması ve kullanımında dikkat edilecek hususlar, kişisel verilerin internette korunması zararlı oyunlar hakkında da dün minik öğrencilere bilgiler verildi. Toplantı ilk olarak Kırklareli Emniyet Müdürlüğü Çocuk Şube Müdürlüğü'nde görevli polis memuru Adnan Şenyüz'ün konuşması ile başladı. Şenyüz günümüzün vazgeçilmezi olan internet ile alakalı olarak slâyt gösteri ile beraber şunları kaydetti;
"Anne ve baba olarak çocuklarınıza karşı bilinçli ve hoşgörülü davranın ve çocuğunuzla ilgilenirken eşinizle uyumlu olarak hareket edin. Çocuklarınızı ilgilendiren tehlikeler hakkında onları bilgilendirmeli ve uyarmalısınız. Çocuklarınızın sizlere her konuda güvenmelerini sağlamaya çalışınız. Aile ortamını çocuk için çekici ve sıcak bir ortam haline getiriniz, çocuğunuz her türlü neşeyi huzur ve mutluluğu ailesinde bulursa dışarıyla paylaşacak bir şeyi kalmaz. Aşırı isteklerine dur deyin, ölçülü olmayı öğretin. İyi ve kötü kavramlarını öğreterek, iyi eylemleri takdir, kötü eylemleri ikaz edin. Başarılarını ödüllendirin ve onunla gurur duyduğunuzu belli edin. Çocuklarınızın evden çıktıktan sonra nerelere gittiğini ve nasıl arkadaş seçtiğini kimlerle zaman geçirdiğini takip edin ve iyi arkadaş seçmesini sağlayın. Şaka da olsa çocuğunuza asla yalan söylemeyin.
Aile bütçesine katkı sağlamak amacıyla tüm tehlikelere açık olan sokaklarda çocuklarınızı çalıştırmayın. Onları sevin; Çocuk sevildikçe saygıyı öğrenir. Anne- baba olmadan önce çocuklarınızla arkadaş olun. Çocuklarımız geleceğimizdir."
Çocuk Şube Müdürlüğü'nde görevli polis memuru Adnan Şenyüz daha sonra salonda bulunan minik öğrencilere internet kullanımı ile alakalı şu uyarılarda bulundu; " İnternetten yollanan arkadaşlık tekliflerinde tanımadığınız kişileri kesinlikle kabul etmeyin ve tanımadığınız kişilerle konuşup, buluşmayın. Bu yöntemlerle size zarar vermek isteyen kişilerden korunmuş olursunuz. Günümüzde internetten paylaşımlar her geçen gün artıyor. İnternetten kimseye fotoğraf ve video göndermeyin, web kamerası da açmayın, özellikle girilecek bir site ve paylaşmanız gereken bir bilgi varsa bunu ailenizle birlikte yapın. 12 yaşından küçükseniz veliniz yanında olmadan internet kafeye gitmeyiniz." Konuşmasının ve sunumun sonunda Kırklareli Halk Eğitim merkezi ASO müdürlüğü toplantı salonunda bulunan öğrencilere tavsiyede de bulunan Şenyüz; "Bir çocuğun en iyi barınağı ailesidir, aileniz size her zaman koruyacaktır. Hiçbir anne baba çocuğunu kaybetmek istemez, içki sigara ve uyuşturucu madde bağımlılığı gibi zararlı alışkanlıklar eğitim imkanlarından mahrum kalma, sağlık sorunları, gayri ahlaki tehlike ve tehditlerle iç içe yaşama cinsel tacize mahrum kalabilme gibi bir çok tehlike internetin ve eletişim sistemlerinin küçük yaşta sizlerin hayatına girmesi ile yaşanmaktadır" dedi.Minikleri bilgilendirme toplantısının ikinci konusu ise "akran zorbalığı" idi. Rehberlik ve Araştırma Merkezinde görevli Uzman Psikolojik danışman Ayfer Dutolgunlar sunumunu yapmak üzere çocuklar ile buluştu. Akran zorbalığını tüm detayları ile anlatan Dutolgunlar konunun tümünü şu cümleler ile özetledi; "İnsanların sağlıklı, mutlu bireyler haline gelmelerinde sosyal etkileşimin önemi kaçınılmazdır. Çocuklar da anne- babaları, diğer yetişkinler, kardeşleri ve akranları ile çeşitli ilişkilere girerler. Çocuk doğduğu andan itibaren anne ya da bakım verenle ilişki içindedir. Okul çağına geldiğinde çocuk yaşam alanı ile birlikte ilişkiye girdiği çevreyi de genişletmiş olur. Önceden anne ya da bakım verene karşı önemli olan ilişkiler yerini akranları ile olan ilişkilerine bırakır. Akran, yaş grubu arkadaşlarıyla bağlantılı çocuk ya da ergenlerde aynı yaş gruplarını ifade eden bir kavramdır. Akranları ile olumlu ilişkiler geliştirme çocuğun sosyal gelişimi için oldukça önemlidir. Çocukluk döneminde sosyal onay ihtiyacının karşılanmasında, akranları tarafından kabul edilmesi önem taşımaktadır. Akranlarla kurulan ilişkiler, genel olarak eşit düzeyde yer alan ilişkilerdir. Taraflar bu ilişkiden çoğunlukla aynı ölçüde yararlanır ve katkıda bulunurlar Taraflar arasındaki genel güç dengesi çocuğun gelişiminde olumlu iken bu dengedeki bozulma tam tersi etki yapması açısından dikkat çekicidir. Özellikle çocuk ve ergenlerin eğitim ve öğretim nedeniyle bir arada bulundukları okul ortamlarında gösterilen güç dengesizlikleri ve örseleyici eylemler gelişimsel süreci olumsuz etkilemeleri nedeniyle önemlidir. Bahsedilen güç dengesindeki bozulma, akran örselemesi veya akran zorbalığı adı ile toplumsal yaşantının sürdürüldüğü her ortamda kendini gösteren önemli bir sorundur. Okul, hem kendini oluşturan eğitim iş görenlerinden hem de davranışları üzerinde çalıştıkları öğrencileri yüzünden çok daha karmaşık bir yapıdadır. Okul, eğitimi üreten ve değişik adlarla anılan tüm sistemlere verilen addır. Davranış bilimlerinde saldırganlık, kasıtlı olarak zarar verme ve acıtma amacıyla gerçekleştirilen davranışların ortaya çıkardığı durum olarak tanımlanmıştır. Kişinin sahip olduğu eşyalara zarar verme gibi her türlü yıkıcı davranış da saldırganlık olarak sınıflandırılmaktadır. Saldırganlık, açık ya da örtülü, şiddetli ya da hafif, özel ya da genel, tepkisel ya da planlı, görünür bir nedene bağlı ya da açık bir nedene bağlı olmadan, sözel veya fiziksel olabilir. Hangi biçimde olursa olsun, eğer davranış zarar verme niyetiyle yapılmışsa karşısındakini incitmemiş veya acı vermemiş bile olsa saldırganlık olarak nitelenir. Şiddet ise, çoğu zaman saldırganlık kavramıyla eş anlamda kullanılan bir kavramdır.
Zorbalık, kurbanın korkmasına, acı çekmesine neden olan, taraflar arasında güçlerde dengesizliğin neden olduğu, güçlü çocuğun ondan daha az güçlü olana baskı yaptığı, kurban tarafından gelen kışkırtmanın olmadığı ve aynı çocuklar arasında tekrarlı olarak yapılan fiziksel, sözel ve psikolojik saldırıları içerir Görüldüğü gibi şiddet bir saldırganlık biçimidir. Saldırganlık, içine hem şiddeti hem de zorbaca eylemleri alan bir şemsiye kavram niteliğindedir.
Aslında şiddet ve zorbalık saldırganlığın iki ayrı alt boyutunu oluşturmaktadır. Zorbalıkla şiddet fiziksel olarak ortaya çıktıklarında birbirlerine benzemekle birlikte zorbalığın, kurbanla zorba arasındaki güç dengesizliğini gerektirmesi ve tekrarlı olması gibi ayırt edici özellikleri açısından zorbalık ve şiddet birbirlerinden tamamen ayrılmaktadır. Akranları ya da arkadaşları tarafından fiziksel, sözel, cinsel ya da duygusal zorbalığa maruz kalan çocukların hem kısa, hem de uzun dönemde bu tür yaşantıdan veya yaşantılardan olumsuz biçimde etkilendiğine ilişkin araştırmaların sayısı gün geçtikçe artmaktadır.
Akran zorbalığının belirlenmesi için zorbalığın tanımı, türleri, zorba ve kurban kavramlarının bilinmesi oldukça önemlidir."
Okullarda uygulanan zorbalığı ve akran zorbalığını şu sözlerle özetleyen uzman psikolojik danışman Ayfer Dutolgunlar konu ile alakalı olarak şunları söyledi;
"Zorbalık türleri doğrudan zorbalık ve dolaylı zorbalık olarak sınıflanmaktadır. Doğrudan zorbalık fiziksel ve sözel saldırı davranışlarını içerirken, dolaylı zorbalık ise kasıtlı yalnız bırakma veya sosyal ortamlardan yalıtım gibi davranışları içermektedir Doğrudan zorbalıkta, doğrudan ve açık olarak birinin diğeri üzerindeki güç, statü ve hakimiyetini gösterme isteği vardır. Zorbalığa maruz kalan birey zorbanın kim olduğunu bilir. Kurban ve zorba yüz yüzedir. Doğrudan zorbalık, vurma, tekmeleme, ısırma, çimdikleme gibi fiziksel saldırıları, hakaret ve aşağılama gibi sözel olarak yöneltilen saldırılarla, çirkin yüz ifadeleri ve el kol hareketlerini kapsar Dolaylı zorbalık kişinin sosyal olarak yalnızlaştırılması, hakkında dedikodu yayılması, sosyal çevresinin maniple edilmesi ve kasıtlı olarak gruptan dışlanması gibi davranışları içerir. Kurbana doğrudan saldırıdan çok, arkadaşları arasında asılsız sözel ifadelerle zarar vermek amaçlanır. Üçüncü kişiler yoluyla yapılan veya kurbanın zorbayı tanıyamadıkları durumlar söz konusudur. Sözel olarak kurbana isim takma, tehdit etme, alay etme, küçük düşürme, iğneleme, göz hapsine alma, gruptan dışlama, konuşmama ve sessizleştirme vardır. Kurbanın rahatsız edilmesi, kusurlarıyla uğraşılması, duygularının incitilmesi, saldırganlığa maruz bırakılması, kurbanın eğlence unsuru olarak kullanılması ve kurbana karşı çirkin davranışların sergilenmesine sık rastlanır. Bireyin sosyal statüsüne ve benlik kavramına zarar vermek amaçlanır"
Zorbalığı Önleme
Zorbalığı önlemeye ilişkin müdahale yöntemleri iki başlık altına toplanabilmektedir. Bunlardan ilki, zorba veya kurban öğrencilerin bireysel ihtiyaçlarını karşılama ve dinamik olarak öğrencilere destek olması gerektiğini vurgulayan, iskele başlığı altında toplanmaktadır.İkincisi ise öğrencilerin akran gruplarındaki sosyal yapıları inceleyerek bu gruplar içinde öğrencilerin olumlu ilişkiler kurması yönünde yetişkinlerin müdahalelerini kapsayan sosyal yapı olarak tanımlanmaktadır Kırklareli'nde bulunan çocuklara yönelik gerçekleştirilen konferans sonrasında minik öğrencilere konu ile alakalı olarak çeşitli el ilanları ve minik anahtarlıklar dağıtıldı.
Süper bilgiler